bildirgec.org

http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=83851,6

http://www.milliyet.com.tr/2007/07/12/yazar/uras.html

Ülke seçimle yatıp seçimle kalkıyor, hepimizin malumu. Doğal olarak da her gün yeni yeni anketler yayınlanıyor; taraflı olanlar çok belli oluyor lakin tarafsızını belirlemek pek de mümkün değil.

Ben de bu gündeme ayak uydurup, yayınlanan secim anketlerinin bir çoğunu göz önüne alarak kendimce bir öngörü de bulunmak istiyorum.
Öncesinde kısa bir süre evvel birleşmeyi kararlaştıran iki parti arasındaki ayrılığa değinmek istiyorum. Bu partiler de malumunuz adını Demokrat Parti olarak değiştiren eski DYP ve ANAP. Hayal edilen birleşmenin AKP’nin hayalindeki iktidara engel teşkil edeceği sebebiyle girişildiğini düşündüğüm iç bir harekatla engellendiği kanısındayım. Dört partili bir mecliste AKP’nin iktidar olma umudu hiç de olası değil. Bu sebeptendir ki girişilen parçalama operasyonuyla Mumcu ve Ağar’ın arası açılarak birleşme engellenmekle kalmamış, iki parti arasında birleşme konusundaki istikrar kösteklenerek seçmenin nezdinde bu partiler aleyhine bir güven bunalımına mahal verilerek meclise girecek dördüncü partinin önü kesilmiştir.

Ülkede bir seçim havası esti gidiyor ya bir kaç hafif mensubu destekledikleri bağımsız adayların veya partilerin propagandasını yapmakta bence biraz ipin ucunu kaçırdılar gibime geliyor bu ortam üzerinde. hafif.org yönetimi bu konudan memnunsa diyecek birşeyim yok elbette, demokratik de bir ortam nasıl olsa!
Lakin bazı konularda sınırı aşmak antisempati uyandırır diye düşünüyorum.
Bu tür yaklaşımlar konusunda istenmeyen durumlar yaşanabilir, yapılan bir propagandaya karşı doğal olarak anti-propaganda ihtiyacı doğacaktır.
Şahsen bu ortamdaki durum beni rahatsız etti. Bu konularda biraz daha düşünceli olursak eminim tadını kaçırmayız.

AKP’nin üzerine yattığı ekonomik politikanın temeli nasıl atılmış merak edenler öğrensin

http://www.davamiz.com/ilhan-selcuk-mhpyi-boyle-ovdu-6747.html

http://www.hikayeler.net/kose-yazisi.asp?eskiler=220&1=2

http://www4.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=03.07.2007&Newsid=126104&Categoryid=8

İzlenmeyi, seyredilmeyi seven kaç kişi var diye sorsam, verilecek cevapları, karşılığında sorulacak soruları duyma arzusu büyük bir heyecan yaratır içimde diye düşünüyorum. Hayır böyle bir şey sormayacağım elbette.
George Orwell isimli edebiyatçı tarafından “bin dokuz yüz seksen dört” adlı, distopik olarak nitelendirilen romanla literatüre kazandırılan “big brother” kavramını amacı farklı tv programlarıyla neredeyse duymayan-bilmeyen kalmadı. Kontrol edilebilir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yöneticiler için bir yol çizmiş oldu Orwell.

http://www.risknedir.com