Kıbrıs
Kıbrıs

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öğrenci olmak, tarfımdan yaşanmış en ilginç hadiseler dizisini içinde barındırmaktadır. Türkiye’den Kıbrıs’a okumaya gidecek yüzlerce öğrenciye bildiklerimi anlatmak isterim ki; görünce şoke olacakları şeylere hazırlıklı olsunlar:)Önce iyi bir haberle başlayayım. Kıbrıs’taki üniversiteler öğrenci kabulü konusunda Türkiye’dekilere göre daha esnektir, puanlarıda, ücretleri de daha düşüktür. Fakat ev kiralarını ve yiyecek-içecek masrafını sormayın gitsin 🙂 Kiralar Sterlin’le konuşulur.Kıbrısta öyle Türkiye’deki gibi otobüslerin dolmuşların yollarda cirit attığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ne yazıkki orada devletin çokta kamu ortak kullanımına ait mal falan yaptığı yok. Zaten benim bakkalımın bile 2 tane arabası vardı. Yani halkının otobüse ihtiyacıda yok. Türkiye’den giden paralarla ve Rum’ların kaçarken bıraktığı mallarla yeterince zenginleşmişler. Zavallı Türkiye’min zavallı fakirleri! Neyse yani okulun otobüsünü kaçırdınızsa -ki kendileri 1 saatte bir falan geçer- taksiye binmek zorundasınız. Orada ulaşım aracı taksidir. Havalimanına ulaşımda öyle. Kombos denen bir nesneyi dolmuş olarak havalimanına falan giderken kullanırlar ama hayalinizde canlandırabileceğiniz en kötü durumdaki dolmuştur. Oda kaldırımları, evleri gibi Rum’lardan kalmadır.Türkiye markalarını orada bulmak zordur. Bulsanızda pahalıdır. Ben makarnamı bile Türkiye’den götürdüğümü hatırlıyorum. En azından kahvaltılıklarınızı (zeytin,yağ, reçel) Türkiye’den götürün ki bir süre rahat edin. Türkiye’de satılan bir çikolata 1 lira ise orada 2 lira hatta daha fazla olabilir. Ordu evlerinden alışveriş edin. Orada Türk malı bulunur ve herşey ucuz olur. Eğer pazarları geç kalkıyorsanız, ekmeğinizi 1 gün önceden almayı unutmayın, yoksa aç kalırsınız. Keyfine oldukça düşkün Kıbrıs’lı vatandaşlar pazar günleri market açmayabilirler. Bulunduğunuz yerde Astro, Lemar gibi büyük marketler varsa şanslısınız, onlar açıktır.Ev sahipleri genelde kontrat yapmıyorlar, sebebi malum. Genelde de 1 yıllık anlaşma yaparlar. Bazı aşmış tipler 1 yıllık peşin falan istemeye kalkarlar ama direnin. Evden memnun olmama ya da ev arkadaşınızla anlaşamama ihtimalini düşünün. Bu 2. ihtimal çok yüksek.Bahsedilmesi gereken en önemlişeylerden biri de Kıbrıs’lıların konuşma tarzı. Bir süre onların ne dediklerini anlamayabilirsiniz. Fakat bir süre sonra alışırsınız. “Napan be Gardaaaaaş?” en çok kullandıkları cümledir. Cümleleri devrik olur ve son kelimelerinin son harfleri uzatılarak söylenir.Ne yazıkki kumar illeti orada serbest. Okulda yaşları geçmiş, okuldan atılmasına ramak kalmış birçok erkek görebilirsiniz. İşte onlar kumara bulaşan tipler. Parasız kalınca falan 1-2 defa diye başlar bırakamazlar. Bence eğlencesine bile bulaşmayın. Hatırlıyorumda Gazi Mağosa’da Sema Gzinosu’nun önünde sayısal falan yatırmaya giden erkek arkadaşlar kuyruk olurdu. Onlardan tanıdığım 2 kişide okulu bitiremedi.Akşam 5-6 gibi özellikle Magosa’da, Lefkoşa’da hayat biter. Yani gazinolara falan takılmıyorsanız,öyle sokaklarda, İzmir kordon boyunda gezinenler gibi insanlar göremezsiniz. Çünkü yapacak birşey yoktur. Zaten az sayıda olan pastane gibi yerleride erken vakitlerde kapanır. Kapanma saatinde yalvarsanız yarım saat geç