Kim yapmış? Tabii ki Caponlar. Mainichi Günlük Haberlerin günlük bir haberine göre (aracı kottke.org) Japonya’da bir firma mezartaşlarına barkod iliştirmeye başlamış. İşin buraya kadarı şöyle bir izlenim doğuruyor, barkodlayalım ki çalınırsa filan kolayca bulunsun veya bozulan, kırılan mezartaşını görevli şakkadanak not edebilsin barkod okuyucuyla. Ha hayt, sizi gidi hayal gücünden yoksun, barkodu sırf süpermarkette kasiyer kız okutmakta zorlanınca farkeden beyaz ırk sizi. Başlıkta da ipucu verdik o kadar interaktif diye. Efendim barkod iliştirildikten sonraki aşamalar şöyle imiş:* Ziyaretçi cep telefonuna barkodu okutur.* Cep telefonu barkoddan gelen bilgi sayesinde ilgili siteden meftayla ilgili bilgileri indirir.* Nedir bunlar: fotoğraflar, videolar, baş yasçının (karmaşık yöresel kültürel kuralları vardır kesin kim olacaktır bu şahıs) özel mesajı, taziye defterine yazılanlar.* Haberde dememiş ama merhumun kendisi de bize bu dünyanın geçiciliğini hatırlatan bir haikuyu kendi sesinden kaydedip bırakmış olabilir tabii. Ben yapardım yani kesin. Ölmüş gitmişim zaten, varsın ana baba zoruyla ziyarete gelen cıvıl cıvıl gençler biraz depresyon yaşasın.* Biz bile web 2.0’a geçtiğimize göre ziyaretçinin de kendi özel mesajını bırakabildiğini öğrenince şaşırmıyoruz tabii.Beni hayrete düşüren ve Japonlara karşı takdir ve acıma hislerinin değişik kombinasyonlarıyla dolduran ne böyle bir şeyi hayal edebilmiş olmaları, ne de teknolojik olarak hayata geçirebilmiş olmaları. Oraları işin kolay kısmı. Asıl dikkat çekici yan, bunu ticari olarak denemeye, belki başarılı olmasına, tutulmasına izin verecek kadar bir yenilik kültürü, insan-gadget kardeşliği olması toplumda.

Aha da böyle kullanılıyormuş.
Aha da böyle kullanılıyormuş.

Hediyesi 200.000 yen imiş bu arada. Yoruldum, onu da başkası hesapla(t)sın kaç YTL’ymiş.