bildirgec.org

Kiraz Sapı deyip geçme

taneremir52 | 25 June 2012 09:44

yaz aylarına girdiğimiz şu sıralarda pazarlarda manavlarda süper marketlerde hatta el arabasında satılar kendinden çok sapının faydası olduğunun artık kesin olarak bilimsel olarakta kanıtlanan bir üründen bahsetmek istiyorum.KİRAZ
zayıflamak isteyenlerin bu aralar kiraz dan çok kiraz sapları ile ilgilendiğinin belki farkına varmışsınızdır
bunun sebebi kiraz sapının idrar sökücü metebolizmayı hızlandırıcı ve bunun gibi bir çok rahatsızlığa iyi geldiğinin bilinmesidir.
ben size zayıflatma etkisinden bahsetmek istiyorum kiraz sapları meyvelerinden ayrıldıktan sonra güzelce bol suda yıkanır bir avuç (yaklaşık elli ila altmış adet arası) kiraz sapı kaynatılmış 1 litre su içine atılır kısık ateşte 10 dakika haşlanır daha sonra 10 dakika kadar demlendikten sonra ister sıcak ister soğut günde 3 fincan içilir özellikle aç karnına içilmesi iştah ta kestiği için tercih edilir vücuttaki ödemi sökmesi fazla suyun atılması idrar yollarını temizlemesi gibi bir çok faydalarının yanında yüze canlılık kazandırması kadınlardaki adet ağrılarını azaltması gibi bir çok faydalarının bulunduğunun ispat edilmiş olması sanırım bundan sonraki kiraz sefalarından sonra çöpe attığınız kiraz saplarının saklanması konusunda bir kere daha düşünmenize sebeb verecek önemli etkendir.

En büyük korkum: Oğlum

bacci | 24 June 2012 18:12

Melekler gözle görülmez derler. İşte en büyük yalan! Şu an tam karşımda, varlığıyla bir ömür daha bağışlamış, dünyanın en büyük mucizesi, benim meleğim duruyor. Biricik oğlum.
Annelik eskiden daha romantik bir kavramdı. Annelik içgüdüleri, annelik sevgisi, şefkati… Ama hiçbir şey bize dizilerde, filmlerde anlatıldığı gibi değilmiş. Annelik birini bir neden yokken her şeyden çok sevmekmiş orası doğru. Ama asıl olan insanın hayatını nasıl değiştirdiği. İnsanı nasıl da daha çok insan yaptığı… Şimdi dualar bir başka, korkular bir başka, günün akışı bile bambaşka. Ölümden korkmazdım eskiden. Her şeyi korkusuzca ve bana bir şey olmaz diye yaşardım. Hamileyken ise ya ona bir şey olursa ya döndü bu korkum. Ama şimdi en çok korktuğum şey ya bana bir şey olursa? Onu bir an yalnız bırakmaktan, onu bir an bensiz ve savunmasız bırakmaktan öyle korkuyorum ki, geceleri uyanıp önce kendimi bir yokluyorum sonra ona dokunuyorum nefes alıyor mu diye… Anne olmak sanıldığı gibi bebeğine sevgi fışkıran gözlerle bakmak değilmiş. Daha çok korkmak ve korkulu gözlerle bakmakmış hem ona hem dünyaya. Gece dönerken yatak sallansa, deprem mi oluyor demekmiş. Sonra ya deprem olursa ben ne yaparım diye korkup uyuyabileceğin toplam iki saatin varken bir saatinde bunları düşünmekmiş…
Kısacası anne olmak koşulsuz sevmek olabilir, ama her şeyden önce artık gelecekten korkmak, ölümden korkmak, onsuzluktan korkmakmış. Bir çocuğa sahip olmak oyuncak bebeklere sahip olmaktan çok farklı. Kocanızın bıyık bırakmasıyla başlıyor değişim ve sizin kanlanmış gözbebeklerinize vuruyor anneliğiniz. Gerçek olan tek şey; hazır değilseniz çocuk sahibi olmayın. Her şeye korkuyla bakmaktan korkuyorsanız, uykusuz gecelerden, bu kadar çok sevmekten…

“Sefil” Anne Hathaway

cherry blossom girl | 22 June 2012 17:28

Türkiye’de 2013’de vizyona girecek olan Sefiller’de (Les Misérables) “Fantine” karakterini canlandırmak için saçlarını kısacık […]

Cloud Atlas

emsvizyon | 22 June 2012 17:04

Wachowski kardeşler ve Tom Tykwer’ın yönetmenlik koltuğunu paylaştığı( yönetmenlik kanepesi demek daha doğru olur sanırım ) Cloud Atlas, David Mitchell’in 2004 yılında çıkardığı ve filmle aynı ismi paylaşan romanının bir uyarlaması.

bir iki de görsel.

netleşen zengin oyuncu kadrosunun bir kısmı;
Tom Hanks
Hugh Grant
Halle Berry
Jim Broadbent
Hugo Weaving
Jim Sturgess
James D’Arcy
Ben Whishaw
Susan Sarandon
Keith David
David Gyasi
Zhou Xun
Doona Bae
David Mitchell ( ce ee deyip çıkacakmış )

bir distopya sunan ve çeşitli zamanlarda geçen hikayesiyle, kadrosuyla, efektleri vs’si ile merakla beklenen film bu sene vizyondaymış…