Tarihe damgasını vuran olaylardan biri olan Fransız İhtilali, pek çok kişiyi huzura erdirirken pek çok kişinin de sonu olmuştur. Devrim yapılırken adı en ateşli devrimciler arasında geçer Jean Paul Marat‘nın.

Marat, doktorluğunu yaptığı ve ileride devrilmesi için çalışacağı kralın erkek kardeşinin muhafızlarının yanında bir süre çalışır. Üst düzey insanların müşterisi olduğu başarılı bir doktorken kendini Isaac Newton’dan dahi üstün görecek kadar övünen Marat, Fransa Bilimler Akademisi’ne (Académie des Sciences) üye olarak kabul edilmez. Bu ona insanların nankör olduklarını düşündürür ve bir şeyler yapılmasının gerekliliğine inanır. (kaynak 1)Zaman ilerledikçe dünyanın gidişatını beğenmez aslen İsviçreli olan Marat. İnsanların tutumu, yaşam tarzları ona saçma, kötü gelir ve bunun suçlusu da ona göre soylulardır. Doktorluk yapmasının dışında pek çok kitap da yazan Marat sosyal adaletsizliklere tahammül edemez. 1774 yılında The Chains Of Slavery (Köleliğin Zincirleri) adlı kitabında yönetim şeklinin kötülüklerini yazarak ihtilale zemin hazırlar.“Beş-altı yüz kellenin kesilmesi, huzurunuzu, özgürlük ve mutluluğunuzu garanti eder” şeklinde açıklama yaptığı propaganda gazetesini çıkardığında yıllardan 1790’dır.””Fransız İhtilali”” konusu açıldığında, devrimi başlatanlar arasında ilk zamanlar Marat’ya rastlanmamış olsa da, ihtilalin ileriki yıllarında onun ismi en başlarda yer alacaktır. Jakoben devrimcisi olan Marat, Jiroden (jironden) devrimcileri tarafından tutuklanıp serbest kalınca ismi çok ünlenir. Marat ve arkadaşlarına göre halkın düşmanı olan tüm aristokrat, zengin ve hain kişiler yok edilmelidir ve devrim yanlısı halk giyotindeki idamları izlerken kendinden geçmektedir. Oysa asıl olay başkadır; idamlar hız kesmeden yapılırken, kendilerince halkın kuyusunu kazan, adaletsiz soylular yok edilirken devrimciler arasında bir ayrımcılık başlamıştır.Paris milletvekili Marat bazı devrimcilere göre ülkeyi anarşiye sürüklemektedir ve ipin ucunu kaçırmıştır. Demokrasiye inanan pek çok insan bile Marat’nın tavırlarından şikayetçidir. Jakobenler, Jirodenler kadar ılımlı değildir. Mecliste en üst sırada oturan Montagnards (dağlılar) denen kesim ise Jakobenlerin en aşırılarıdır ve Marat onlardandır. Jakobenlerin aşırılıklarından ve bir ayaklanmayla (2 Haziran ayaklanması) kendilerini meclisten uzaklaştırmasından rahatsız olan Jirodenlerin aldığı karar basit ve nettir: Marat ortadan kalkmalıdır.Devrim başladığı zamanlarda kanalizasyon köşelerinde barınırken, prurigo isimli bir cilt hastalığına yakalanan Marat sadece şifalı banyolar ile rahatlayabilmektedir. Evinden dışarı çıkmayan ve sürekli gergin olan Marat, meclise yolladıgı kağıtları dahi banyoda yazıp imzalar.Charlotte Corday, devrime inanan bir soyludur ancak o da tüm Jirodenler gibi Marat’nın aşırılıklarından ve kan sevdasından rahatsızdır. Marat şifalı banyosunu yaparken kendisini ziyarete gelen ve gizli bilgiler verecek olan bu soylu hanımefendiyi kabul ederken, onun göğsünden çıkan bıçağın bir darbesiyle hayatını kaybedeceğini elbette bilemez. Bıçak genç kadının korsesinden çıkar ve hedefini bulur (Temmuz 1793) ,Marat ölür. Olaydan dört gün sonra Chauveau Lagarde adlı ünlü avukat tarafından savunulmasına rağmen Anne Marie Charlotte d’Armont giyotinden kurtulamaz ve idam edilir.Marat öldüğü zaman büyük bir halk kahramanı olarak anılır. Tam 21 kente ve Sovyet donanmasının savaş gemilerinden birine ismi verilir. Ölümü, Jacques Louis David imzalı ünlü tabloda yerini alır.

Jacques Louis David tablosu ve Marat'nın ölümü
Jacques Louis David tablosu ve Marat’nın ölümü