bildirgec.org

zarifce

11 yıl önce üye olmuş, 32 yazı yazmış. 197 yorum yazmış.

Doğadaki denge…

zarifce | 09 August 2010 19:57

Doğa, kısaca tanımlarsak insan eli değmemiş herşeydir. Diğer bir ifadeyle Tabiat, natur.

Doğada denge Allah’ın koyduğu kurallar sayesinde gerçekleşir. Biz insanlar oksijen alır karbondioksit veririz. Tekrar oksijen alabilmemiz için verdiğimiz karbondioksitin temizlenip oksijen haline gelmesi gerekir. Doğadaki bitkiler veya süs çiçekleri solunumlarında gündüzleri havadaki karbondioksiti alarak oksijen verirler ama geceleri ise bizim gibi oksijen alarak karbondioksit verirler.

İşte Allah ın koyduğu denge sayesinde ağaçlar, bitkiler gündüz karbondioksit soluyup oksijen vererek bizim ihtiyacımız olan oksijeni üretirler.
Aç bir Aslan, diyelim ki hasta bir zebrayı avlar, karnını doyurur. Arkasından sırtlanlar gelir onlarda kalan etle karnını doyurur, daha sonra büyük kuşlar, küçük kuşlar derken sinekler böcekler ve bir de bakmışsınız zebradan geriye belki birkaç parça kemik kalmıştır ve İşte bu şekilde doğada denge, kendi içerisinde konulan kurallarla sağlanmış olmaktadır. Doğada bulunan ve bizim zararlı olarak gördüğümüz bitki ve hayvanların mutlaka boş yere yaratılmadığı ve onlarında bir görevinin bulunduğunu unutmamak lazım. İnsanlar pervasızca doğaya ellerinden gelen her türlü zararı veren tek canlılardır. Diğer canlılara bakacak olursanız hepsi doğadaki dengeyi sağlamak için yaşar ama insan bırakın dengeyi sağlamayı nasıl zarar veririm diye uğraşır. Dünyamızın ve ülkemizin yeşil olması ve o şekilde kalması, düşüncesi bile güzel değil mi? Gelin hep beraber elimizden geleni yaparak bu düşüncenin gerçekleşmesi için çalışalım. Ne yapabiliriz? Hadisi şerifte “Kıyamet günü olsa bile elinizde bir fidan var ise mutlaka dikin” denilmektedir. İşte yapacağımız bu, fırsatını bulduğumuzda bir ağaç dikelim.
Doğadaki canlıları katletmeyi bırakalım, avcılık sporu ile uğraşan arkadaşlar, kusura bakmayın ama ben bu spor dalını hiç anlamıyorum. Bir canlıyı öldürmenin neresi spor, o canlının düşüncesi yada beyni olmasa da bir hayatı var. Bırakın o da hayatını yaşasın. Eğer bir hayvan türünün size zarar vereceğini hissederseniz o zaman kendinizi korumak için son çare onu öldürmek olabilir. Unutmayalım avlanmak eski çağlarda kaldı. Çünkü o zaman kasaplar, mezbahalar yada marketler zinciri yoktu. İnsanlar aç karınlarını doyurmak için avlanırdı ama şimdi öylemi her istediğinizi hemen hemen her yerde bulabilirsiniz. Doğada beslenmiş keklikte yemeyiverin canım, ne olacak sanki başınız göğemi erecek?
Doğa kendini yeniler yeter ki biz zarar vermeyelim. Teşekkürler.

TASARRUF YÖNTEMLERİNDEN BAZILARI İLE BÜYÜME

zarifce | 28 July 2010 09:53

TASARRUF YÖNTEMLERİNDEN BAZILARI İLE BÜYÜME
Vatandaş, elektrikten doğalgaza, akaryakıttan gıdaya kadar her alanda tasarruf yapmanın bir yolunu buluyor. Ucuz yaşam formüllerini uygulayarak şirketler aylık giderlerinde yüzde 50’ye varan oranlarda, vatandaş ise yüzde 20-30 oranında tasarruf sağlıyor.

