birinci bölümikinci bölüm
saat altı buçuk
dudağımda bir sigarayanında iki günlük bir uçukyalnız kalmasın diyearka bahçedeki ceviz ağacıhemen yanında duruyorumonun gibi ayaktasenden sonraki ilk sonbahardao kuruyor, ben kuruyorumtam altı buçuktasenden sonraki ilk büyük yağmurdao ıslanıyor, ben ıslanıyorumyalnız kalmasın diyeayrılmıyorum yanındangökyüzü yırtılıyorrüzgarın düşüremediği yapraklarıyağmur indiriyor başımdan aşağıağaç ıslanıyor, ben sırılsıklam seni düşünüyorumher damla bir sonraki gelene yol açıyoraskeri kıyafetimden tenime ulaşmak içinbak şimdi üç beş tanesi sigaramı söndürdüuzaklara bakıyorum seni görüyorumkepimden süzülüp damlayan tanelerdebir çatının kenarından damlar gibigözümün önündenatıyorlar kendilerini aşağıyasaat altı buçuksaatleri bir saat geri aldık dünkararıyor artık havadünden daha çabukpalaskamı çıkartıyorumdikkat etmeden kafiyesineçarpınca kırılan yağmur tanelerini dinliyorumhep bir ağızdan söylüyorlarhayır bi de anlasam dillerinisöylerdim hemen : susun çağrışmayın !çocuklar tabirim caiz değil biraz kenara yağınne kadar çok şey çağrıştırıyorlar kafamdanerden bulur ki bu kadar enerjiyi bir andaevladım uyma sen şu kafiyeyebozuyorsun ağzını atlama daldan dalaçocuğum biraz önünden yesaat altı buçukaşktan tasarruf etmek içinayları dört ay geriye alıyorummekanı 950 km kuzeyeyeni girmiş temmuzun ikisinebuçuğunda altınınbiri 24 biri yirmibeşindegünün pazarındaalman çeşmesinin yanında dikilenbir saat erken gelenaşka fransız kalansütunun yılanlısıtaşın dikilisiSedefkar Mehmet Ağa‘nın bi tanesisonradan devşirme Ayasofya’nın karşısındameydanında sultanınmezarında Ahmet’inyanında 24 simetrik bankın1 bölü 3 ünün 3 eksiğininaklında tuttuğun sayınınuğurlu sayından 5 eksiğinetekabül eden bir banktahiç değiştirmedim senisenden bir anlam çıkarmadımeklemedim üstüneöylece duruyorsun halao banktabu şiirin adabını bozduğum gibiüslubu ile oynayıp üstünde tepindiğim gibiyapmadım hatıranaeski mevsimleri yenisiyle değiştiriyorlar buradasen hiç değişmedin bendesen hiç değişmeyesin diyeben çok değiştimaltı ay gece altı ay gündüz yaşıyorum senine kışın telaşı var içimdene kar suyuna düşenbahar çiçeklerinin kokusuyazıyla2 temmuz ikibinaltı saat altıbuçukrakamlagözlerinin dolduğu 30 saniyeyi yaşıyorum4 x 30 gündürhala ıslak mı gözlerin bilmiyorumbenim arkamda Ayasofya’nın kızıllığısenin arkanda Sultanahmet’in minarelerindendüşmekte olan güneşin imdat çığlığıhiç değişmedi bu manzaraşimdi geceler uzun olsa da gündüzlerdenbıraktığın bir dün kaldı sendenhep altı buçuk saatimhep ardında kızıllığı var Efes’teki bu askerinebr-u alud un anlamınısana kaç kez sordum hatırlamıyorumyağmurla ilgili idi sanırımher neyse üzülmüyorum hatırlayamadığım içinaslında hiçbir şeye üzülmüyorumbiliyor musun ? bu kolumdaki saat su geçiriyorseni düşünürken saygısızlık olmasın diyeellerimi cebime sokmadımbiraz üşüsem deparmaklarımdan damlarken tane tanebir kaç tanealtı buçukta durmuş saatimbuçuk kadar yarım kaldımdört aydır kelimelerle oynadımgeçsin diye vakitbu asker ocağındaıslak hayallerimi pişirdimA4 marka yanmaz teflon kağıttabotlarım yazlık olduğu içinkenarları brandalısivilde giysen hani biraz fiyakalıyalnızlığım afilibak hala çağrıştırıyorlar bu tane taneyağmur damlalarıvalla onlar bozuyorlar şiirin ahlakınıher biri bi şeyler söylüyor yazıyorumhayaller kurar yalnız odasındakalbine sorar kimsin bu cihanda
çağrış can Atilla sen çağrış1453 sultanlar aşkına çağrışzeki girişimcinin açtığıilk gözyaşları isimli hamamın çırağııslak ıslak oturur cevizden birkomidinin yanında2 çay söyle biri açıktamam usta hemen anındabiri bana biri de şu ağacaağaç dedimse aşağılamayın kinayesiniher altı buçukta anlatır dururdalına tutunamayanların hikayesiniarar bulurözben’liğinde turgut’unışığında günselim‘inistanbulun eminönüsündehamamdan bozma bir kafeninhellim peynirli sandviçinkenarında yatar tuğla ikamesi kitapkalbine sorar oğlan nedir bu afet ? kimdir bu bitap ?kız başlar anlatmayasaati sorar çocukgüya laf sokacak araya tam altı buçuktaokumak için ocağında askerinkucağında yalnız nöbetlerinacısında aşkıntatlısında zehirinçok sevdiğim bir şey varcanımdan aziz bilip uğruna seve seveöleceğim diye ettiğim yemin törenimdecanımdan canım bilip unutamadığımbirisinin olmasınave şahsına münhasır anısınazat-ı alilerinin şerefinehuzurlarınızdabu yağmurdadamadın sol kolundan içine su kaçmışbir saatıslanmasın diye akrepyelkovan tam üstüne sarılmışaltıdayani buçuktayani yarım kalanların yüzü suyu hürmetineyalnızlığına saygısızlık ettiğimbu ceviz ağacının dibineyağmurdan yumuşamış toprağınabu saatiseni debir ikibilemedin üç beşgözyaşının yumuşattığı kalbimegömüyorum …( her damladan bir alkış kopar ; bulutların patlayan flaşlarında perde kapanır )( seni unutamamak, unutursun dediğin ikitemmuzikibinaltıpazarınınaltıbuçuğunu yalancı çıkarmak olmasa da umrunda olmasa da haberin, budur yegane istikbali mevcudiyetimin …. Susun çağrışmayın)- kapanış çok mu klişe oldu ne?- eh gecenin birinde, hesabında üçün beşin …- ya tamam sus sapıttın iyice haa normal hayata geldik hadi iniyoruz- olric ?- özenti ?- ha hahaaa