bildirgec.org

raindown

11 yıl önce üye olmuş, 41 yazı yazmış. 28 yorum yazmış.

Karın Ağrısı! Ne Güzel Bir Tanım Öyle

raindown | 04 March 2002 14:48

Günlerdir uyku düzenim bozuldu. Bu güzel havada, sabah uyuyup, gece ayakta kalıyorum. Üstelik sadece 4 metrekare olan çalışma odamın içinde yaşıyorum. Garip rüyalar görüyorum, garip filmler seyrediyorum, sürekli çalışıyorum, sayılarla boğuşuyorum, bazen kendimi başladığım noktada gördüğüm hissine kapılıyorum, etrafımdakiler tarafından zorlandığımı hissediyorum, ama neden? ne için? ben biliyorum. siz de umarım bunu göreceksiniz. gözlerinizle… her yerde.. tv’de sokaklarda, okulunuzda, evinizde, iş yerinizde, vapurda… her yerde.. şimdi bunun için çalışıyorum. sizin için çalışıyorum. sizi sizden korumak için çalışıyorum.. ben süperim ben kahramanım evt evet evet evet evete…. sözlük formatına karşıyım.. yaşasın bloglar!

Cogito ve ek$i sozluk

raindown | 26 February 2002 03:23

daha önce birileri yazdı mı bilmiyorum, yazdıysa da hatırlamıyorum ama gerçek olan şu: cogito’nun son sayısında ek$i sozluk’e epey yer verilmiş. sözlük ortamı sosyolojik bakımdan irdelenmeye çalışılmış. alınası okunası dergideki yazılar dikkat etmeğe değer. ben hahif.org’u daha çok seviyorum..:)

kurmalı oyuncak ve etki-tepki mevzuları

raindown | 25 January 2002 03:57

çok şey bilmekten sıkılır bazen insan. çünkü daha çok bildikçe daha az şaşırır. biranın son yudumunda, müziğin coşkusuyla havaya sıçradım. yere düştüğümde onu yanımda buldum çünkü belimde başka bir kadının eli vardı. yanımdaki kadın elini çekince, kendini güvenlilte hissederek benden uzaklaştı. bara oturdu ve yanına beni çağırdı. üzerimdeki fransa formasından konuştuk biraz. ona içki ısmarladım. cep telefonunu kontrol edip duruyordu. yabancı biriyle daha fazla konuşmazdım sen olmasaydın dedi ve çekip gitti. BOK. artık gülüyorum. kendimden aldıklarını bile bile gülüyorum. kulaklarım çınlıyor ve başım ağrıyor. herkes korkak. bir gecelik ilişkilerde, herkes kendini bulmak istiyor.

şu cismin adı hakkında

raindown | 21 January 2002 17:02

şu yarım küre olup da içi su dolu olan içinde genelde kar tanecikleri olan, sallanınca ortaya hoş bi görüntü çıkaran aletin adı ne biliyor musun? diye bir soru sordum icq’da kim önüme geldiyse.. kimse bilmiyor.. anladınız değil mi neyin adını sorduğumu.. peki siz biliyor musunuz bunun adını?

gece yarısı icq araştırması

raindown | 21 January 2002 04:19

söyleyin bakalım, bunun adı nedir?

gecenin bir yazısı, sinemadan çıktım eve dödüm ve televizyonda birşey gördüm.
televizyonda gördüğüm şey, aklıma bir fikir getirdi ve kağıda kaleme (doğrusunusöylemek gerekirse klavyeye) sarıdım. yazdım yazdım ama lanet olsun, çok sevdiğimama adıı bilmediğim bir cisimde takıldım. hani şu içi su dolu olur, ters çevirinceiçindeki köpükler havaya saçılır, yarım küre şeklindedir… anladınız değilmi neden bahsettiğimi? işte, bir türlü onun adı aklıma gelmedi. çıldıracak gibioldum. güzelim yazı alt tarafı bir cisim için anlamsız kaldı. bütün yazı o cismeodaklanıyordu. bunun adını nasıl bulurum derken icq aklıma geldi ve kim onlinesaona sorarım dedim ve listemden kimsenin online olmadığını gördüm. ben de uzunzamandır kullanmadığım white pages olayına daldım. arama kriterlerine sadecedile türkçe yazdım ve yolladım. önüme gelen yaklaşık 60 kişiye

muzu taramak

raindown | 20 January 2002 19:58

grafikerler ilginç insanlar doğrusu. bir proje için, grafiker arkadaşlarla çalışıyorduk bu akşam. sanırım bir ödevleri var ellerinde kocaman yeşil bir muz gezdiriyorlardı. muzu, basılı hale getirmeleri gerekiyor. sanırım bir reklam yapacaklar. muzu tarayalım mı yoksa 3D Max’te üç boyutlu halini mi yapalım diye tartıştılar. scannerda muuzun nasıl duracağını bile düşünüyorlardı..