Vatandaş dünyayı sarsan ekonomik krizi tasarruf yaparak aşmaya çalışıyor. Sadece vatandaşlar değil, büyük şirketler de tasarrufa yönelerek çeşitli önlemlere başvurdular. Küçük şirketlerin sekreter çalıştırma güçleri yok, patronlar sekreterden vazgeçip telefonlara kendi bakıyor, temizlik, çay yada başka işlerini yine patron kendi üstleniyor. Artık devir hesap devri, ev kadınları tasarruf konusunda mucizeler yaratıyor.
Kadınlar, marketlerdeki indirimleri yakından takip ediyor. Son kullanma tarihi yaklaşan tavuk, süt, yoğurt, salça, ketçap, meyve suyu, bisküvi gibi ürünleri yarı fiyatına satan marketlere gidiyor. Markete gittiğinde önce ‘promosyonlu ürünler’, ‘indirimli ürünler’, ‘Ne alırsan 1 lira’ reyonlarına bakıyor. Giysi alışverişini sezon sonuna bırakıyor. Saçını evde kendisi boyuyor ya da komşusundan yardım istiyor. Çamaşır makinasından boşalan deterjanlı suyla önemsiz çamaşırlar ile elde yıkanması gereken çamaşırları ya da balkonu yıkıyor. Durulama suyunu yerleri silmede ya da tuvalet temizliğinde kullanıyor. Şofben veya kombiden sıcak su gelene kadar akan soğuk suyu biriktiriyor. Çamaşır ve bulaşık yıkamak için makinanın tamamen dolmasını bekliyor. Çamaşır makinasını düşük ısıda çalıştırıyor. Çamaşırı nemliyken ütülüyor. Bir poşet çaydan iki bardak çay çıkarıyor. Daha ucuz olduğu için toz şekeri küp şekere tercih ediyor. Daha ucuz olduğu için kırık yumurta, kırık peynir, kırık pirinç alıyor. Sağlığını riske atarak kızartma yağını birkaç kez kullanıyor. Kış yiyeceklerini yazdan hazırlıyor. Kışın pahalı sebze almamak için yazın patlıcan, fasulye, bamya, domates ve biber kurutuyor, donduruyor ya da konserve yapıyor. Salça, turşu, reçel gibi yiyecekleri satın almak yerine evde yaparak ucuza getiriyor. Sütü, kapıdan alıyor. Yoğurdu kendisi yapıyor.Elektrik, su ve yakıt giderleri ailelerin bütçesinde kiradan sonra en önemli yeri tutuyor. Tasarruf yapan aileler, aydınlatmada floresan lamba ya da az enerji tüketen tasarruflu ampullere yöneliyor. Televizyon izlerken ışığı kapatıyor. Beyaz eşya alırken, az enerji ile çalışan ürünleri tercih ediyor. Kimi aileler de günün belli saatlerinde indirim imkanı sağlayan “akıllı sayaç”ları kullanarak aylık elektrik tüketimini aşağıya çekmeye çalışıyor. Çamaşır ve bulaşık makinasını 22.00-06.00 saatleri arasında çalıştırarak yüzde 55 civarında tasarruf sağlıyor. Ütüyü de geç saatlerde yapıyor. Su tüketimini azaltmaya çalışan vatandaş, banyoda sabunlanırken, diş fırçalarken ve traş olurken musluğu kapatıyor. Suyu havayla karıştıran ya da elini altına tuttuğunda açılıp çektiğinde kapanan fotoselli muslukları tercih ediyor. Bu saydıklarım tasarruf yöntemlerinden bazıları. Aslında vatandaş daha önceden yapması gerekenleri krizden sonra yapmaya başladı. Yukarıda saydığımız tasarruf yöntemlerini hemen herkes uygulasa idi herhalde Türkiye bir bu kadar daha büyürdü.