bildirgec.org

winmaker

11 yıl önce üye olmuş, 480 yazı yazmış. 1115 yorum yazmış.

Radyasyon-savar

winmaker | 01 August 2006 11:00

Kemiklerimize kadar işleyen radrasyondan bari kellemizi koruyalım diyen beyler için şapka, bayanlar için eşarp modellerimiz mevcuttur. Farklı renk çeşitlerimiz içerdedir, gelip görün.

Sanki biraz fake gibi duruyor site ama emin olamadım.
Daha ucuz yöntem arayanlar için çözüm burda.

Poşet taşıma ünitesi

winmaker | 31 July 2006 15:09

Alışverişe gitmenin en gıcık tarafı (alışverişin kendiside gıcıktır ama onu bir kenera bırakalım şimdi), geriye elde bir sürü poşetle dönmektir. Tek elle birden fazla poşeti tutmaya çalışırsın, parmakların ağrır, dengesiz olur, poşettekiler yere saçılır, kısaca gıcık mı gıcıktır. Gıcık mı gıcık şeyler insanı gıcık ettiğinden dolayı gıcık olmamak için poşet askısı iyi bir çözüm olabilir. İlerde çok para kazanınca bir üst modeline terfi ederiz artık.

Gereksiz diye birşey yoktur ama bu ürünler gereklilik sınırını epeyce zorlamış.

Masanızın üstü, koltuğunuzun ise altı serinlesin

winmaker | 24 July 2006 09:58

Kitlesel serinlemeden payına düşen serinlikle yetinmeyenler olayı daha da kişiselleştirip masaüstü klima taktırabilirler. Peki, masaüstü serinlemeden payına düşen serinlikle yetinemeyenler ne yapsınlar. O da kolay. Hem de çok kolay. Feci kolay. Fakat lafı biraz daha uzatmadan söylemeyeceğim. Çünkü yazı bitene kadar belki icat edilir diye ümit ediyorum. Buyrunuz, koltukaltı serinleme ünitesi. Olayı kaynağında bitirmeli.

Garaj kapısının kudreti

winmaker | 21 July 2006 17:26

BBC radyonun telefonu ismini vermek istemeyen bir dinleyici tarafından çaldırılmaktadır. Telefonu Roger açar.

-Alo, buyrün
-Racırcığım, ayıptır söylemesi ufak bi iktidarsızlık problemim vardı da, geçenlerde Türkiye’de bi parça taktırdım, şimdi nazar değmesin, aslanlar gibi maşallah.
-Tahtaya vurun sevgili dinleyicim.
-Tahta mı kaldı Racırcım, ne zaman ki komşum 4X4’üyle gelip garajına giriyo, o saniye ereksiyon oluyorum. Acaba sapık mıyım diye düşünmeye başladım.
-Hahaa, valla bilemiycim sevgili dinleyicim.
-Gülme Racırcım, utancımdan dışarı çıkamıyorum, konu komşu görse ne der.

Emily’nin intikamı

winmaker | 20 July 2006 10:44

Emily, kocası Steven’dan şüphelenip onun peşine bir dedektif takar. Akşam olunca dedektif elinde bir video kaset, kasetin içinde de video görüntüleriyle gelir. Artık hiçbir şüphesi kalmayan Emily’nin aklına süper bir intikam fikri gelir. Kocasının iş yerine yakın bir billboard’a hakaretlerle dolu kocaman bir ilan verir ve parasını ortak hesaplarından ödediğini de ilanın sonuna not düşer. Bununla yetinmeyip üzerinde kayıp köpek yazan ve kocasının resmi bulunan A4 boyutunda ilanlar hazırlayıp dağıtır. Bakalım kocası karşı atak olarak Emily’nin yataktaki çıplak resimlerini yayınalacak mı, heyecanla bekliyoruz..

Yalan dünya

winmaker | 17 July 2006 15:39

En kalabalık ortamlarda bile asosyalleşmeyi başarabilen günümüz teknomanyaklarının en büyük korkusu olan günün birinde yalnız kalamama‘ya şık bir çözüm bulunmuş: altı sandalye, üstü feshane. Sadece elinizdeki teknolojik aygıta odaklanabiliyorsunuz bu sayede. Porteybıl versiyonunu isterseniz Joe Malia’dan temin edebilirsiniz.

Japon mu, Çinli mi?

winmaker | 14 July 2006 15:55

1942 yılında Amerikan ordusunun düşmanını iyi tanıması için hazırlanan çizgi romanlı eğitim seti’nden (aynı taktik anaokullarda okuma yazma bilmeyen çocuklar için de kullanılıyor) faydalanarak, önemli bir sorunumuz olan her uzak doğuluya Japon deme sorunsalımızdan kurtulmaya çalışalım.

Çinliler’in teni donuk bronz, Japonlar’ın ise limon sarısına daha yakın oluyormuş. Ç’lerin (uzun uzun yazmaya gerek yok isimlerini) gözleri Avrupalılar gibi ama bir şaşılık, bir kısıklık var bakışlarında, J’lerin ise gözleri aşağıdaki resimde açıkça görüldüğü üzre burunlarına doğru eğik.

Modern insanlara bileklikler

winmaker | 14 July 2006 10:39

Gelmiş geçmiş en ileri zamanda yaşadığımız için en modern insanlar olduğumuzu varsayarak ortak problemlerimize bir takım çözümler sunalım. Mesela koşarken bir elimizle su şişesini tutarken diğer elimizle ile (ileri seviye bozuk türkçe bu) kapağını açıp su içeriz. Yuh bize, sene olmuş bilmem kaç, hala bunlarla uğraşıyoruz. Halbuki al bir hidrospor, tak koluna, koş koş iç, iç iç koş. Günde 85 saat bilgisayar kullandığınız için bileğiniz mi ağrıdı da su içemediniz mi? Onun da kolayı var. Takın wristease, bileğinize kuvvet gelsin.

Poşet çay poşeti koleksiyonu

winmaker | 14 July 2006 10:04

Annesinin “ne yapacaksın bu kadar çok poşet çayı, turşusunu mu kuracaksın” sözlerine çok içerlenen Monika, sırf birşey söylemiş olmak için “hayır, koleksiyonunu yapıp internette ünlü olacağım anne, hıh!” der ve saçmaladığının farkına varsa bile laf ağızdan bir kere çıkar diyip çay poşeti toplamak için yola koyulur. Aradan yıllar geçtikten sonra Monika, hatırı sayılır bir koleksiyona sahiptir artık. Ülkemiz topraklarından adını bile duymadığım bir sürü poşet çay toplamış.
Haydi, tüm çaylar poşete, poşetler Monika’ya…

Klavye üstü masası

winmaker | 11 July 2006 11:41

…internet bağımlısı olan kişiler günde birkaç kez elektronik posta kutularını kontrol ediyor ve bilgisayar başında yemek yemeğe alışıyorlar

Tamam, siz de bir internet bağımlısı olabilirsiniz. Bu güzel alışkanlığı bırakmak için çaba harcamak yerine onu eğitmeye çalışmalısınız. İlk dersimiz bilgisayar başında medeni şekilde yemek yemek. Öğretmenimiz ise klavye üstü masası.

Bilgisayar başında yenilen yemek, hiç bu kadar lezzetli olmamıştı.