bildirgec.org

marlon brando hakkında tüm yazılar

On the Waterfront (1954)

queennothing | 25 June 2011 20:48

1909 senesinde Osmanlı Devleti’nde dünyaya gelen usta yönetmen Elia Kazan‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “On the Waterfront“, 1954 senesinde gösterime girdi. Budd Schulberg’in gerçek hikayesinden uyarlanan filmde 2004 senesinde yaşamını yitiren efsanevi aktör Marlon Brando, 2009 senesinde kaybettiğimiz usta aktör Karl Malden, 1976 senesinde yaşamını yitiren Amerikan aktör Lee J. Cobb, Oscar Ödüllü Amerikan aktris Eva Marie Saint ve Rod Steiger gibi isimler rol alıyor. 1 Milyon Dolar’dan az bir bütçeyle Amerika’da çekilen film, Yılın Filmi, En Başarılı Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Düzenleme ve En İyi Görüntü Yönetmenliği dallarında Oscar Ödülü kazandı. Dört farklı dalda daha Oscar adayı olan yapım, BAFTA Ödülleri, Altın Küre Ödülleri ve Venedik Film Festivali’nde övgüyle karşılandı. Film, ülkemizde 1956 senesinde ‘Rıhtımlar Üzerinde’ adıyla gösterime girdi.

Arzu Tramvayı; A Streetcar Named Desire (1951)

queennothing | 23 June 2011 21:56

Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmamışken Osmanlı Devleti’nde dünyaya gelen usta yönetmen Elia Kazan, 1909 ile 2003 tarihleri arasında yaşadı. Kariyeri boyunca on dokuz sinema filmine imza atan ve iki Oscar Ödülü kazanan yönetmenin çektiği “A Streetcar Named Desire“, 1951 senesinde gösterime girdi. Tennessee Williams’ın oyunundan uyarlanan filmde 2004 senesinde yaşamını yitiren efsanevi aktör Marlon Brando, 1967 senesinde tüberküloz sebebiyle hayatını kaybeden aktris Vivien Leigh, 2002 senesinde yaşamını yitiren aktris Kim Hunter ve Oscar Ödüllü aktör Karl Malden rol alıyor. En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Set Dekorasyonu dallarında Oscar ödülü kazanan film, Türkçe’ye ‘Arzu Tramvayı’ olarak çevrildi.

Last Tango in Paris (1972)

queennothing | 05 February 2011 13:27

İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Ultimo Tango a Parigi” (Last Tango In Paris), 1972 senesinde (ülkemizde 1973 sonu) vizyona girdi. Yaklaşık 1,5 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Fransa’da tamamlanan yapım, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında Oscar’a aday gösterildi. Amerikan aktör Marlon Brando ve 3 Şubat 2011’de hayatını kaybeden Fransız aktris Maria Schneider‘in başrollerini paylaştıkları filmde Maria Michi, Catherine Breillat, Gitt Magrini, Giovanna Galletti, Catherine Allégret, Marie-Hélène Breillat, Catherine Sola ve Massimo Girotti gibi isimler rol alıyor.
Birbirinden farklı iki insanı buluşturan “Last Tango In Paris” (Türkçe’de; “Paris’te Son Tango”), özgürlüğe ve güzelliğe, aşk ve sorumluluk duygusuna Bertolucci tarzı bir bakış açısı ekleyerek seyircisini bambaşka bir dünyaya götürüyor.

Guys and Dolls (1955)

queennothing | 17 December 2010 13:05

“The Idyll Of Miss Sarah Brown” adlı hikayeden uyarlanan sinema filmi “Guys and Dolls” (Gönül Yolu), 1993 senesinde hayatını kaybeden Amerikan yönetmen Joseph L. Mankiewicz tarafından çekildi. En İyi Müzik, En İyi Set Dekorasyonu olmak üzere toplam 4 dalda Oscar’a aday gösterilen filmde 2004 senesinde hayatını kaybeden Amerikan aktör Marlon Brando, 2010 senesinde hayatını kaybeden aktris Jean Simmons, Amerikan aktör Frank Sinatra, Vivian Blaine, Johnny Silver, Stubby Kaye, B.S. Pully, Robert Keith ve Sheldon Leonard rol alıyor. 6 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan müzikal komedi, ülkemizde 1959 senesinde vizyona girdi.

