bildirgec.org

peuplier[pilli_silinen_hesap]

11 yıl önce üye olmuş, 5 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Dilek Ağacı

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 29 December 2010 11:08

Bugün ihtiyar bir genç geçti gönlümün karanlık, sessiz sokaklarından
Yavaşça başını çevirip ağzında acı bir tat varmışcasına gülümsedi
Çığlık çığlığaydı gözleri…
Sadece insanı dehşete düşüren gözlerinin etrafı kırışmıştı
Yitikti sesi, bağırdı ama duvarlara çarpa çarpa kırıldı
Bana kendini duyuramadı..

Aşk..

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 27 December 2010 17:35

Bulutlara uzansam,
İçinden geçse ellerim.
Ve içine çekse
Gecenin ayazında siluetin.
Hiç zahmet çekmeden yıldızlara ulaştırsa varlığımı
Aşkın yaksa bütün semayı..

Sen Ve Sis

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 27 December 2010 10:47

Geceme çöker içimdeki sis
Seni ararım gri beyazda
Bir dokunuş borçluyum bedeninden uzakta
Ruhuna..
Gülümseyen flu bir akşamda..

Gözlerinin ateşi, aşka aşık
Gülüşü, mutluluk arayanlara
En güzel duygularım
Seni arzulamakta..

Söğüt Ağacı

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 24 December 2010 17:02

İçimde bir söğüt ağacı
Ağıt yakıyor sevgisizliğe
Yapraklarını döküyor birden
Ürperiyor çırılçıplak-lığa..
Apar topar gitmek istiyor
Gövdesini kaldırmaya yelteniyor
Bir adım dahi atmak istiyor
Direniyor ümitsizliğe..
Ve sonra kabulleniyor ‘ben buradayım’ diye
Kabulleniyor ve kederi siliyor.
Ruhunu sarıyor bütün gövdesine
Seviyor her köşesini
Fark ettiğini fark ediyor kendinin
Ağlayışlarına karşılık veriyor gök gürültüsü
Açılıyor eli kolu
Köküyle yükseliyor semaya
Ve gökyüzünde onu
En parlak yıldız karşılıyor
Etrafında döne döne
Aşka dönüştürüyor..

İçimden gelen..

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 23 December 2010 09:27

Zamanın sayfaları doldurması, geçmişte bıraktığımız izlerle birebir sayılabilir. Yıpranmak da hayatın bir döngüsü. Tıpkı doldurulan ve zamana bırakılan sayfalar gibi. Bu bir ateşleyiciyi olabilir aslında. İçimizdeki bulanık suyun kuruma evresi elimizden kayıp gidenler. Özümüzde yatan şey hiç de aşağılık olamaz. O bize özel, bize sunulan kutsal bir hediye . Bizi bizden başka küçük görmez kimse biz kendimizi küçük görmedikçe. Yalnızca biraz olsun yükseliş istiyor insan. Biraz olsun kaybettiklerimizi geri kazanmak. Bizim yükselmemiz için yanmamız gerekiyor. Bir kandil bile olabilir bu.. Güç bela yitirdiklerimizi sığınaklarından çıkarmalıyız. Güç bela bizi esir alan saçmalıkları uzaklaştırmalıyız o kutsallıktan. ‘Ya gerçekten iyi muhafaza edememiş-sem içimdekileri’ demeyi bırakmalıyız. Ne olursak olalım gitmeliyiz peşinden.. Ne olursak olalım bizi çağırmıştı zaten, kucak açmıştı. Yonttuğumuz şey aslında ahlakımızdan çok kendimiz idik. O kadar yonttuk ki geriye bizden eser kalmadı. Biz kendimizi kaybettik. Ve bütün kendimize olan uzaklığımız, içimize çöken hüzünler, suçluluk duygularımız, yapaylığımız, yapmacıklığımız, arayışlarımız, kendimizi güvende hissetmememiz, bir sığınak aramamız, aşkın yakıcılığını dindirme isteğimiz, ısmarlama lafları kendimize yakıştırmamız bu yüzden.. Neden hayatta olduğunu ve hayattaki amacını, bu soluğu alıp vermenin anlamını tanıyıp bilseydi insan ne çok üzülürdü haline.. Birkaç boş sayfa arardı kendine doğru düzgün bir şeyler karalamak için. Senin içindeki parıltıdan başka daha değerli başka neyin olabilir ki? İçindeki seni tanırsan seni sen yapan Hakikate işte o zaman yaklaşabilirsin öyle değil mi ?