İstanbul’un akşam trafiğinde kurallara uyarak araba kullanmak zordur. Sen istediğin kadar kendi şeridinde gitmeye çalışsan da, birileri ya arkandan selektör yapar, ya sağından geçip pat diye önüne atlar, ya da iki taraftan seni sıkıştırırlar. Biraz hızlı gitmeye çalışsan önüne bir dolmuş çıkar seni durdurur, yavaşlasan arkadan kornaya basarlar, küfür kıyamet gırla gider.

Benim yolum belli, kimseye değmeden gideceğim yere giderim desen de, hergün meydana gelen irili ufaklı kazalardan biri birgün seni de bulacaktır. Ya akşam trafiğine girmeyeceksin, ya da birileri gelip senin fren lambanı kıracak veya er geç sen birilerinin tamponuna değeceksin. Bu kaçınılmaz.