1 Milyon Dolar nakite ihtiyacı olan Nathan Detroit, cesur lkumarbaz Sky Masterson ile tanışır. Aralarında tuhaf bir anlaşma geçen ikili, genç Sarah Brown ve 14 senesini bir erkeğe heba etmiş Adelaide’i de işin içine katarak eğlenceli ve mutlu sonla biten bir hikayeye imza atıyorlar.

Muhteşem üçlüden bir komplo hikayesi: ”The Score”

gorcun | 23 February 2010 11:54

The Score
The Score

2001 yılında gösterime giren ”The Score” (Komplo) daha çok komedi ağırlıklı filmler çekmiş olan Frank Oz’un yönettiği suç ve macera türünde bir film. Senaryosu Daniel E. Taylor ve Kario Salem’in hikayesinden uyarlanan filmin kuşkusuz en ilgi çekici yönü ise Hollywood’un üç ayrı kuşaktan başarılı oyuncularını içinde barındıran kadrosu. Marlon Brando, Robert De Niro, Edward Norton gibi yıldızların yanı sıra Angela Bassett, Gary Farmer ve Jamie Harrold gibi isimler de kadroda bulunuyor. Hikayenin ana kahramanı Nick Wells (Robert De Niro), yasalara uygun bir hayat süren bir Caz kulübü işletmecisi görünümünün yanı sıra aynı zamanda profesyonel bir hırsızdır. Artık, aşık olduğu sevgilisiyle evlenip risksiz bir hayat kurmak isteyen Wells, yasadışı ortağı Max’in (Marlon Brando) getirdiği bir teklifle son bir iş yapmak için yeniden hırsızlıktaki dehasını canlandıracaktır.

Karl Malden hayatını kaybetti

queennothing | 03 July 2009 16:10

22 Mart 1912 doğumlu Karl Malden (Mladen George Sekulovich), Marlon Brando ile birlikte rol aldığı “A Streetcar Named Desire“, “On the Waterfront“, “One-Eyed Jacks” gibi bol ödüllü yapımlardan ve ‘General Omar Bradley‘ (Patton), ‘Archie Lee Meighan‘ (Baby Doll), ‘Zebulon Prescott‘ (How the West Was Won) karakterleri ve tabii ki ‘San Fransisco’ denilince akla gelen ilk isimlerden olmasını sağlayan “The Streets of San Francisco“da ‘Dedektif Mike Stone‘ karakteriyle tanıdık, sevdik. Efsane aktör Malden, 1 Temmuz 2009 tarihinde, sabaha karşı 2:30’da uyurken hayatını kaybetti.
97 yaşında hayata veda eden Malden, Michael Jackson ve Farrah Fawcett‘ten sonra, sanat dünyasını bir kez daha yasa boğdu.

Sinemada Faşizmin Tarihçisi…

| 30 January 2009 10:37

resim:profile.myspace.com
resim:profile.myspace.com

Bernardo Bertolucci (16.03.1941- )
Bertolucci, yazar ve sinema eleştirmeni Attilio Bertolucci’nin oğlu. Parma’da dünyaya gelen ve babasının izinden gitmeyi düşünen genç Bertolucci, edebiyat fakültesine yazıldı. Üniversiteye devam ederken yazdığı “Gizem Arayışında” adlı şiir kitabı ile 1962 yılında önemli edebiyat ödüllerinden olan Vieareggio ödülünü kazandı.

