Yaşamımızda beş duyunun ötesinde,diğer duyularımızın mevcudiyetini biliyor,kullanıyor,ancak bunları gözle görmeyip,elle tutamadığımız için,bilinçsizce,adeta başıboş bir ırmağın akışı gibi kullanıp gidiyoruz.Ara ara bu niteliğini ve niceliğini bilmediğimiz duyularımızın önüne setler de koyuyoruz.Gerek madde yaşamının gereksinmelerinden doğan arzu ve istekler,gerekse ruhsal yapımızın henüz dünyaya uyarlı kısmına ihtiyacımız olduğu için,bunu da ruhsal yapının dış kabuğu olarak kabul edersek,yüzeysel bir kullanım tarzı içindeyiz.Olaya şöyle bakalım;genellikle fizik bedenimizin beş duyusunun ötesinde,ruhsal yapımızın duyularını ve elementlerini de kullanırız.Bunların başında akıl gelir,gönül gelir,nefis gelir.Akıl bir ibredir,onu nefiste de kullanabiliriz,gönülde de kullanabiliriz.Amaç aklı gönülde kullanarak nefsi eğitmek,böylece aklıselime ulaşmaktır.Ama bunun için de fiziksel ve ruhsal yapımızı dikkatle gözlememiz gerekiyor.Önce fiziksel yapımız üzerinde biraz duralım;(Melek Çakus- sizin sırrınız serisi -Yaren Vakfı-İzmir -tel:232-2626456)