bildirgec.org

shaika

11 yıl önce üye olmuş, 30 yazı yazmış. 891 yorum yazmış.

Reankarnasyon…

shaika | 26 July 2007 09:58

Enkarne: Ete (bedene) girmek.
Reankarnasyon: Tekrar ete (bedene) girmek.

Basit olarak anatıldığında reankarnasyon (tekrar doğuş, tekrar bedenlenme, ruh gezisi) ruhun, doğum ve ölüm sirkülasyonu sayesinde tekrar tekrar insancıl varoluşa geçmesi anlamına gelir. Amaç sonsuz tekamüle ulaşmaktır.

Bütün büyük dinler ve dünya görüşlerinin öğretilerinde bu sirkülasyonun, yani ruhsal boyuttan matertal boyuta ve tekrar ruhsal boyuta geçmenin, gerekli olduğunda yatar.
Ruhun öğrenmek zorunda olduğu tüm dersler ve görevler bittiğinde, yani tekamülü tamamlandığında ancak bu sirkülasyon sona erer ve ruh sonsuzlukta yerini bulur.

ALIN SİZE AMPUL…

shaika | 23 July 2007 15:14

Olayın kahramanları iki üniversite öğrencisi. Konu, geyik muhabbetinin düğümlendiği durumlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer…
Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü ağzına tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yalnış duymadınız bildiğiniz ampul vee sığdırır da. Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından geri çıkaramamaktadır. Arkadaşı hayret eder ve bu nasıl iş diye, oda evdeki başka bir ampulü ağzına sokar ve tabiiki oda çıkaramaz! Bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. Ağızlarında ampul olduğu halde bir taksiye atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirerek bir taraftan da ‘nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asılın şuna, şaka mı yapıyorsunuz?’ diye söylenmektedir. Neyse gecenin bir yarısında acile gelirler. Taksici ayrılır. Doktorlar çocukları beklemek için bir odaya alır. Veeeee aradan onbeş dakika geçmeden taksici kapıda görünür; tabii ağzında bir ampulle. Amcam çocuklara inanmamış, açık olan bir marketten bir ampul almış ve denemiştir…!
Şimdi…
Anladınız mı? Ampul partisinin türkiyede nasıl iktidara geldiğini…!
Bir şey olmaz die herkes denedi ve gördük işte ÇIKARAMIYORUZ…!

Gülmeli mi? Ağlamalı mı?

shaika | 23 July 2007 13:56

Bu cuma başıma unutmak istesemde unutamayacağım trajikomik bir olay geldi…
Cuma günü koşuşturmacalı başladı, çok sevdiğim bir arkadaşım evleniyordu bütün gün onun koşuşturmacasını yaşadıktan sonra bütün titizliğimle hazırlanıp olay mahalline gittim(düğün yeri) insanlarla merhabalaşıp, tanışıp, konvoy olayını atlattıktan sora oturabildim ancak masama…
Herşey güzel seyirinde gidiyordu. Gidiyordu diyorum çünkü ‘neeee erkek miiiiii?’ sözünü duyana kadardı herşey.
Yemekler yendi, içkiler içildi, şarkılar söylendi, sonunda iş takı merasimine geldi. Kalabalığın dinmesini bekledim masamda. Biraz azalınca insan kalabalığı kalktım girdim sırama:) (girmez olaydım).
-Önümde bir çocuk döndü ‘pardon size bişey söylemek istiyorum’ dedi.
+Buyrun, dedim tabiki, başka ne dieceğim?
-‘Biz masamız olarak bu düğünün en güzel ve sade kızı olarak sizi seçtik’ dedi.
Ayaklarım yerden kesildi resmen hemen köpek bakışımı yüzüme yerleştirip…
+Çok teşekkür ederim uzun zamandır ilk defa bir erkekten böle güzel bir iltifat duyuyorum çok mutlu ettiniz beni dedim.(gerçekleri söyledim, söylemez olaydım. İçindeki canavar bir anda geliyorum demeden çıktı meydana) 🙂
-‘Neeeeeeeeeeeee erkekmiiiiiii’ dedi. (Ağlamaklı)
Tabi bende bir telaş bir telaş, ben daha da bir ağlamaklı…
+Neeeeeeeeeeeee erkek değilmisin dedim.
-‘Aşkolsun öyle bir halim mi var! dedi. Veee aldı cevabını oda.
+Asıl sana aşk olsun neden duygularımla oynuyorsun bak erkek bile değilmissin dedim o anın verdiği sinirle, hadi erkek gibi davranıyosun anladık kalabalıktasın falan ama neden sora renk veriyosun ki renk vermeseydin bak ne güzel sen sağa ben selamet mutlu mesut gidecektik evimize dedim. Niye o sırada okadar sinirlendim anlamış değilim bu arada hala…
Neyse biraz yatıştıktan sonra (buarada hala sıra var) adın ne senin dedim.
-‘Arkadaşlarım bana Alev yada Okşan derler’ dedi saf bir edayla. Bu sefer köpek bakışını yüzüne kondurma sırası ondaydı. ‘Ama annem adımı Onur koymuş. Onur demezsen sevinirim’ dedi.
O sırada başımdan aşşağıya kaynar sular döküldü sanki. Kendi yaşadığım duruma mı gülmeliyim, yoksa onun yaşadığı durumamı ağlamalıyım seçemedim. Yada kendime mi ağlamalıyım, ona mı gülmeliyim. Karmaşıktı herşey anlayacağınız. Bisüre durup onun hayata ve insanlara adırmaz tavrına baktım sarılmak geldi içimden çektim sarıldım. Sora ona ne Alev ismini ne de Okşan ismini yakıştıramadım. Sana duygu diyeceğim ben dedim.
-‘Deeeeeeeee’ dedi. Komik bir edayla.
+Tamam duygucum teşekkür ederim hepbirlikte aldığınız karar için dedikten sonra arkamı dönüp masama gittim.
Beş dakika sonra onların masasına baktığımda kimse kalmamıştı, gitmişti annesinin Onur’u, arkadaşlarının Alev’i, benimse Duygu’m…
Şimdi düşünüyorum da keşke olgunlukla yaklaşabilseydim o an için ona, benim duygularımla oynamamıştı ki. Aksine onure etmişti beni. Bense bi süreliğinede olsa laf ebeliği yapmaktan geri kalmamıştım.
Buarada Duygu gittikten sora kısmetimde açıldı:) bisürü iltifat duydum çevremden ama soradan düşündüğümde hiçbiri Duygu’nunki kadar değerli olmadı gözümde. Çünkü Duygu ben yada benim gibiler olma isteği içerisinde yanıp, tutuşurken kıskanmadan, çevresindekilerin düşüncesini yadsımadan böle bir iltifatı itiraf etme erdemine sahip biri olarak gözümde daha değerli kaldı.
Şimdi sizlere soruyorum arkadaşlar gülmeli miyim? Yoksa Ağlamalı mı?