kapatmazlar. Dedim ya keyiflerine düşkündürler. Girne nispeten daha eğlenceli ve gelişmiş bir yerdir. Ama en iyi okulda Magosa’daki Doğu Akdeniz Üniv., ondan sonra da Lefkoşa’daki Yakın Doğu Üniv.’dir.En ünlü ve güzel yiyecekleri hellim’dir. Biliyorsunuz bir tür peynir bu. Şeftali kebabı da güzel dense de ben hiç yemedim. Çünkü açıkçası bir Kıbrıs markası olan bir hazır sakatat dolması bana cazip gelmedi. Ben genelde yiyecekte, sütte falan Türkiye markalarını pahalıda olsalar aldım. Bu arada manavdan maydonoz diye ona benzeyen bir bitki almamaya dikkat edin. Kıbrıs’tab başka yerde görmediğim ve adını hatırlamadığım bir bitki bu… Çok benziyorlar ama tadı maydonozdan farklı bişey. Bizim başımıza geldi, hiç sevmedik.Su sorunu tabiki büyük orada. Çeşme suyunu yemekte falan kullanamazsınız. Bence banyoda bile kullanmak zararlı ya neyse:) Çünkü su, deniz suyunun biraz arıtılımış hali. Çeşmeden akan su hala tuzlu gibidir. Saçlarınız yapış yapış tuhaf olur.Su yine eve getiriliyor asıl sorun tüp! Tüpü eve getirmiyorlardı ben oradayken. Gidip sen alıyordun. 5-6 sene önce böyleydi. Şimdi de öyledir ya yine de araştırın derim. Öğrenciyi düşünen yok. Millet arabası var, rahat tabiii:)Haaa unutmadan söyleyeyim. Kıbrıs’lı Türklerin dilleri dışında dine, hayata bakışları,kültürleri de bizden farklıdır. O kadar orada kaldım, “Çok dindarım” diyen ya da ne bileyim namaz kılmayı ya da abdest almayı bilen bir Kıbrıs’lı ile karşılaşmadım (yarı Türkiye’li olanlar hariç) Okul elbiselerine şaşırmıştım ben. Kızların etekleri çok ama çok kısaydı. Orası eskiden İngiliz’lerin elinde oldundan bir İngiliz kültürü hakim. Bunu konuşmalarında, giyimlerinde, yaşamlarında görebilirsiniz. Buradaki gibi kız-erkek ilişkileri de çok kısıtlı değil.Yazın denize girmek isteyenler için söyleyeyim ki denizi harikadır. Çok temiz, çok güzel renkte ve sakindir. Ne yazıkki öyle şezlong falan bulabileceğiniz çok fazla kumsalları olmasada siz sakinliğin tadını doyasıya çıkarın.ZZ plaka ne demek bilen var mı? Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklere verilen araba plakası ZZ harflerini içerir. ZZ plakalarla ortalıkta piyasa yapar bizimkiler:)Eskiden “Yeşil Ada” denilen Kıbrıs’ı görünce çıplak bulabiliriniz. Eskisi gibi yeşil değildir. Çünkü Kıbrıs savaşı esnasında Rum’lar giderken tüm ormanları yakarak gitmişler. Bizim Kıbrıs’lı Türkler de yenisini ekmekte çokta hevesli davranmamışlar açıkçası. Rum tarafının yemyeşil ve çok güzel olduğunu söylüyorlar.Peki, biz Rum tarafına ziyarete gidebiliyor muyuz? Rum tarafı Türk tarafını, Türk tarafı da Rum tarafını bir ülke olarak saymadığından yakın zamana dek, iki taraf arasında seyahatler olmuyordu. Şimdi Kıbrıs’lı Türkler, Rum tarafına seyahat edebiliryorlar, fakat Türkiye’liler gidemiyor. Ben Kıbrıs’tan, İstanbul’da bir üniversiteye geçiş yaptım ve orada Avrupa Birliği dersi aldım. Derste Alman asıllı kadın hoca, dünya haritasını, tahtaya yansıtmıştı. Bilin bakalım Kıbrıs kime ait görülüyordu. Tüm dünya Kıbrıs’ı Rum’ların olarak kabul ediyor. Bu yüzden Kuzey Kıbrıs’ta Mc. Donalds, Burger King gibi dünya markaları yoktur ya da isimlerini değiştirerek orada yer alırlar. Sırf Türk tarafını tanımamak ve Rum’larla ters düşmemek için… Ama Kıbrıs’lı Türkleri, kendi taraflarına çekmek için “Türkiye’ye bağlı kalmak sizi