Beş defa Oscar’a aday gösterilen İngiliz sinemacı John Boorman‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Deliverance“, 1972 senesinde çekildi. James Dickey’in romanından uyarlanan filmin senaryosu yine James Dickey tarafından yazıldı. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Jon Voight ile Amerikan aktör Burt Reynolds‘un başrollerini paylaştıkları filmde aktör Ned Beatty ile aktör Ronny Cox da rol alıyor. En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Düzenleme dallarında Oscar adayı olan filmin orjinal süresi 110 dakikadır.
1972 hakkında tüm yazılar
L’amour l’après-midi (1972)
queennothing | 19 June 2011 19:03
Fransız Yeni Dalgası’nın ustalarından olan Eric Rohmer‘in yönetmenliğini yaptığı “L’amour l’après-midi“, 1972 senesinde çekildi. Senaryosu yine Rohmer tarafından yazılan 97 dakikalık yapımda 1939 doğumlu Fransız aktör Bernard Verley, Daniele Ciarlot (şimdiki adıyla; Zouzou), Françoise Verley, Daniel Ceccaldi, Elizabeth Ferrier ve Jean-Louis Livi gibi isimler rol alıyor. İngilizce’ye ‘Love In The Afternoon’, Türkçe’ye ‘Öğleden Sonra Aşk’ olarak çevrilen film, Rohmer’in Ahlak Hikayeleri altılamasının sonuncusu. Evlendikten sonra köşesine çekileceği yerde kadınlara daha bir ilgiyle yaklaşan Frederic’in önce kendiyle sonra da karısıyla olan çekişmesini anlatan yapım, Godard’ın tarzına benzetebileceğimiz başarılı bir eser. Diğer Rohmer klasikleri için de yaptığımız gibi “L’amour l’après-midi“, kesinlikle tavsiye ediyoruz.
Solyaris (1972)
queennothing | 08 June 2011 11:16
Ağır işleyen filmlerindeki muhteşem görsellikle sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan Rus yönetmen Andrey Tarkovskiy‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Solyaris“, 1972 senesinde çekildi. Stanislaw Lem’in kitabından uyarlanan 170 dakikalık filmin çekimleri Rusya ve Japonya’da gerçekleşti. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye adayı olan “Solyaris“, FIPRESCI Ödülü ve Jüri Özel Ödülü sahibi oldu. 2002 senesinde usta yönetmen Steven Soderbergh’in yeniden çektiği bu eser, Tarkovsky‘nin en önemli yapımları arasında yer alır. İnsanlığın sadece utanç duygusuyla kurtulabileceğine inanan yönetmen, Solaris gezegeni bölgesine kurulu olan bir uzay istasyonunda iki bilim adamının yaşadığı insanlık deneyimini aktarıyor. Filmde Natalya Bondarchuk, Donatas Banionis, Jüri Järvet ve Anatoli Solonitsyn gibi isimler rol alıyor.
Fellini’nin “Roma”sı (1972)
queennothing | 17 March 2011 14:43
İtalyan Sineması’nın usta yönetmenlerinden Federico Fellini‘nin çektiği “Roma“, 1972 senesinde vizyona girdi. Fellini ile Bernardino Zapponi’nin birlikte yazdıkları film, İtalya’da çekildi. Filmde Britta Barnes, Peter Gonzales Falcon, Fiona Florence, Pia De Doses, Marne Maitland gibi isimlerin yanı sıra Marcello Mastroianni, Anna Magnani, Gore Vidal de konuk oyuncu olarak yer alıyor. Yönetmenlerin belki de hiçbiri Fellini kadar özgür ve otobiyoggrafik filmler çekmemiştir. Rüyalarını, fantezilerini çekinmeden gözler önüne seren yönetmenin yarı otobiyografik filmi “Roma”, sürpriz konukları ile seyircilerini selamlıyor.
Kahramanımız Fellini’nin kendisi. Rimini’den Roma’ya taşıyan 18 yaşındaki Fellini’nin değişen ve gelişen hayatı, sinema sanatına katkısı ve tabii ki güzeller güzeli Roma. 2 saatlik bir yapım olan “Roma“, muhakkak izlenmesi gereken başarılı bir eser.
Don Kişot uyarlaması; Man of La Mancha (1972)
queennothing | 14 March 2011 17:06
1923, Kanada doğumlu sinemacı Arthur Hiller‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Man of La Mancha“, 1972 senesinde (ülkemizde 1974) vizyona girdi. Cervantes’in muhteşem eseri Don Kişot’un değişik bir uyarlaması olan bu yapım, Dale Wasserman’ın müzikalinden sinemaya aktarıldı. 8 defa Oscar’a aday gösterilen İrlandalı aktör Peter O’Toole‘nin ‘Don Kişot’u canlandırdığı filmde İtalyan aktris Sophia Loren ‘Dulcinea’yı, 1987 senesinde kaybettiğimiz aktör James Coco da ‘Sancho Panza’yı canlandırıyor. ‘En İyi Müzik’ dalında Oscar’a aday gösterilen yapım, 12 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı.
Miguel de Cervantes‘in yazdığı Don Kişot, edebiyat tarihinin ilk ve en çok okunan romanları arasında yer alır. İki ciltlik bu eser, varlıklı bir adamın okuduğu çizgiromanlara özenerek ‘silahşörü’ Sancho Panza ile serüven avına çıkmasını konu ediniyor. La Manchalı asilzademizin bu çılgınlığını müzikal şeklinde anlatan yapım, seyircisine hoş bir 2 saat sunuyor.
