CNNtürk‘te gördüm, mizah dünyasına yeni bir dergi geldi, deyolardı. hah dedim işte, beklediğim dergi, nihayet be, yeni bir ses… gece yarısı dışarı çıktı… her taraf kapalı, bizim sabahçı bakkala doğru yola koyuldum, bir kilometre sonra ordaydım, beni camdan görünce hemen poşeti hazırladı, iki bira, 100 gram lebilebi, eyvalla amuca dedim, bir de varsa MEME diye bir dergi çıkmış, poşete atarmısın, hemen diye attı bi tane…
geri dönüyorum, dergiyi çıkardım, her taraf karanlık, yine de sayfalarını çeviriyorum, o da ne bir atatürk fotoğrafı, alla alla dedim, ulan yanlış dergi mi verdi bu bakkal, yoooo, basbayağı MEME‘ye yazıyo işte kapağında…
her neyse eve vardım, kapıyı açtım, birayı açtım ve uzanıp derginin kapağını açmaya başladım, evet, evet üçüncü sayfada kocaman bir atatürk fotoğrafı, bir de meme marşı var… hay allah, şok oldum, sayfaları çeviriyorum, yeni çizerler, yeni konular, gözlerim dolacak, parasız, pulsuz, işsiz ve sevgilisiz birisi olarak, bu dünyada sadece dergilerden zevk alıyorum, benim gözlerim dolmasın da kimin dolsun, ey ahali…
sonrasında sırayla okumaya başladım…
ne mi oldu, ne olacaktı ki, uyuya kalmışım, sonrasında bir daha bir daha baktım, olmuş ile olmamış arasında duruyo dergi, ulan dedim bir telefon açayım, mail atayım, hal hatır sorayım, yaptım, gittim, yerlerine gittim, gördüm, çalışıyolar, harıl harıl…
e hadi kolay gelsin dedim, yeni sayı daha da olacak dediler, ben ilk okurlarıymışım, gözleri doldu, ağlamaklı oldular, sarıldık birbirimize, duygusal anlar yaşadık ve ayrıldım…
hey allaam, akıl fikir ver sen bana…