sınırlıyor, gelin bizimle Avrupa ülkesi olun” diyen Rum kesimi Kıbrıs’lılara Rum tarafını ziyaret hakkı verdi. Zaten Kıbrıs’lı Türklerin asimilasyonunu sürdürmek için, birçok çalışmaları vardır; orada göreceksiniz. Çoğu Kıbrıslı Türk, aynı zamanda İngiltere vatandaşıdır. Eğitim ya da sürekli yaşamak için orayı tercih ederler.Ben tüm Kıbrıs’lı Türkleri aynı kefeye sokmak istemiyorum. Fakat tarihini bilmeyen bazı Kıbrıs’lı Türklerin, Türkiye’den gelenleri pek sevmediklerini göreceksiniz. Gazi Magosa’daki kalenin içine Rum’lar tarafından hapsedilip, çoluk-çocuk demeden yakılmak üzereyken, Türk askerlerinin yetişmesiyle kurtarılan Kıbrıs’lı türklerin torunlarından bazıları ne yazıkki bizi “siz geldiniz kardeşlerimiz olan Rum’ları kovdunuz” şeklinde itham etme gafletinde bulunurlar. Ben orada olduğum süre içinde birçok Kıbrıslıyla tartıştım bu konuda. Allah benim gibi nankörlüğe tahmmülü olmayanlara sabır versin:)Hiç atlanmadan geçilmeyecek bir şey daha. Sevgili arkadaşlar, sıkı durun, Türkiye’li Türklere, Kıbrıs’lı Türklerin koyduğu adı söylüyorum: KARASAKAL. Evet, bize karasakal diyorlar. Savaş sonrası, Kuzey Kıbrıs’taki Türk sayısını arttırmak, Kıbrıs’lıların İngiliz ve Rum kültürüyle asimilasyonunu durdurmak amacıyla Türkiye’den isteyenleri oraya gönderip yerleştirmişler. Tabi bu insanlar genelde Türkiye’deki fakir kesim olmuş. Dolayısıyla Doğudan çok giden olmuş. Geneldeesmer olan doğulu vatandaşlarımız bu ismi almamıza neden olmuş. Ayrıca orada kendi yaşadıkları yerlerde alışmadıkları şeklilde açık giyinen ve rahat davranan kızları görünce açıkçası bazı densizlikler yapmışlar. Hiç kapı kilitlemeyen Kıbrıs’lılar kapı kilitlemek zorunda kalmışlar. Bu bir yönetim hatası tabii, ama sonuçta Kıbrıslı Türklerle, Türkiye’li Türkleri karşı karşıya getirmiş ve arda uçurum açmış, daha da kötüsü Rum’ların eline koz vermiş çok kötü bir hata… Yine de ben Türkiye’nin himayesiyle yaşayabilmiş olan bu ülkenin bazı vatandaşlarının bizi istemeyerek nankörlük ettiklerini düşünüyorum.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine nasıl gireceğim derseniz; ister pasaportla, ister nüfus cüzdanınızla girebilirsiniz. Nüfus cüzdanınızla girerseniz, verilen giriş kağıdını kaybetmemelisiniz yoksa bürokratik birçok işlemle uğraşmadan ülkeden çıkamazsınız. Orada okuyacakların öğrenci oturumu alması gerekir ki uzun süre orada kalırsanız sorun olmasın. Ama 3 ayda bir zaten girip çıkıldığından ben almamıştım.Eveeeet! Sanırım birçok şeyi anlattım. Daha çok şey var ama yaşayarak öğrenmelisiniz. Olumsuz çok şeyden bahsettim farkındayım ama siz yinede elinize geçen fırsatları değerlendirin. 4-5 sene birşey değil insan hayatında. Biraz sıkıntı olsada üniversite okumak için en uygun şansınız Kuzey Kıbrıs ise, gidin derim ben. Orada Çok güzel dostluklar da kurdum, çok iyi vakitler de geçirdim. Sonuçta üniversite yaşamı bu, heryerde zorluk olacaktır. Kuzey Kıbrıs’ta biraz daha fazla sorun olsada üniversiteye hiç gitmemekten iyidir.Son olarak size Kuzey Kıbrıs’ta ki okulların ve gerekli bazı sitelerin adreslerini vereyim:Okullar:Doğu Akdeniz Üniversitesi
Yakın Doğu Üniversitesi
Girne Amerikan Üniversitesi
Lefke Avrupa Üniversitesi
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi
Yararlı Kıbrıs Siteleri:kibrisca.comkibrisokuloncesi.comkibristaokumak.com