Bir Hitchcock gerilimi; Frenzy (1972)
queennothing | 25 February 2011 16:02
Arthur La Bern’in kitabından uyarlanan sinema filmi “Frenzy“, 1972 senesinde (ülkemizde 1974) vizyona girdi. İngiliz yönetmen Alfred Hitchcock‘un çektiği gerilim yapımında İngiliz aktör Jon Finch, 2002 senesinde hayatını kaybeden İngiliz aktör Barry Foster, İngiliz aktör Alec McCowen, İngiliz aktris Billie Whitelaw ve aktris Anna Massey rol alıyor. 2 milyon Dolar gibi bir bütçeyle İngiltere’de çekilen film, dilimize ‘Cinnet’ olarak çevrildi. Filmin tanıtım videosunu buradan izleyebilirsiniz.
Fantezilerini hayata geçirmek arzusuyla bir bayan arkadaş arayan karakterimiz, içindeki sado-mazoşist dürtüleri bastıramaz ve suç işlemeye başlar.
Sleuth (1972)
queennothing | 14 February 2011 14:21
Anthony Shaffer’in oyunundan uyarlanan sinema filmi “Sleuth“, 1972 senesinde vizyona girdi. 4 Oscar Ödüllü Amerikan yönetmen Joseph L. Mankiewicz yönetilen çekilen filmin çekimleri, İngiltere’de tamamlandı. Filmde 1989 senesinde hayatını kaybeden İngiliz aktör Laurence Olivier, 1933 doğumlu İngiliz aktör Michael Caine, Alec Cawthorne, John Matthews ve Eve Channing rol alıyor. Filmde hem Olivier hem de Caine ‘En İyi Erkek Oyuncu’ Oscar’ına aday olurken, Mankieewicz de ‘En İyi Yönetmen’ Oscar’ına aday gösterildi.
Yazdığı oyunlarla ülke çapında başarı elde eden Andrew Wyke ile kuaför olan Milo Tindle arasındaki mücadelenin anlatıldığı filmde Edgar Allen Poe etkileri görülüyor. Filmin tanıtım videosunu buradan izleyebilirsiniz.
The Life and Times of Judge Roy Bean (1972)
queennothing | 10 February 2011 10:00
1925 senesinde Amerika’da dünyaya gelen Hollywood’un efsanevi aktörü Paul Newman, The Sting, Butch Cassidy and the Sundance Kid, Hombre gibi yapımlarla bilinir. 2008 senesinde, 83 yaşındayken kanser sebebiyle hayatını kaybeden Newman’ın klasikleşmiş filmlerinden “The Life and Times of Judge Roy Bean“, 1972 senesinde vizyona girdi. Oscar Ödüllü aktör/ yönetmen John Huston‘un çektiği western komedisi, C.L. Sonnichsen’in kitabından uyarlandı. Çekimleri Amerika’da tamamlanan film, ‘Marmalade, Molasses and Honey’ adlı parça ile En İyi Şarkı Oscar’ına aday gösterildi.
En iyi devam filmi; The Godfather: Part II (1974)
queennothing | 07 February 2011 14:17
1972 senesinde vizyona giren ve sinema dünyasında çığır açan sinema filmi “The Godfather“in (Baba) devam filmi “The Godfather: Part II“, 1974 senesinde vizyona girdi. Mario Puzo’nun kitabından uyarlanıp İtalyan asıllı yönetmen Francis Ford Coppola tarafından çekien film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen başta olmak üzere toplam 6 dalda Oscar Ödülü kazandı. Ödüllerden en konuşulanı da yaklaşık 40 dakikalık performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını alan Robert De Niro oldu. Al Pacino‘nun başrolünde yer aldığı filmde Robert De Niro, Robert Duvall, Diane Keaton, John Cazale, Talia Shire, Michael V. Gazzo, Gastone Moschin, Frank Sivero ve Bruno Kirby gibi isimler de rol alıyor. 13 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Dominik Cumhuriyeti, Amerika ve İtalya’da çekilen filmin devamı 1990 senesinde “The Godfather: Part III” ile geldi.
Last Tango in Paris (1972)
queennothing | 05 February 2011 13:27
İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Ultimo Tango a Parigi” (Last Tango In Paris), 1972 senesinde (ülkemizde 1973 sonu) vizyona girdi. Yaklaşık 1,5 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Fransa’da tamamlanan yapım, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında Oscar’a aday gösterildi. Amerikan aktör Marlon Brando ve 3 Şubat 2011’de hayatını kaybeden Fransız aktris Maria Schneider‘in başrollerini paylaştıkları filmde Maria Michi, Catherine Breillat, Gitt Magrini, Giovanna Galletti, Catherine Allégret, Marie-Hélène Breillat, Catherine Sola ve Massimo Girotti gibi isimler rol alıyor.
Birbirinden farklı iki insanı buluşturan “Last Tango In Paris” (Türkçe’de; “Paris’te Son Tango”), özgürlüğe ve güzelliğe, aşk ve sorumluluk duygusuna Bertolucci tarzı bir bakış açısı ekleyerek seyircisini bambaşka bir dünyaya götürüyor.