ah şu icq listesi…

raindown | 03 January 2002 01:40

siz de benim gibi icq numarası 8 haneli olup da ilk hanesi 1 olan kullanıcılardansanız, ne demek istediğimi kolaylıkla anlayacaksınız…

telefon numaranızla birlikte mail adresinizi veriyorsunuz, altına da icq numaranızı ekliyorsunuz değil mi? aaoo sesi, otomatik bir hoplama refleksi yaratmış durumda değil mi? peki dönem dönem icq listenizde temizlik yaptığınız oluyor mu? ben kısa bir süre önce böyle bir temizliğe giriştim ve icq listemin, arkadaş çevrem gibi, zaman içinde değiştiğini, birilerinin gittiğini, onların erineyenilerinin geldiğini gördüm. sanırım insanın sosyalleşme durumu geçek ortamlarda da, sanal ortamlarda da aynı. sonuçta zaman içinde birilerinden sıkılıyoruz ve birileri de bizden sıkılıyor…

reklam olacak ama…

raindown | 02 January 2002 17:17

aşağıda reklam konusunda ateşli bir blog okudum. tam ona ahkam kesiyordum ki, baktım yazdığım metin bir ahkamdan çok, yeni bir blog’a benzedi. alın size konu hakkındaki yorumlarım…. hem de bir reklamcılık öğrencisi gözünden. antikapitalistler, devrimciler gelin bekliyorum…;) anti kapitalistlerin, kendini anti kapitalist sananların, devrimcilerin ve devrimci geçinenlerin kapitalist ekonomide öncelikle saldırdıkları kurum reklam kurumu. oysa reklam, bilinçli bir şekilde geliştirilmiş bir ticari ikna faaliyeti. bir ikna faaliyeti… bunu hepimiz, hergün, heryerde, herkese yapıyoruz. en basitinden çoğumuz, ilk bilgisayarını almak için babasını türlü yollarla ikna etmeye çalışmadı mı? ayıca anti-kapitalistler, devrimciler vs. siyasi akımı savunup yaymaya çalışanlar da bu yöntemi kullanıyorlar, yani probagandayı. probaganda, reklamın konusu içine giriyor.

Ufak bir soru ama adamı uykusundan edebilecek kadar derin

raindown | 26 December 2001 07:04

“İnsan toplum içinde yaşayan bir varlıktır.” Bu, her sosyoloji ve sosyal psikoloji dersinin giriş cümlesidir. Hayvanlarda sosyal yaşamın nedenlerini açıklamak kolay. İlk insanların sosyal yaşamını açıklamak da kolay. Ama insanoğlu neden hala sosyal bir varlık, ben bunu açıklayamıyorum. Düşünün; acaba toplum bize sosyalleşmeyi öğretmeseydi ve bunun gerekliliğini durmaksızın yaptığı baskıyla hatırlatmasaydı, biz bu kadar sosyal olma ihtiyacını duyacak mıydık? yalnız yaşadığımızı hissettiğimiz zaman, kendimizi bu kadar kötü hissedecek miydik? ne dersinz?

mor ve ötesi: gül kendine

raindown | 09 December 2001 20:38

mor ve ötesi’nin yeni albümü “gül kendine” geçen hafta piyasaya sürüldü. bu grubun, türkçe müzik içinde değişik bir yeri, tutumu var. şarkı sözleri dikkat çekicinin ötesinde. aslında bu tanımlar, altı yıldır birlikte büyüdüğüm, sitelerinin webmaster’lını yaptığım, onlar için konser düzenlediğim, yaşamımın önemli noktalarında duruşlarıyla hayatıma şekil veren bir grupbu tanımlamak için yetersiz. en iyisi albümü alın. siteye de bakın: www.morveotesi.com