Dün akşam kütüphanedeyim. Geleneksel iş çıkışı, kütüphane kapanana dek tez yazmak işin eşinme maratonuma devam ediyorum. 13’ünde haftasonu kapanacak kütüphane ve ben yan basacam… bileğim burkulacak.

Terörist politika uygulamaları araştırıken, soykırım ile ilgili bir kitapta Melos ve Atina meselesini araştırıyordum.Merak ya işte bakayım dedim direk Thucydides ne yazmış birebir. Aradım katalogdan bir kitap çıktı. Gittim aldım. Okurken garip geldi dili. Biraz eski bir İngilizce idi.

O ne!!!! Kitap 1900’de basılmış! Vay be ilk defa bu kadar eski bir kitabı elimde tutuyordum. Acaip bir enerji hissettim kitaptan. Daha evvel elimle değebildiğim en eski kitap 1921 basımıydı.

Acaip bir şeydi. Okudum ve bir hoş oldum. Demek tarihle ilgili işler yapan insanlar bunun bilmem kaç katı eneji hissediyor. Paleantolog olsam ve dinozor kemiği bulsam mesela. Vay be! Megalodon dişi bulsam mesela. Mesela dedik tabi, Türkiye’de paleantolog olup sürüneyim mi? Varsayalım İsmailişte. Caz yapma küllük.