bildirgec.org

Bir derginin arşivlerini kurcalarken buldum bu fotografları, çok hoşuma gitti biraz da tuhafıma geçmişe gezi düzenleyelim istedim.

Fotograf 1943 yılında çekilmiş,Bolivya yerlilerinin zengin kişileri, son model beyaz eşya modellerine bakıyorlar.

1921 yılında çekilmiş ve altına kadınların kuşandığı en son moda diye not düşülmüş bir fotograf. O zamanın hanım mankeni ve son model kıyafet tanıtımı içeriyor. Manken günümüz manken kriterlerinden çok uzak ölçülerde ,demek k, eskiden 90-60-90 o kadar da önemli değildi.

Evvelsi gece yaşadıgım bana göre film gibi ,şaka gibi olayı yazmadan önce uzun uzun düşündüm , ama dayanamadım yazacagım diye karar verdim. Öncelikle şunu bilin ki yazdıklarım tamamen gerçektir, zaten bu kadar salakça birşeyi insan kafasından uydurarak yazmaz heralde çekinir en azından .

Pazartesi akşamı eşim format atıyor diye kızımın odasından girdim Hafif’e , saat 23:00 sularıydı belki de daha geç bir vakit birden patır kütür bir ses oldu ,o esnada kızım çekmecesini kapattıgı için acaba o mu geldi kulagıma yoksa deprem mi oldu derken , içerden eşimin beni çagırdıgını duydum, hemen koştum baktım ki ne göreyim yatak odamızdaki Taha’nın kıyafetlerini koymak için aldıgım iki uzun ahşap dolap yerde, eşim altında.

Severek taktıgımız yüzüklerin öyle modelleri varki insan takmakla takmamak arasında ince bir çizgide kalakalıyor. Ancak gerçekten bazı insanlar yüzüklerini çok gösterişli seviyor, tasarımcıların yüzük tasarlamadaki sınırsız hayal gücüne bakacak olursak pek çok ilginç yüzükle karşılaşabiliriz

Revolver şeklindeki bu yüzük gibi mesela yada yüzük şeklindeki revolver.

Yüze yada bedene yapılan dövmelerden bahsetmiştik, bugün ise boyama örneklerinden bahsedecegiz. Alışveriş merkezlerinde çocukların yüzünün boyanmasını veya maç esnasında taraftarların suratlarını takımlarının renkleriyle boyadıgına şahit olmuşuzdur, şimdi daha farklı sanata dönüşen suratlara bakacagız.

Aslında vücutlarının her yanını bir şekilde boyatıyorlar, ancak hiçbiri yüzün verdiği etkiyi vermiyor burada vücut sanatının en harika örnekleri mevcut. İşte Asya’da yapılan dünya vücut boyama festivalinden harika çılgın görüntüler.

Bu halde sokaklarda gezilmez belki ama ortaya çıkan şey gerçekten çok estetik.Festivalde harika vücut boyamaları mevcut ancak konu yüz oldugu için ben yüz resimlerinde karar kıldım.Bazısı korku filmlerinden kaçmış gibi kimisi de masalın dışına taşmışçasına güzel. Ayrıca fotograflardaki makyajlar normal maça giden taraftarların veya özel günlerde organizasyon için boyanan suratların dışında, profesyonel anlamda sanat olarak yapılmış şeyler.

Yüz boyamasında kullanılan özel boyaların kaliteli olması gerekiyor, bu yüzden çocukların suratını boyayan yerlerin boyalarını kontrol etmeliyiz, kanserojen olan katkı maddeli boyalardan kaçınmak gerekiyor.

Tarihe damgasını vuran olaylardan biri olan Fransız İhtilali, pek çok kişiyi huzura erdirirken pek çok kişinin de sonu olmuştur. Devrim yapılırken adı en ateşli devrimciler arasında geçer Jean Paul Marat‘nın.

