AB’nin son raporu yayınlandı. Gözlerimiz kulaklarımız Lübnan Tezkerisi’nde olduğundan olacak basına bu rapor çok naif içerik ve vurgu ile yansıdı. Yalnız raporun öyle bölümleri var ki taşıdığımız ruh haline göre ya evlere şenlik yada zehir zıkkım yutturmacası.AP, ilk defa resmen Pontus ve Anadolu Süryani Katiam’ından bahsetti. Bu iddialar ile Anadolu’da ortaçağda yaşamış kadim halklar arasında katliam yapmadığımız (!) bir halk kalmamış oldu. Yakında ne oldu bu Hititlere, İyonyalılara yada Frigyalılara onları da katlettiniz tabi denirse hiç şaşırmayacağım.Ne düşünüyorsunuz bilemiyorum, ama şu an devlet olarak da millet olarak hemen her sahada zillet tabiri hak etmesek de anımsatan bir halimiz var. Her sahada çukura düşmek tabirinin canımızı yakan nitelemesi ile başbaşayız. Hükümet ayrı telden, Cumhurbaşkanlığı ayrı telden, TSK ayrı telden çalıyor. Askerimizi, verdiği balolar ve yaptığı danslarla övüyor, hükümetin başarısını AB, BM, İsrail ve ABD ile uyumlu olmaya bağlıyoruz.Lübnan’a asker gönderilmesine en çok karşı çıkan kesimlerin, bu hükümeti iktidara taşıyan ve yeniden seçim olsa yine bu hükümet mensuplarını iktidara getiririm diyen kesim olmasına ise diyecek söz bulamıyorum.Geçmiş dönemlerde her olumsuzluğu iktidara ve hükümete bağlayan bir gazetenin bu gelişmelerin olduğu döneme kendini internete kapaması ise başka bir incelik.Bu arada raporun başörtülülere göz kırpması, aleviler ile ilgili başlığı, kürt yaklaşımı da incelendiğinde acaba nereden, hangi yarası üzerine vursam diye düşünen bir boksörü hatırlatıyor.Bu gidişle yakında Anadolu’da Türkler tarafından katleldildiği iddia edilmemiş eski yerel halk kalmayacak. Bizlerden beklenen de bunları kabul edip tarihteki esas yerimizi kabul etmek. Batının olmasını arzu ettiği yada olduğuna iman ettiği bir Türk Halkı ve Devleti… Geçmişi barbar, katil, vahşi; geleceği Batıya uşaklık ile kendini yüceltecek, batı değerleri yaşayacak ama Batılı da olmayacak bir halk.