bildirgec.org

elementler

Amerikan Toprak ve Kimya Bürosu oturmuş vücudumuzun kimyasal bileşenlerini oranlamış. Kabul edersiniz ki; sonunda enteresan bir tablo çıkmış, ortaya…

İşte bahsi geçen vücut kimyamız ve oranları:

• %65 Oksijen
• %18 Karbon
• %10 Hidrojen
• %3 Nitrojen
• %1.5 Kalsiyum
• %1 Fosfor (iyi gübre olur)
• %0.35 Potasyum
• %0.25 Sülfür
• %0.15 Sodyum (bildiğimiz tuz yani)
• %0.15 Klor
• %0.05 Magnezyum
• %0.0004 Demir (paslanmamıza yeter mi?)
• %0.00004 İyot
ve az biraz da flor, silisyum, manganez, çinko, bakır, alüminyum ve arsenik (bu hangi sebepten ola ki?!). bu bir pilli patisözüdür!

Arkeologlar, Stonehenge’i inşa eden insanların yerleşim yerini bulmuşlar. Bu insanlar burayı belirli şölenler ve cenaze törenleri için kullanıyorlarmış. Burası yüzlerce insan tarafından kullanılan bir yermiş. Araştırmacılar burada yaşayan insanların milattan önce 2600-2500 yıllarında burada yaşadıklarını söylüyorlar ve bu tarihler Stonehenge’in yapıldığı tarihe denk geliyor. Fakat bazı arkeologların dediğine göre buradaki taşlar çeşitli zamanlarda yenilenmiş. Tarihini belirlemek o kadar da kolay değil. Tabi çeşitli araştırmacılar arasındaki tartışmalar sürmekte. buradan buyrunuz

aslında çok defadır yazmak isteyip yazamadığım bir yazı bu

biz türküz ama hep türklüğümüzle övünüyoruz!
hiç bir şey yapamıyoruz…

alıştık hazıra
alıştık herşeyin önümüze sunulmasına

hiç çabalamıyoruz

bunlar;
nereden esti diyeceksiniz belki
interneti gezerken görüyorumda bir çok forum sitesi ama gelgör ki
hepsinde zerre kadar bilgi yok

aradığımız sadecebilgi olmalı aslında
artık böyle sitelerde yazıyorum

bu bildirgeçteki ilk konum
hiçbir webtasarım eğitimi almadım
hiçbir şekilde gelip kimse fotoshopu anlatmadı nede dreamwawerı

geçenlerde yayıncılıkla ilgili bir ödev için kütüphaneye gittim. eski çıkan dergilere göz atarken zafer’e rast geldim. bu ay üç yüz altmışıncı sayısı çıkıyormuş. dile kolay. inanılması zor olan olay ise tüm sayılarının içeriğini sitelerinden paylaşıyor olmaları.

National Geographic’in ilgili sayısı

Atalarınızın nerden geldiğini merak ettiniz mi hiç? Veya insanların nasıl olup da tüm dünyaya yayıldığını? Alanında öncü olan National Geographic’in sitesinde bu konuyla ilgili yapılan çalışmaya geniş bir şekilde yer verilmiş. İnsanoğlunun yolculuğuna video, fotoğraf ve haritalar eşliğinde yer veren sitede, kendi atalarınızın izini bulmanız da mümkün. Bunun içinse ilgili katılım kitini şuradan almanız gerekiyor. Fiyatı ise $99.95 olarak belirlenmiş.

D’Artagnan

Fransada hatta dünyada pek çok yerde kim olduğu merak edilen Demir maskeli adamın kimliği hakkında yeni bir iddia ortaya atıldı.
Öncelikle Demir Maskeli Adamın XIV. Louis‘in ikiz kardeşi olduğu iddiaları ortaya çıktı. Bu iddiaları ihtilalçilerin Kralı daha da vahşi göstermek için ortaya attığı ortaya çıkarıldı.
Son dönemlerde basit bir uşak olduğu ama ona bekçilik yapan M. de St. Mars’ın kendini önemli göstermek istemesi yüzünden yüzüne maske takıldığı ortaya atıldı.
En son yapılan keşiflerle ise yeni bir kişi ortaya çıktı. O dönemin en önemli halk kahramanı D’Artagnan‘ın demir maskeli adam olabileceği ihtimali ortaya çıktı.
D’Artagnan, XIV. Louis’in gayrimeşru olduğunu bilen kişilerden biriydi. Saraydaki pek çok sırrıda biliyordu. Şansızlığı ise dürüstlüğüydü. O dönemde sarayda dürüstlük pek tutulmuyordu ve bu D’Artagnan’ın kralın gözünden düşmesini sağladı.
Tarihi belgelere göre Maastricht savaşında D’Artagnan aldığı yaralarla öldü.
M. de St. Mars , D’Artagnan yaralı iken o ana kadar hiç ayrılmadığı görev yerinden açil bir toplantı için ayrıldığı ve geri döndüğünde ise yanında meşhur demir maskeli adamın olduğu ortaya çıktı.
St. Mars eski şövalyelerden oluşan 45 kişilik bir muhafız ekibi kurdu ve hapishane hapishane dolaşmaya başladı.
Pek çok aday arasına şimdide D’Artagnan katıldı.