Marat, doktorluğunu yaptığı ve ileride devrilmesi için çalışacağı kralın erkek kardeşinin muhafızlarının yanında bir süre çalışır. Üst düzey insanların müşterisi olduğu başarılı bir doktorken kendini Isaac Newton’dan dahi üstün görecek kadar övünen Marat, Fransa Bilimler Akademisi’ne (Académie des Sciences) üye olarak kabul edilmez. Bu ona insanların nankör olduklarını düşündürür ve bir şeyler yapılmasının gerekliliğine inanır. (kaynak 1)
Zaman ilerledikçe dünyanın gidişatını beğenmez aslen İsviçreli olan Marat. İnsanların tutumu, yaşam tarzları ona saçma, kötü gelir ve bunun suçlusu da ona göre soylulardır. Doktorluk yapmasının dışında pek çok kitap da yazan Marat sosyal adaletsizliklere tahammül edemez. 1774 yılında The Chains Of Slavery (Köleliğin Zincirleri) adlı kitabında yönetim şeklinin kötülüklerini yazarak ihtilale zemin hazırlar.

küçükken başlar kızlar pembe ,erkekler mavi giysin diretmesi. Büyüdükçe hayattaki renkler fazlalaşır artık erkekler pembe gömlekler, kızlar mavinin her tonunu giyiyorlar. Ancak yinede kadınlar kendilerine ait olan objeleri hemen kadınsı hale getirmeyi biliyorlar . Kadınlara özel kadınsı tasarımlar. Sadece onlara özel.

Her ne kadar pembe gömlek giyse de erkekler bu bisikleti sanırım kullanmazlar.

Kadınlar pantolon giymeye başlayalı beri, daha bir anlam kazandı pantolonlar. Rahatlıgın simgesi olan erkeklerden aldıgımız bu en güzel şeylerden birinin uç noktalarına temas edelim bugün. Pantolon adı altında giyilip aslında ne oldugu bellisiz olan çılgın pantolonlara hazır olun 3-2-1 başla.

Oldukça hızlı olanların giyebilecegi bu pantolon Peugoet hayranı olanları kendine çekebilecek cinsten, sürücü arayanlar için de bir fırsat sanki.

www.crookedbrains.net

Kadın bakımı deyince hemen manikür ve pedikür gelir akıllara son dönem ne kadar erkeklr yaptırıyor da olsa , kadınların ki kadar iddialı tırnaklar ortaya çıkmıyor.İşte manikür adı altında sanat eserleri.Boyadan, değerli taşa, pula,boncuga çiçege tırnakların harika ve çılgın diyarına dogru gidelim.

Filmlerde ki cadılardan birinin tırnakları sanki.Bir tek süpürgesi eksik

Yemek için yaşamak yada yaşamak için yemek . Ne farkeder her iki yolla da damak zevki ön planda değil mi? İnsan ne kadar kemerleri sıksa boğazından kesemiyor, insan nefsi başka hiç bir şeye benzemez çünkü, o yüzden insanoğlu hep sevdiği, istedigi şeyleri yemek istiyor.

Herkesin damak zevki bambaşka elbette mesela kızım daha evvel bahsettiğim gibi vejeteryandır (bana göre agzının tadını bilmiyor) ben etoburum. Bazı lezzetlerden bahsetmek istedim , ölmeden evvel mutlaka yenmeli, bol bol olmasa da arada yenilmeli, tadına bakılmalı, hüpletilmeli.Her insanın seveceği lezzetler oldugunu düşünüyorum.İşte iki beni benden alan tat.

pavurya

Pavurya bacağı mesela bana göre dünyanın en lezzetli şeyidir. üç-dört pavurya bacağı yiyen insan ekmeksiz tıka basa doyar bence.Afrodizyak etkisi bir kenara lezzeti baştan çıkarıcıdır.Pavurya bacağı önünüze pembe pembe geldiginde insanın tabaga saldırası gelir.

1970 li yılların gözbebeği olan ayakkabılar aslında her ne kadar son dönem tekrar moda olsa da yıllardır zaten meraklılarına üretiliyor. Kadının ayagını oldukça erotik gösteren platformlar ilk çıktıgı zamandaki modellerden çok daha zarif ve şık.

Aslında ilk defa 70 li yıllarda ortaya çıkmadı bu dolgu topuk ayakkabılar,15 yüzyılda Avrupa’da görülen bir modeldir ve o dönem soylu kadınları 30 santime yakın olan bu topuklarla gezmek için birer de hizmetçi edinirlerdi,. Bir kaç yüzyıl sonra unutulan bu yüksek ve dolgun topuklar 1930 ve 40 larda topukları mantardan olacak şekilde esas fırtına gibi estiği 70 lerde ise erkek ve kadınlar tarafından gayet renkli modellerden üretilmiştir. 1990 larda tekrar hortlayan platform ayakkabılar, günümüzde çok daha zarif bir şekilde şeffaf topuklar şeklinde giyilmektedir.