bildirgec.org

kahramancayirli

11 yıl önce üye olmuş, 386 yazı yazmış. 3343 yorum yazmış.

Lale Müldür / Seyhan Özdamar – Medine & Kavun Likörü

kahramancayirli | 20 November 2009 12:41

kokteyl afişi..
kokteyl afişi..

Artshop Yayıncılık, bugün (20 Kasım 2009 – Cuma) Misket Cafe’de, 17.30da, İstiklal Cad. Mis Sokak No: 12/A Beyoğlu-İstanbul adresinde bir kitap tanıtım kokteyli düzenliyor..Kokteyle mevzu bahis kitapların çoğunluğu, beni heyecanlandıran şiir kitapları… Lale Müldür / Seyhan Özdamar’ın Medine & Kavun Likörü, listemizin ilk kitabı. Geçen yıl Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazanan Cevat Çapan, Çağdaş Amerikan Şiiri Antolojisi ve Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi ile kitapçı raflarında yerini alacak. İlyas Tunç, Sesler ve İncelikler ve Karnaval
isimli iki şiir kitabı ve Sessiz Yaşamın Şarkısı isimli Cai Tianxin’den çeviri eseriyle okurlarla buluşacak. Vedat Akdamar – Didem Görkay, Gökyüzüne Düşerken Melekler ve İntihar Eden Şairler Antolojisi ile şiirseverlere yol gösterecekler. Dergilerden ismine aşina olduğum Serdar Koçak, Pervazda ve Dünyanın Seherlerinde isimli kitaplarıyla, Metin Fındıkçı, Sen İçerde Uyurken; Tayyibe Atay, Yıldız Kovalayan Tel; Sedat Demirkaya, İkiden Büyük Bir / Şiirler – Yorumlar; Fatma Koşubaşı, Denizin Üvey Kızı; Meltem Arslan,
Siyah ve Gümüş adlı eserleriyle önümüzdeki günlerde okurlarıyla buluşacaklar…Bir de Büyülü Yolculuk isimli bir kolektif öykü çalışması var, yazarları F.Burçak Akı, Gülru Pektaş, Mine Karakuş, Münire Özgencan ve Sema Balaban. Tüm edebiyatseverlerle tanıtım kokteylinde görüşmek üzere…

Esra Ceyda Kardeşler

kahramancayirli | 19 November 2009 15:45

Meyil müddetimin son günleri. İstediğim saat kalktığım, bütün gün istediğimi yaptığım son bir-iki gün maalesef..

magazinsortie.com adresinden alınmıştır.
magazinsortie.com adresinden alınmıştır.

Sabahtan öğlene dek sadece televizyon izledim. Önce Türk Max’ta Hülya Avşar’ı izledim, konuğu Fatih Ürek’ti. Güzel güzel sohbet ettiler. Hülya Avşar’ı da Fatih Ürek’i de severim, keyifliydi gayet.
Majör kanallarımızda yayınlanan çocuk kaçırma – kaçan eşi geri getirme – karı koca denkleştirme programlarını es geçtim. Onlar da çok izleniyor elbet ama bugün o psikolojide değildim herhalde.

orhan pamuk’un yeni kitabı

kahramancayirli | 18 November 2009 12:45

universitekulis.com adresinden alınmıştır.
universitekulis.com adresinden alınmıştır.

Ali ile Ramazan’ı beklemeye devam ediyorum tabii müzmin bir Perihan Mağden okuru olarak. Peşinden de Kutluğ Ataman filmini çekse. Mağden’in kitaplarını ancak Ataman çekerse güzel olur. Bence.

analienearthling.files.wordpress adresinden alınmıştır.
analienearthling.files.wordpress adresinden alınmıştır.

Orhan Pamuk’un yeni kitabı çıkıyor bir ya da iki ay içinde. Pamuk’un Harvard Üniversitesi’nde verdiği dersleri okuyacağız bu kez. Ünlü yazar, kitabının ismini “Anlatırken: Hayat, Sokaklar, Edebiyat” olarak düşünüyor. Pek okunacağını tahmin etmiyorum bu kitabın. Yani elbette satacak görece yüklü bir miktarda ama Kar, Benim Adım Kırmızı vb. romanları gibi çok satan bir kitap olacağını tahmin etmiyorum.
Kitapçıya girdiğinizde büyük bir yazarın kitabıyla birlikte muhakkak genç bir yazarın ya da ismini tanımadığınız bir yazarın da kitabını alın, okuyun.

sakin – laleler beyaz

kahramancayirli | 17 November 2009 15:10

harikasozler.net adresinden alınmıştır.
harikasozler.net adresinden alınmıştır.

