bildirgec.org

af hakkında tüm yazılar

Vergi ve Sgk Prim borçlularına müjde

alpayus | 30 January 2011 14:39

Vergi ve ssk prim ve borcu bulunan işverenlerin dört gözle beklediği torba tasarı görüşmeleri mecliste başladı. Mecliste görüşmeleri devam eden torba yasa tasarısının 9 Şubat gününe kadar mecliste görüşmelerinin ardından yasalaşması bekleniyor.

Yasa ile 31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmesi gereken vergi, harçlar, sigorta , bağkur prim borçları ve belediyelere olan borçlar yeniden yapılandırma kapsamına alınıyor. borçların fazileri silinerek borçlar tefe ve tüfe göre yeniden hesaplanarak 36 aya kadar 2 şer aylık dönemler halinde ödenecek. ödemeler kredi kartı ile de yapılabilecek.

“Affeder misiniz?”

aggali | 27 October 2008 15:38

AF; ne kadar ilginç bir sözcük. Genel anlamda af; işlenen bir kabahatten ya da suçtan dolayı alınan cezanın kaldırılması olarak nitelendirilebilir.

Ancak birinin ya da birilerinin affedilmesi için mutlaka bir kabahat ya da suç işlemesi gerekmez. Bazan yapılması gerekenler yapılmayınca da ortada affedilmesi gereken bir durum oluşabilir.

Affetmeye muktedir kişi ya da kurum kimdir? Ne yer, ne içer? Affedilecek kişide ya da kişilerde bulunması gereken özellikler nelerdir? Bir kişinin affedilmesi için ne gibi niteliklere haiz olması gerekmektedir? Gördüğünüz üzere liste ve kriterler istenildiği gibi belirlenebilir.

Masumiyetin Suçu

semaszen | 10 April 2008 15:49

MASUMİYETİN SUÇU

İskambil destesini elinde rasgele böldü. Her bir parçayı olması gereken yerden ayırdı ve bir diğer yana attı. Devam etti böyle her bir kağıdı bir eşinden ayırmaya. Karıştırdı ağır ağır elindeki desteyi. Böylece her bir kart yerini değiştirdi isteksizce.
Durdu.
Dışarı baktı pencereden.
Yağmur yeni kesilmiş, güneş kendini göstermişti.
Tekrar elindeki kağıtlara döndü ve onları boylu boyunca masaya yaydı. Dikkatle baktı desteye. Sonra elini en kaybolmuş kağıdı ortaya çıkarmak için uzattı…
Ve seçtiği bu kartı açtı. Maça papazıydı karşısındaki. Maça papazı artık desteden ayrılmıştı…

Öğrenci Affı 2007

ilyaece | 04 November 2007 00:38

MHP, bir öğrenci affı yasa teklifi hazırlamış. Kanımca, bu af yasası eninde sonunda kabul edilecektir.
Af denince benim için görüş bildirmek farz oldu. Çünkü,ben de 2005 yılında düzenlenen af yasasında üniversiteye dönenlerdenim. Bu yaştan sonra yüksek yapmak herkesin harcı değil, ancak bitirmek için de sebeplerim var. Hele ki, bir yerlerde afla dönenlerin çok çok az bir kısmının mezun olabildiğini, neredeyse tamamının eskisi gibi okuldan ayrıldıklarını okuyunca daha çok telaşlandım. Ne yapıp edip bitireceğim okulu.
2005 yılında okula geri dönme hazırlığı yaparken herkes bana aynı şeyi söylemişti. “Aceleye gerek yok. Af, hükümetlerin oyuncağıdır. Bu ülkede iki yılda bir af çıkar”. Gerçi 2005 yılından önceki 2000 yılında gerçekleşmiş ve ben de bunu hiç duymamıştım. Eğer bakmak isterseniz, Belgenet.com’da aflarla ilgili yıllara dair sayılar mevcut.
2005 yılı yetmedi, şimdi de af2007 çıktı piyasaya. İnternette örgütlenmişler, 800bin kişi oluvermişler. Sorası geliyor insanın? 2005 yılında bu kadar öğrenci-insan neredeydiler? İki yılda bu kadar artmış olabilirler mi?
Bildiğim tek şey var.Daha doğrusu bu söyleyeceğim, verilen yetersiz eğitimin sadece ufak bir parçası. Bu kadar yoksul eğitimin yanına tuz biber olan eğitim masrafları, birçok öğrencinin ortak derdi. Bu kadar sıkıntının ortasında hükümetler de afın kaymağını yiyecektir elbette. Neticede alan memnun, satan memnun. Size af2007 verelim. Olmadı siz 2009’da nakite çevirin..

