bildirgec.org

2008 hakkında tüm yazılar

engine room notebook tasarım yarışması

schizophrenia13 | 28 November 2008 14:17

mtv engine room ve hp destekli dizüstü tasarım yarışması, 5 aralık 2008 tarihine kadar katılımları kabul ediyor, kuralları şurada yeralan yarışmanın katılım formu burada. yarışmanın jürisi haricinde yarışmayı izleyenler de oy verip katılımcıların haricinde ödül kazanma şansına sahip olabiliyorlar. türkiye’den olduğu gibi diğer ülke katılımcılarını görebileceğiniz bir sayfa da mevcut.

3. Altın Kaz Yarışması Kars’ta düzenlendi

indigococuk | 27 November 2008 10:20

14. Gezici Festivalin Ankara ayağı bu sene gerçekleştirilemedi. Sebebi festivali Ankara’da gerçekleştirmek için yeterli desteğin Dr. Ahmet Boyacıoğlu’na verilmemesiydi. Bu nedenle 7-13 Kasım 2008 tarihinde festivalin Kars ayağı, 14-16 Kasım 2008 tarihinde Artvin ayağı gerçekleştirildi.

Festivalin Kars ayağında sadece filmler gösterilmedi. Bunun yanında çeşitli atölye çalışmaları gerçekleştirildi ve 3. Altın Kaz yarışması düzenlendi. Bu atölye çalışmaları şunlardır:

  1. Nisi Masa adlı topluluk(Kendilerini şöyle tanımlıyorlar; görsel-işitsel workshoplarla, videoyla, film ve video gösterimiyle ilgilenen gençlerden oluşan bir gruptur.) günlük bir festival gazetesi çıkardı. Gazetenin adı “Nisimazine”di. Gazete Türkçe ve İngilizce olarak basıldı, festival filmlerini konu alan inceleme, eleştiri yazıları, röportajlar yer aldı. Ayrıca bu topluluk birde “tek plan” adlı bir atölye çalışması gerçekleştirdi. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen kısa filmciler tek plan-sekans filmler çektiler.
  1. Hollandalı canlandırma yönetmeni Petra Dolleman ve asistanı Hasan Cemal Sargın ilkokul öğrencileriyle Stop Motion Canlandırma Atölyesi düzenlediler.
  1. BelgeSeyir(DocuTravel) kapsamında; Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Ukrayna’dan sinema öğrencileri ve genç belgeselcilerin katıldığı BelgeSeyir Belgesel Atölyesi ile Kars’ın tarihini, kültürünü ve bugününü anlamayı amaçlayan kısa belgeseller çekildi.
  1. Anadolu Kültür, Gümrü City Research Center işbirliğiyle “Barış İçin Sinema” adlı bir atölye çalışması gerçekleştirdi.
  1. Bunun yanında; Leyla Özalp(bilgi için) ile “Film Yapımcılığı”, Natali Yeres(bilgi için 1, 2, 3)ile “Sanat Yönetmenliği”, Nurşen Bakır(bilgi için) ile “Deneysel Film Yapımı”, Reha Erdem(bilgi için 1,2, 3, 4, 5) ile “Film Yönetmenliği”, Çiçek Kahraman(bilgi için 1, 2) ile “Film Kurgusu” workshopları yapıldı.

Çeşitli söyleşiler gerçekleştirildi. Söyleşilere katılanlar;

gran torino

schizophrenia13 | 26 November 2008 11:48

gran torino
gran torino

kore gazisi ırkçı walt kowalski‘nin 1972 model ford torino‘suyla mahallenin koruyucusu olma hikayesini ve devamını izleyeceğimiz gran torino 17 aralıkta amerika’da vizyona giriyor.
hikayenin başlaması ise kowalski birlikte yaşamaktan hoşnutsuz olduğu hmong kökenli komşularının çocuğunun kaçırılmasıyla mahallede kol gezen suç olaylarına kendi bildiği gibi el atmasıyla oluyor. filmin yönetmeni ve başrol oyuncusu ise clint eastwood.
filmin fragmanlarını şuradan izlemek mümkün.

Son Buluşma

exorientelux | 24 November 2008 10:15

Son Buluşma, üç Kurtuluş Savaşı gazimizi anlatan sade, mütevazi bir belgesel. Ne yazık ki bu üç büyük gazimiz Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan şu anda hayatta değil. Belgeseli izledikten sonra o elleri öpesimiz geliyor ama heyhat! Bu durum en az belgeseldekiler kadar hüzünlendiriyor insanı.

Evet, belgeselden geriye kalan hüzün oluyor. Ama onlara değil de insan kendi için hüzünleniyor, gerçek değerleri göremeyişine, dünya oyunlarına dalıp kendini ve zamanını tüketişine hüzünleniyor. Ömer Dede, köyüne bir okul yapılmasını istiyor, kızı ona “Kendin için de bir ev iste, bak yıkık dökük bir viranede yaşıyorsun.” dediğinde “Evi ne yapayım, burada okul yapılsın, pırıl pırıl parlasın.” diyor, insan eğitim yuvalarını parlatamadığı için mahçup oluyor. “Neden hâlâ sana ev yapılmadı, bak kum dökmüşler kaç yıl oldu inşaata başlamamışlar.” serzenişleri karşısında Ömer Dede “İstemeye utanıyorum.” diyor, insan yüzü kızararak başını öne eğiyor. Gaziliğiyle, bayrağıyla, Atası’yla, vatanıyla gurur duyan Yakup Dede’ye devlet üç ayda bir 500 lira veriyor, insan utançtan koltuğuna gömülüyor. Ömer Dede’ye “Kayıtlarda sen ölmüş görünüyorsun, maaşını veremeyiz.” deniyor, Ömer Dede yaşadığını kanıtlamak için uğraş verirken, insan artık nereye bakacağını, nereye saklanacağını şaşırıyor.