1.Sakin – Laleler Beyaz’ı dinleyin.

blog.apsimati.net adresinden alınmıştır.
blog.apsimati.net adresinden alınmıştır.

2.Poshet – Bilemedim’i de.

3.Oturup ALF izleyin bir yerlerden.

tvshows.de adresinden alınmıştır.
tvshows.de adresinden alınmıştır.

4.Murathan Mungan’ın Çador’u. Mungan daha önce yelken açmadığı yerlere yüzmüş bu incecik romanında. Ya da uzun hikayesinde diyelim. Nasıl bir dildir, nasıl cümlelerdir. Nefis.

Hülya Saat – Senem Dere

kahramancayirli | 17 November 2009 09:42

ilknokta.com adresinden alınmıştır.
ilknokta.com adresinden alınmıştır.

Hülya Saat, Senem Dere’nin ilk öykü kitabı. Kitabın ilk öyküsü “Saklı İstasyon”u okurken, müthiş detaylar, somut bir atmosfer, iyi betimlemeler, iç içe geçmiş olgular, insanlar karşılıyor okuru. Özellikle “Makas” öyküsünde cümleler usta işi. Zaten Dere’nin bu öyküleri nitelikli edebiyat dergilerinde yayımlandı daha önce, ciddi bir editoryadan geçmiş öyküler bunlar, böyle olunca insan olumlu beklentilerle alıyor kitabı eline. Kitap beklentileri boşa çıkarmıyor. Epeydir okuduğum en keyifli hikaye, “Makas”.

Kıskançlığın karanlık koridorları

kahramancayirli | 16 November 2009 16:13

Kıskançlığın karanlık koridorları

Kahraman Çayırlı

tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç
tempodergisi.com.tr adresinden alınmıştır: berrak tüzünataç

90larla birlikte Türk Sineması’nda kendi yolunu açan, önemli bağımsız yönetmenlerden biri de, kuşkusuz Zeki Demirkubuz. Tıpkı Derviş Zaim, Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Nuri Bilge Ceylan ve benzerleri gibi Demirkubuz da daha ilk filminde pırıl pırıl bir filmografinin işaretini sunar izleyisine: C Blok (1994) ile yüksek apartman bloklarına sıkışan üst sınıftan kent insanlarını anlatır.Masumiyet (1997) ile trajedik, çarpıcı bir aşk öyküsünü Haluk Bilginer, Güven Kıraç ve Derya Alabora’nın sinemamızda az rastlanacak derecede başarılı oyunculuk performansları eşliğinde yansıtır kamerasına. Üçüncü Sayfa (1999)’da yoksulluk, ihanet, sadakat gibi kavramları işler Demirkubuz. Yazgı (2001) ile Camus’nün Yabancı adlı kült eserinden yola çıkarak yazdığı senaryoyu filme çeker: Annesinin ölümüne tepki bile göstermeyen, işlemediği cinayeti üstlenen Musa’nın hikayesini…İtiraf (2001) ile yönetmen üst ekonomik sınıfta kadın-erkek ilişkilerinin çıkmazları, ihanetleri üzerinde durur. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek isteyen yönetmenin öyküsünü anlattığı Bekleme Odası (2003) gelir sonra. Kader (2006)’de ise Demirkubuz’un Masumiyet filminde tanıştığımız Bekir ve Uğur’un gençliğini izleriz…Demirkubuz’un filmleri, gişede az iş yapan ama çekirdek kitlesi tarafından merakla takip edilen, eleştirmenler ve sosyal bilimciler tarafından önemli övgüler alan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden muhtelif ödüller toplayan filmler olur hep. Üslubunu her filminde geliştirir, anlattığı her yeni hikayede daha yetkinleşir Demirkubuz.

Sıkıcı, kömür kentinde bir balo…

Rengarenk bir öykü kitabı : Birbirimize

kahramancayirli | 05 November 2009 17:53

Rengarenk bir öykü kitabı : Birbirimize

Kahraman Çayırlı

tulumba.com adresinden alınmıştır.
tulumba.com adresinden alınmıştır.

Yıllarca su gibi, edebiyatlı röportajlarını okudum Ahmet Tulgar’ın. Şimdi ise öykü kitabı Birbirimize var elimin altında…Dili steril, Tulgar’ın. Ne fazla ne az. Abartılı tasvirler, uzun uzadıya benzetmelerle yormuyor hikayeleri. Ağır olmadığı için hareketli bir anlatım. Kitap süresince dört kez “refüze” sözcüğünü kullanması haricinde hiçbir olumsuz fikrim yok dili hakkında.

radikal.com.tr adresinden alınmıştır.
radikal.com.tr adresinden alınmıştır.