Bertolucci ilk yönetmenlik denemesini, 1961 yılında tanıştığı Pier Paolo Pasolini’ye ‘Accatone’ (Dilenci-1962) adlı filmin yönetiminde asistanlık yaparak gerçekleştirdi. Bu işten sonra 22 yaşındaki Bertolucci, yönetmen olmaya karar verdi ve üniversite tahsilini yarım bıraktı. Aynı yıl içinde tamamladığı ilk yapıtı, ‘La Commare Secca’ (Sıska Vaftiz Anası-1962) adlı filminde bir fahişenin öldürülmesi olayını anlatan Bertolucci; bu filmi amatör oyuncularla çekti.

Yönetmen, ikinci filmi ‘Prima Della Rivoluzione’ (Devrimden Önce-1963/64) ile eleştirmenlerin ilgi noktası oldu. Bununla beraber kendi çevresinden kurtulmayı başaramayan, orta sınıf bir gencin öyküsü seyirciler tarafından tutulmadı ve Bertolucci parasal sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Ünlü yönetmen, sinema çalışmalarına bu sebepten ötürü dört yıl ara verdi.

Faşizme karşı 1969-1970 yıllarında çevirdiği iki filmle Bertolucci, İtalyan faşizmini irdelemeye başladı. ‘La Strategia Del Ragno’ (Örümceğin Stratejisi-1969) adlı filmin konusu: Babasına bir faşizm kurbanı olduğunu ve siyasal geçmişinden dolayı öldüğünü düşünerek tapan bir oğul, onun bir hain olduğunu öğrenir. Bertolucci, burada ince ince hesaplanmış bir anlatım yöntemi kullanmıştır. Alberto Moravia’ nın romanından uyarlanan ‘II Confarmista’ (Konformist-1970) adlı filmi ile Bertolucci, kendi ifadesine göre “Faşizmi burjuvazinin bir hastalığı olarak” tarif eder.

Kıyamet (Apocalypse Now)

menese | 10 August 2008 13:28

Yönetmen Francis Ford Coppola‘ nın, ilk orijinal haline eklemeler yaparak ve onu yeniden kurgulayarak oluşturduğu -redux- versiyonuyla Kıyamet, yıllar sonra sinemalarımızda yeniden vizyonda..

Joseph Conrad‘ ın ‘Heart of Darkness’ isimli romanından sinemaya uyarlanan 1979 yılı yapımı bu destansı film, The Doors‘ un The End’ i ile güçlendirilmiş, muhteşem bir sekansla başlar.. The Doors nağmeleri ve uçmakta olan helikopter gürültülerine tezat bir tropik orman görüntüsü, çok geçmeden başlayan bombardımanla cehennemi bir manzaraya dönüşür..

Böyle “Baba” Görülmedi – The Godfather 1

toz66 | 03 June 2008 11:06

The Godfather
The Godfather

Onlar, sinema tarihinin büyük babaları… En büyük baba ise Don Vito Corleone ( Marlon Brando)… New York‘un en güçlü ailesi ise İtalyan Corleone ailesidir. Aile göçten sonra sıkı bir şekilde birbirine bağlanmış, güçlenmiş, kendilerine göre iyi bir aile; başkalarına göre ise büyük bir mafya olmuştur. New York’taki güçlü çevreler Corleone ailesi ile birlikte uyuşturucu işine girmek istemişlerdir. Bu teklifi reddeden Don Vito Corleone, çevresine düşman toplamış ve bu düşmanlık kendisine suikast düzenlenecek kadar ciddileşmiştir. Yaşanan düşmanlıklar sonunda yıpranan Büyük Corleone, yerine veliaht olarak soğuk kanlı 2. Dünya Savaşı’nın Kahramanı, en küçük oğlu Michael ( Al Pacino) tayin eder. Mafyalık işleriyle alakası olmayan Michael bir anda kendisini çatışmaların ve intikamın içinde bulur…