UÇKUR!!

haberhaberhaber | 14 May 2007 19:23

Bir hataydı, affet birdaha olmayacak söz veriyorum, seni seviyorum yuvayı yıkma(sanki siz ihanet ettiniz) Sana bunları unutturacağım. Bembeyaz bir sayfa açacağız. Başka bir şehre taşınırız. Biz beraber büyüdük ayrılamayız(yirmi küsür yıllık evlilik) Bu arada aile büyükleri araya girip aman yavrum bir hata olmuş kızım bak çocukların var affet, çocuklarda çocuk değil yetişkin geç insanlar biri on dokuz diğeri yirmibir yaşında ve evlilik arifesinde. Çocuklar ihanetle anneye ve kendilerine yapılan haksızlıktan son derece rahatsız ve annenin affetmemesi gerektiğine inanan yetişkinlerdi. Anne çocukları dinlemedi aile büyüklerini dinledi gibi gözüktüyse de aslında kendi kalbini dinledi, bunca yıllık sevgisine bir şans daha vermek istedi. İçi kan ağlayarak beynindeki ihanet görüntülerini silmeye çalışarak zaman her şeyin ilacıdır yalanına sarıldı. Tanrıya sarıldı ihaneti öğrendiği tarihten bu güne kadar olanları tanrım zihnimden sil diyordu unutmama yardımcı ol içinde her şeyi yavan ve tatsız yaşarken dışarıya olanlar unutulmuş her şey yolundaymış izlenimini vermeye çalışıyordu. Eziyet verecek şekilde kendine sorular soruyordu neden?eksiğim neydi iyi bir eş ,anne,çalışan,aşçı arkadaş yatakta da fah…..şe… Olamamış mıydım gibi sorularla kendini yiyip bitiriyordu. İhanetleri ilk öğrendiği zamanlar bu soruları sorduğunda aldığı cevap aynen şöyleydi. Hiç bir hatan yoktu bende kendimi bundan dolayı kahrediyorum keşke bazı eksikler
İn olsaydı kendimi daha rahat hissederdim.Kadının en büyük hatası aldatıldığında affetmek olmuştu aslında böyle bir şey kesinlikle affedilemez affedilmiş gibi davranıp kendini ve etrafını kandırırsın diyordu. Kendini ve etrafını kandırmakla evliliği ve mutluluğu sürdü mü Hayıııııııııır diyenleri duyar gibi oluyorum. Doğru sürmedi harama uçkur çözen utanma ve arlanma duygusunu ebediyen kaybedermiş, hatalarını telafi etmek yerine(edilmez ya çaba göstermek bile önemlidir) küçük küçük kaçamaklarla gece hayatına yeniden başlamakla telefonuna gelen uygunsuz mesajlarla ailesini ve çocuklarını kaybetti. Böyle rahat davranmasının nedenini tahmin edersiniz, bir kere affetti beni bırakamadı benden artık zor vazgeçer di, ama bilmediği bir şey vardı, HİÇ AFFEDİLMEMİŞTİ Kİ affedilmiş gibi her şey normalmiş gibi zamana bırakılmıştı.
Ama o zamanı iyi kullanamamıştı.