Lokantada isimli hikayesini okurken hissediyorum ki, öykü karakterlerinin ruh hallerini ustaca bir incelikle işliyor cümlelerine. Ayrıca cesurca.Ağırlıkla çok kısa öykülerden oluşuyor, Birbirimize. İkisi isimli öyküsüne özellikle dikkat çekiyorum, çok sıcak, iki tam sayfalık sıkı bir öykü çünkü. Savaş adlı öyküsü ise iki yoğun cümleden ibaret başka bir ince öykü. Sadece iki cümle ama sayfalarca uzatılarak sünebilecek bir duygu sağanağını olduğu gibi naklediyor.

dogankitap.com.tr adresinden alınmıştır.
dogankitap.com.tr adresinden alınmıştır.

Manzara isimli öyküsünü bitirdikten sonra Tulgar’ın noktaların, anların küçük hikayelerini yazdığını fark ediyorum. Deneysel bir koku geliyor burnuma. Nokta etrafında dönmüş, aynı noktaya bambaşka yerlerden de bakmaya çalışmış.Kapak, kitabın içindekileri ele verir mi? Birbirimize’de veriyor sanki. Kapakta kırmızı, sarı, yeşil ve mavi harfler var ikişer üçer. Hikayeleri okudukça, rengarenk bir öykü kitabının içine düştüğümü fark ediyorum. Mutlulukla.Selim İleri’yi anımsatan yeni bir öykü izleği gördüm Tulgar’ın hikayelerinde. Dilerim aynı yoldan yürümeye devam eder. Birbirimize’yi, Selim İleri’nin Cumartesi Yalnızlığı kitabının hemen yanına koyuyorum rafta. Yakışıyorlar.

Birbirimize / Ahmet Tulgar / Everest Yayınları / Haziran 2009 / 99 sayfa

sana gül bahçesi vadetmedim…

kahramancayirli | 04 November 2009 12:02

kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır.
kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır.

Arkadaşım telefonda “herkes ünlü olmak istiyor aslında” dedi. Sahiden de öyle herkes albüm yapma, oyuncu olma velhasıl bir şekilde “görünür olma” peşinde. Tüm bunların iki sebebi var dedim arkadaşıma. 1. Özal. 2.Oniki Eylül. …

media.us.macmillan.com adresinden alınmıştır.
media.us.macmillan.com adresinden alınmıştır.

Çok yazıldı, çizildi bayat konu artık. Kolay yoldan köşe dönme meseleleri 80lerle birlikte yeşillenen bir mesele. Giderek de büyüyor, serpiliyor. 80lerin çocukları büyüdük şimdi 30larımıza yaklaşıyoruz.

Noktalı virgül…

kahramancayirli | 02 November 2009 20:00

static.ideefixe.com adresinden alınmıştır
static.ideefixe.com adresinden alınmıştır

Çok kötü bir şey oldu. Tam da Virgül dergisinin yeni sayısının içeriğini öğrenmek amacıyla derginin internet sayfasına bakmak istemiştim ki, “Noktalı Virgül” isminde bir yazı ile karşılaştım. Ekonomik zorluklar ve dağıtım sorunları sebebiyle Virgül yayın hayatına son veriyor. Ne acı. Nitelikli edebiyat eleştirisi okumak bunca zorken, kimselerin kitapları ve yazarları umursamadığı bir ülkede, ciddi bir kale yıkıldı. Umutsuz ve mutsuzum.

Canan Tan – Piraye

kahramancayirli | 29 October 2009 11:05

turkkitap.de adresinden alınmıştır.
turkkitap.de adresinden alınmıştır.

Bu zamana dek bir sürü kitabı su gibi içerek okudum, hızlı, akıcı okudum. Kalın kalın romanları iki-üç günde bitirdiğim oldu ama bu kadarına rastlamamıştım. Dörtyüz küsur sayfa yarım günde okundu. Kimse aramasın diye dua ettiğim oldu, sırf kitap bölünmesin diye, o kadar akıcı, o kadar sürükleyici. Birkaç yıl önce gezdiğim Diyarbakır’ın her karışını yeniden hatırladım, bir garip oldum, Diyarbakır’ı özlediğimi hissettim, ister istemez roman karakterlerinin yerine koyuyorsunuz kendinizi, ben de oturup aşık oldum, üzüldüm, meraktan kitabın bittiğini anlamadım…