bildirgec.org

maviyagmur

11 yıl önce üye olmuş, 25 yazı yazmış. 1 yorum yazmış.

Yıldız Şale’deki devasa halı

maviyagmur | 20 May 2007 13:56

Dün müzeler haftasının ikinci günü olması nedeniyle Kültür Bakanlığı’na bağlı müzelerin ücretsiz olduğunu öğrendim. Soluğu Yıldız Korusu’nun içindeki Yıldız Şale’de aldım. Adını Fransızca ‘dağ evi’ anlamına gelen ‘chalet’ sözcüğünden alan Şale Köşkü’nü ilk defa gezme fırsatı yakalamıştım.
Burada üçüncü katta bulunan ve II.Abdülhamid’in II.Meşrutiyet’i ilan ettiği ‘tören salonu’nun özelliğini aktarmak istiyorum.
Bu salona girdiğinizde salonun ihtişamı öncelikle sizi sarsıyor ve rehberin anlattıklarıyla adeta maziyi yaşıyorsunuz. İlk göze çarpan padişahın tahtı ve dev aynalar oluyor. Sonra fark ediyorsunuz ki, yerde zemini boydan boya kaplayan tek parça devasa bir halı duruyor… Rehber anlatmaya başlıyor, bu halı 7 ton ağırlığında ve 406 m2lik Hereke halısıymış. 50 genç kız 3 yılda tamamen elde dokumuş. II.Abdülhamid bir daha tekrarlanmasın diye halının dokunduğu tezgahı kırdırtmış. Halı tamamlanınca salonun kapısından, penceresinden sığmamış ve bu yüzden yapının yan duvarını tamamen yıkıp halıyı salona almışlar ve yeniden örmüşler. Gerçekten böylesi bir halı akla hayale sığmıyor. Tören salonu ve ihtişamı da ayrı bir şaşkınlık konusu. Osmanlı tarihine düşkün olanların mutlaka gidip görmesi gereken bir mekan…

Kaybolan sokak satıcıları

maviyagmur | 20 May 2007 12:49

biraz da nostalji…
macuncu,süpürgeci,yoğurtçu,baloncu ve daha nicesi…sokak satıcıları…
bu yazıyı ve beraberindeki fotoğrafları görünce eskiye doğru gitmemek ve kaybolmamak elde değil.
eskiye dair ne varsa,hepsi kaybolmuş ve hepsi burnumuzda tütüyor.insanlar daha mı temizdi daha mı masumdu her şey?sanki tadı biraz buruk şimdi düşününce.herkes nereye kayboldu? eski güzel günleri düşünmek hüzünlendiriyor beni.ve aklımdan geçen binlerce soru…
eskiyenler güzel…
link:http://www.sihirlitur.com/nostalji/sokak/index.html

Jeanne D’Arc

maviyagmur | 16 May 2007 20:26

1999 yılında Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer’in kurduğu “Oyun Atölyesi”nde bu sezon oynanan oyunlardan biriydi “Jeanne D’Arc’ın Öteki Ölümü”. Beni en çok etkileyen oyunlardan biriydi. Kimdi bu Jeanne D’Arc?
Jeanne d’Arc, 1412 yılında Meuse’deki Domremy köyünde dünyaya geldi.Yüzyıl Savaşları boyunca İngiltere’ye karşı durmadan Fransa’ya yardım eden ve daha sonradan Fransa’nın dört bir yanında nam salmış bir Fransız Katolik azisesidir.
12 yaşındayken St. Catherine, St. Margearet ve St. Micheal’in ruhları ile önsezi ile iletişime geçmeye başladığı söylenir. Savaşlarda Fransız ordusuna katılmış ve İngiliz’lere karşı savaşmıştır. Daha sonra onu esir alan İngiliz’ler onun erkek giysileri giyip savaşan ve gaipten sesler duyan bir kâfir olduğunu öne sürerek onu henüz 19 yaşında iken yakarak öldürme kararı vermişlerdir. Jeanne infaz töreni başlamadan hemen önce yanındakilerden haç istedi. Bir asker iki sopayı birleştirerek yaptığı haçı ona uzattı. Alevler vücudunu sarmaya başladığı zaman elindeki haçı dudaklarına götüren Jeanne’ın son sözü “İsa” oldu.
Bu olayın üzerinden 25 yıl geçtikten sonra Kral Şarl mahkemeyi yeniden kurarak Jeanne D’Arc’ın adını temize çıkardı. 1919 yılında da Papa XIV. Benedict, bu köylü kızının adını Katolik kilisesince kutsanan azizeler arasına geçirdi.
Ölmeden önce ve öldükten sonra adını korumak için görülmüş tüm mahkeme kayıtları bugün Fransa Millî Kütüphanesi’nde saklanmaktadır. Yaşadığı tarihteki diğer kişiler ile kıyaslandığında, hakkında en çok şey bilinen kişilerden biridir.