Ergenler çocuklarla ilgili olarak yapılan bir araştırmada, şiddet içeren video oyunlarının beynin kendine hakimiyetle ilgili bölümünün faaliyetini azalttığı saptandı.

Indiana Üniversitesi Tıp Okulu tarafından yönetilen araştırmadan Dr. Vincent Mathews, ”şiddet içeren video oyunlarının beynin fizyolojisini ve beynin çalışma biçimini etkilediği ilk kez saptandı. Şiddet içeren bir video oyunu izledikten sonra bu ergenlerde, beynin duygusal yükselişle ilgili amigdala bölgesinin aktivitesinin artığı görüldü” dedi.

Şiddet içeren video oyunu oynayan ergenlerde beynin kendini kontrol edebilmeyle ilgili bölümlerinde faaliyetin azaldığı beyinlerinin kendine hakimiyet, çekingenlik ve konsantrasyonla ilgili bölgesindeki aktivitenin de yavaşladığı belirlendi.

Bu ve benzeri anketler ha bire çıka dursun yine bir araştırma ve sonuç : “Kadınlar 3 kat daha fazla konuşuyor”

Haberde koyu olarak belirtmiş oldugum kısıma dikkat.

Yapılan bir araştırmada, kadınların erkeklerden üç kat fazla konuştuğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, kadınlar ortalama olarak günde 20 bin kelime sarf ediyor. Yani kadınlar erkeklerden günde 13 bin kelime fazla konuşuyor.

Kadın psikiyatr Luan Brizendine, “The Female Mind” (Kadın Zihni) adlı kitabında, kadınların ayrıca daha hızlı konuştuklarını, konuşmak için daha çok beyin hücresi kullandıklarını yazıyor.

raporda podcast dinleyicilerin demografik özellikleri de yer alıyor

ülkemizdeki podcast ve abone sayıları yerlerde sürüne dursun pew‘in yaptığı bir araştırma dünyada da bu durumun pek farklı olmadığını gösteriyor. araştırmaya göre internet kullanıcılarının yüzde 12si bir podcast dinlemiş ama kullanıcıların sadece yüzde biri günlük olarak podcast dosyası indirmiş. meraklısına raporun tamamı burada, içinde ise ilginç istatistikler yer alıyor.

Mit ‘yi duymayanınız yoktur herhalde. Yüzlerce alanda binlerce yaratıcı zekanın emek verdiği geleceğin projelerinin mimarlarının buluştuğu ABD nin en büyük bilimsel araştırma merkezi. Lafı fazla dolaştırmadan konumuza gelecek olursak William Lark, Phil Liang, Raul-David Poblano, Axel Kilian, Peter Schmitt, Franco Vairani, Mitch Joachim, Ryan Chin, Susanne Seitinger ve Marcel Botha dan oluşan Smart Cities proje ekibi hayatımıza kolaylık sağlayacak harika bir proje ile karşımıza çıkıyorlar.
Hepimiz marketlere gittiğimizde alışveriş arabası almışızdır. Belirli bir para karşılığında arabayı kullanıp işimiz bittikten sonra tekrar yerine bırakıp paramızı geri alıyoruz. Aynı sistemin şehrin belirli nokalarında bulunan ufak otomobiller için geçerli olduğunu varsayalım. Park problemi olmadan kredi kartınızla arabayı belirli bir süre için kiralıyor ve işiniz bittiğinde önceden belirlenmiş bir alana bırakıyorsunuz. Elektrik ile çalışan ve süspansüyonları uzun süreli kullanım için tasarlanmış arabalar kimbilir önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde yollarda kendini gösterebilir.
Ekibin üzerinde çalıştığı diğer otomobil projeleri de var. Concept Car, Athlete Concept, Zero Car, Transology bunların başlıcaları.