Yeni ülkelerin katılmasıyla değişmesine karar verilen 1 avro’da imaj değişikliği yapıldı.Yıllardır Avrupa Birliği kapısında bekletilen Türkiye’nin, haritası Avrupa Birliği para birimi olan avro’dan(1 avrodan) çıkarıldı ve 1 avro’ya yeni imaj verildi.Haberin devamı…
http://www.haberx.com/n/1039744/ab-hukukculariturkiyedeki-sivil-anayasa-futbol.htm
http://unix.rulez.org/~calver/funny/swf/europe-italy.swf
Medyatik olmak adina DNA’sinda dahi bulunmayan yetenekleri, sacma sapan ipsiz islere giren insanlar hep olmustur, Elhamdurillah populerkultur var oldugu surece de bu hep war olacaktir.
Bu medyatik tiplerr den oldum olasi hoslanmam, oyle insani sevmam, cekinirim, ekseriyetle salak olurlar, galiz kufurler ederim o insana, dunyanin neresine giderseniz gidin bole insanlar revactadir hep. Tipki su gunlerde Fransa da nisan ayinda yapilacak olan Cumhurbaslkanligi secimleri icin en Medyatik adaylardan birisi olan Sarkozy yada kisaca Sarko denilen “devsirme” Fransiz gibi;
Bu Sarko’ nun medyatik yildiz olmak gibi bi derdi yok tabi ki ama medya yi ceberutca kullanarak Cumhurbaskani olmak gibi bir derdi war.
AB’yi Anlamak
Pazar günü evde otururken arkadaşlarıma sordum, “Avrupa Birliğine girmek istiyor muyuz?” . Evde dört kişi vardı, ikisi hayır girmemeliyiz, ikisi de ki bunlardan birisi benim AB’ye evet girmeliyiz dedik.İnternette ki forumlarda da durumun aynı şekilde olduğunu gördüm. Bunların ötesinde, AB ‘ye girip girmemekten öte bunun ne olduğunun bilinmesinin gerektiğini düşünüyorum.Avrupa Birliği, ilk olarak 1951’de iki önemli hammadde olan, kömür ve çelik sektörünü güçlendirmek amacı ile “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”,1957’de de daha kapsamlı olarak “Avrupa Ekonomi Topluluğu” adı altında temelleri atılan, Avrupa toplumları arasında barışı ve ekonomik birliği sağlamak amacıyla kurulan bir birliktir.Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin halklarının, eğitim, sağlık hizmetleri ve iş imkânları konusunda, yaşam standartları ortada. Her şeyin belli standartları var ve onlar doğrultusunda üretim ve doğal olarak tüketim yapılıyor. Yani basit bir örnekle, onlar kanserojen maddeli, kalitesi düşük gıda tüketmiyorlar. Bizden de bu konular hakkında belli kuraları oluyor. Biz de böyle yaşamak istiyorsak bu kuralları uygulamalıyız.Yetmişli yıllarda, Türkiye ile aynı gelişmişlikte olan, İspanya, Portekiz ve Yunanistan’ın, 20–25 yıl içinde Türkiye’den 5 kat daha zengin, halklarının refah seviyelerinin daha yüksek hale gelmeleri anlamak istiyorsak AB denen projenin avantajlarını bilmek ve anlamak zorundayız.Ben her şeyden önce, kanserojen madde katkılı gıdaları tüketmemize engel olacak, daha iyi yaşam standartları sağlayacak, refah seviyesi daha yüksek olacak bir ülke istiyorum. Bu AB ile olacaksa onla olsun.Bunların dışında, AB bizden milli egemenliğimizi zedeleyecek şeyler de istemiyor değil. Durum böyle ise de bizim ülke olarak AB’ye girme hedefinden önce, AB standartlarında bir yaşam tarzına ulaşmak hedefimiz olmalı. Bunu gerçekleştirebilirsek de biz onları değil de onların bizi istediği bir durum ortaya çıkabilir. Bizi oraya alırlar mı sorundan çok “biz oraya girelim mi?” sorusunun sorulduğu bir ülke halkı olmalıyız…
AB’nin son raporu yayınlandı. Gözlerimiz kulaklarımız Lübnan Tezkerisi’nde olduğundan olacak basına bu rapor çok naif içerik ve vurgu ile yansıdı. Yalnız raporun öyle bölümleri var ki taşıdığımız ruh haline göre ya evlere şenlik yada zehir zıkkım yutturmacası.
AP, ilk defa resmen Pontus ve Anadolu Süryani Katiam’ından bahsetti. Bu iddialar ile Anadolu’da ortaçağda yaşamış kadim halklar arasında katliam yapmadığımız (!) bir halk kalmamış oldu. Yakında ne oldu bu Hititlere, İyonyalılara yada Frigyalılara onları da katlettiniz tabi denirse hiç şaşırmayacağım.
