bildirgec.org

anne baba hakkında tüm yazılar

Anneciğim,aynayla dans edebilirmiyim?

| 03 January 2010 14:44

Yeni yılda anneciğime bir itiraf,

yeni yıla girerken bol bol dans yaptım… Dans, yaşamı kucaklayan bir mutluluktur derler, hareketlerin estetiği duyguların bir ifade biçimidir… Romantizme giden en kestirme yollardan biridir dans… Bir senfonik müziğin akışına bırakarak kendini, yapayalnız sadece aynada kendini görerek yapılan dansı, sağlıksız olarak görenler hatta ruh sağlığının bozukluğuna bağlayanlar bile vardır… Ben böyle suçlanıyorum Annem ve babam tarafından… Çatışmalarımız hep benim onlara uygun gelmeyen tarzım yüzünden çıkıyor… Ben böyleyim diyorum onlara, beni huzura kavuşturan şey sizi neden huzursuz ediyor diye soruyorum. Yanıtları çok komik; Dans insana huzur vermeliymiş, huzursuzluk deyil!…
Anlaşamıyorum, anlatamıyorum kendimi ya da anlamamakta direnen insanlara boş gözlerle bakmaktan ziyade elimden birşey gelemiyor…
Ben seslerin ve ritmlerin ahengini vucut diline aktarmaya çalışıyorum bu da beni mutlu ediyor… Bunu yapmasam deliriyorum evet paramparça oluyorum, buda bir sağlıklı yol bulma çabası deyilmidir?
Aşıksan git normal kızlar gibi aşkını yaşa diyen anneme “ben normalim” desemde boşa çabalıyorum…
Düşünüyorum; Yaşıtlarım benim gibimi? Hayır..
O zaman bizimkiler haklı gibi geliyor, ya da herkes haklı bilemiyorum…
Zor olan bana kolay geliyor, aşkında zor olanını seçtim…kayaya çarptım adeta…Dersimi çok kötü aldım ve bunu kabullendim… Bana “maskaralık” etme dendi çocukluk etme dendi…
Tıpkı annemin babamın izahatları gibi…
Ben kolay olanı hiç seçmedim ki üstadım:)
Altı yaşında kemanı boynuma dayadılar, onu sevdim ona köle oldum, ağladım sızladım tepindim ama şimdi onunla bir bütünüm…
Anneciğim, bırak beni bak gene zırlıyorum,olmadık şeyler istiyorum bırak ne istersem yaşayim…
sonuçta olabilecek en kötü şey aynayla dans etmem olacaktır, bırakın bari bu özgürlüğümü yaşayayımm…

Oyun

absynthe | 05 October 2009 14:36

Bengisu: Hadi evcilik oynayalım. Sen benim kocammışsın. Sabah kalkıcaz, kahvaltı yapıcaz. Ben seni öpücem. Sonra işe gideceksin sen. Ben de evi toparlıycam. Sonra komşu gelicek, onla oturucaz, kocalarımızın dedikodusunu yapıcaz. Komşu gidicek, ben yemek yapıcam. Sonra akşam olucak, sen geliceksin. Yemeğimizi yicez, televizyon seyredicez. Sen uyuyakalcan televizyon başında. Ben seni zorla kaldırıp yatağına götürcem. Tamam mı?
Berkcan:Hayır, bak şimdi. Sen benim karımmışsın. Sabah kalkıcaz, kahvaltı yapıcaz. Ben seni öpücem, çocuğu yuvaya bırakıcam; sonra da ikimiz de işe gidicez. Çok yorulcaz işteyken. Akşam eve gelcez. Buzdolabından donmuş yemeği çıkarcaz, ısıtıp yiycez. Sonra kavga etçez. Ama sonra birbirimizi affetçez. Sonra da uyucaz. Tamam mı?
Bengisu: Tamam o za-
Ayfer: Bengiii, bitirin oyununuzu artık kızım. Berk’in annesi birazdan işten çıkar, ellerinizi yıkayın oyuncaklarınızı toplayın bakayım. (Kapı çalar) Ah bak işte geldi görüyo musun! Çabuk çabuk o oyuncaklar toplanıyoo! (Kapıyı açar) Ay hoş geldin şekerim, gel beş dakka otur çene çalardık..
Selma: Kusura bakma canım, baya yorgunum da çok yoğundu bugün şirkette. Zaten Berk’i de bütün gün size bıraktım aklım kaldı bi yaramazlık yapmıştır diye.
Ayfer: Olur mu hiç, kardeş kardeş oynadılar Bengi’yle-
Selma: Valla çok yaramazlık yapmıştır o, dedim ne güzel yuvaya git ama tutturdu her gün gidiyorum zaten, bugün Bengi’yle oynucakmış.
Ayfer: Her gün gelsin, bizim kıza da arkadaş oldu ne güzel.
Berkcan: (Koşarak gelir, kafasını yukarı kaldırır) Anne.
Selma: Heh gel bakalım gidiyoruz Berkcan.
Berkcan: Anne azcık daaaa lüüttfenn…
Selma: Hayır hadi al oyuncaklarını gidiyoruz.
Ayfer: Yarın yine gel Berkcan olur mu?
Berkcan:Anne?
Selma: Olmaz Ayfer teyzesi, yuvasına gitsin artık, başka zaman yine geliriz.
Ayfer: İyi o zaman bekliyorum ama.
Bengisu: (Koşarak gelir) Selma teyze biraz daaa dursaydınıııızz.
Selma: Bugünlük yeter Bengicim. Ben yine getircem Berk’i başka bi gün.
Bengisu: Amaa… (Gözler yaşlı)
Ayfer: Neyse o zaman böyle de kapıönünde olmadı ama, başka sefere o zaman Selmacım.
Selma:Tabii tabii şekerim, görüşürüz en yakın zamanda.
Bengi Berk’i öper. Kapı kapanır.

