FACEBOOKTA PAYLAŞTIĞIMIZ SİYASİ İÇERİKLİ MATERYALLAR ÜZERİNE…Herkes Facebook denilen bu malum ağda, grupta yada ne bileyim paylaşım sitesinde kendi beğendiğiyle, sevdiğiyle, tarzıyla ve ideolojisiyle ilgili bir çok resim, video ve bazı materyeller paylaşıyor. Bunların bir çoğunda hemfikiriz. Olabilir tabii.Peki burada şöyle bir soru aklımıza geliyor mu acaba? “Grubumdaki bütün arkadaşlarım benim sevdiğim şeyi sever mi, benim hoşuma giden onun da hoşuna gider mi; veya benim dünya görüşüm budur, siyasi görüşüm budur arkadaşlarımda benim gibi mi düşünürler? Ben doğru bildiğim ve paylaştığım şey hakkında ne kadar bilgiye sahibim. Çünkü bazen bir resim de veya videoda “grubunda paylaşmayan beni silsin” gibi saçma sapan bir not yazıyor; ki arkadaşım daha paylaştığını kendi de izlememiş veya içeriği okumamış. Ben böyle diyen bir arkadaşımı siliverdim. Sonra aklı başına geldi hatasını anladı. şunu belirtmeliyim ki; benimarkadaş grubumda SOLCUSU VAR, SAĞCISI VAR, AKP LİSİ VAR,MİLLİYETÇİSİ VAR, MİLLİ GÖRÜŞCÜSÜ VAR; VAR OĞLU VAR. Arkadaşlarımında gruplarında buna benzer farklı düşüncede olanlar insanlar vardır. Bu düşüncelerinden ötürü kimseyi kınayamam. Herkes bu tür videoları paylaşırken acaba ne kadar düşünüyor arkadaşlarının, paylaşılan bu video hakkında ne düşüneceğini? O yüzden ben içeriğini, bildiğim ve inandığım bir videoyu, resmi vs. sayfamda paylaşırken düşünerek paylaşıyorum. Zira ilgide adı geçen şahsın, kurumun veya bir düşüncenin bazı arkadaşlarımın hayran sayfalarında yer aldığını çok iyi biliyorum. Ve paylaştığım videodaki konuyu kabul etmeyecek; “BUNLAR DOĞRU DEĞİL” diyecek çok kişinin var olduğunu da biliyorum. Aynen benim arkadaşlarımdan gelen bazı siyasi düşünceyle veya siyasi kimliği olan şahıslara ait video paylaşımlarına yaptığım yorum gibi. Bununla birlikte, yüz yüze konuşacak ve tartışacak kadar bilgiye sahip değilsek, paylaşılan mataryellerin içeriğini bilmiyorsak izlememişsek, okumamışsak paylaşmamamız yerinde bir davranış olur. Zira bu durum içi boşluğun bir göstergesi olmaktan başka bir anlama gelmemektedir.Emniyette kişilerin GBT’sine (Genel Bilgi Tarama) bakılır. Yakında GBT mize Facebookdan bakılacak hale geldik. Facebook ta bir kişiyi arama motorunda aradığınızda kaydı olan çıkıyor. Kaydı olmayanları bulamıyoruz haliyle. Facebookta paylaşır olduk her şeyimizi: Resmimizi, videomuzu, kiminle evli, nişanlı yada sevgili olduğumuzu, hangi okuldan mezun olduğumuzu hangi dine ve hangi ideolojiye inandığımızı. Yakında facebook kişisel bilgiler alanına “olaylara karışma durumu”-”leş sayısı” gibi sorular da hazırlar. Eğer bu sanal alem bizi cesaretlendiriyorsa her şeyimizi paylaşmaya bunun faydasını gördüğümüz gibi zararını da görecek olduğumuz muhakkaktır. Bu facebook un iyi tarafları yok mu? Tabii ki de var. Ve bende bunlardan gerektiği kadar yararlanmaktayım.Yüz yüze birbirimize söylemeye çekindiğimizi şeyleri (özellikle hangi dünya görüşünü, hangi siyasi ve felsefi görüşü benimsediğimiz gibi) facebook gibi bir sanal dünyada pervasızca paylaşıyor olmamız; anlattığımız yada anlatmaya çalıştığımız konularda; ifade edemediklerimizin bilgiden yoksun yada birazcık bir bilgi ile bir düşüncenin, ve savın savunmasını yapıyor olduğumuz anlamına gelir. İfade etme korkumuzun ve eksiğimizin oluşundan kaynaklanan bu durum bana bu noktada bir felsefi oturum açma zorunluluğu hissettirmiştir. “doğru nedir?, doğru kime göre dorudur? Her doğru olan gerçek midir? Bize göre doğru olan başkasına göre de doğru mudur?Anlatmaya çalıştığım hususta, paylaştığımız şeyleri beyin süzgecimizden geçirerek, doğruluğunu ve konu hakkındaki bilgimizi sınayarak , söylemek istediklerimizi doğru zamanda ve doğru yerde ifade özgürlüğü ilkesi doğrultusunda çekinmeden medenice söyleyebilmek temennilerimle…