çocuklar için resim yapabilecekleri boyama sayfaları

biSGen | 30 April 2009 18:04

Resim yapmak, çocuk için belki de en geniş anlamıyla kendini ifade ediş biçimidir. Zira bu sayede çocuğun kendi ve çevresi hakkındaki duygu ve düşüncelerini öğreniriz. Resim yapmanın daha pek çok yararlarını sayabiliriz. Söz gelimi; küçük kas gelişimi, bedensel, motor ve bilişsel gelişimi, estetik gelişimi vb…
Bu konuda biraz olsun açıklama arayanlara bu (Bedensel ve Ruhsal Gelişimin En Renkli Sırrı: Resim Yapmak/ Çetin Özbey) ve şu (Okul öncesi çocuklarda resim yapma becerisi kişilik yansıması ifade eder mi? ) linklerdeki yazıları okumalarını öneriyorum. Bir baba, bir eğitimci (her ne kadar branşım farklı olsa da) olarak epey işime yaradı benim.
Madem resim yapmak çocuk için bu kadar önemli/gerekli; anne-babalara, eğitimcilere bu konuda büyük sorumluluk düşüyor demektir.
Paylaşımı seven bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm ve ben de aile geleneğimi bozmayıp elimdekileri (belki de Paulo Coelho’nun “Zahir” kitabında bahsettiği gibi “iyilik bankası”na yatırım yapıyorumdur, kimbilir…) paylaşıyorum.
Görev yaptığım okulda anaokulu öğretmeni olan arkadaşım, oğlum faydalansın diye çocuklar için boyama sayfaları, oyunlar, yap-boz’lar ve daha bir sürü faydalı etkinlik bulunan link yolladı bana. Ben de başka çocuklar da faydalansın diye sizlerle paylaşıyorum bu linkleri…
Merak etmeyin ona bu linkleri bildirgeç’te paylaşacağımı da söyleyip iznini aldım.
Ve ona söz verdiğim gibi; bu yazı, özlem öğretmene ithaftır.

http://www.123coloring.com/
++++

http://www.nationalgeographic.com/coloringbook/archive/
++++

TRT ÇOCUK KANALI YAYINA BAŞLADI

keremx | 04 November 2008 11:59

TRT ÇOCUK KANALI YAYINA BAŞLADI

Bizim çocukluğumuzda tek bir kanal vardı; TRT. Öyle sürekli yayında olmazdı. İstiklal marşı ile açılır yine belli bir saatte istiklal marşı ile kapanırdı. Az mı televizyonun açılması için “dit” diyen saatin, açılışı haber vermesi için ekran başında bekledik?

Haftada bir Türk filmi gecesi olurdu. O gece bütün mahalleli, mahallenin televizyonlu evinde toplanırdık. Senfoni orkestrası çalmadan uyandığımız pazarımız yoktu bizim. TRT haberleri sayesinde küçücük yaşlarda öğrendik memleket meselelerini.