bildirgec.org

Zaman geçsin diye çabalardık çoğu zaman…Dakikalar dakikaları kovalasın,saatler harap düşsün,günler yorgunluktan yere yığılsın isterdik…Oysa ki şimdi…Adımlarımızı geri geri atmak lüzumsuzluğuna bile başvuruyoruz sanki çare olacakmış gibi…Tanrım çaresizlik insana neler yaptırıyor…
Geçiş noktası; Yapmam dediğimiz şeylere nasıl da dört elle sarılırmışız…Nasıl da kucaklar ve ağzımıza atarmışız tilki burnu civarında yetişen otları…
Geçiliş noktası; İnsan nasıl da renkten renge girermiş duygu ya da mimik belirtmekten çok karakter belirtmek uğruna…
Sıfır noktası; Üşüdüm…Pencereyi açar mısın…İçimdeki ayazı dışarıya salacağım…
Herhangi bir nokta; Taflan adı verilen bir meyve vardır…Karayemişte der çoğu kişi…Böyle kırmızı kırmızı yapar insanın ağzını yediğiniz zaman…Çocukken çok severdim yerdim…Ağzım kırmızı kırmızı olurdu…Büyüdüm…artık yiyemiyorum…Ama ağzım yine kırmızı kırmızı…Kan kusuşlarımdan miras…
Önemsiz bir nokta,geçiniz; Ben çok aşık oldum bugüne kadar…Yeni yıkanıp asılmış bir çamaşırdan damlayan zerrecikler kadar uzattılar bana sevgi şarabını…Yazık…Benim mahsenlerimin kilitleri kırıktı…koridorları iyi aydınlatılmış …kapıları da ardına kadar açılmıştı…

Şüphesiz ki Isaac Asimov bilimkurgu yazarları arasında en büyük olanı..Doksanların hemen başında ölmüş olmasına rağmen bugüne kadar yayınlanmış olan 470 basılı eseri hala tüm dünya üzerindeki milyonlarca insan tarafından takip ediliyor…Gerçeküstü bir gerçekçilikle ve inanılmaz derecede statik sayılabilecek bir mantıkla tüm evreni yorumlama cesaretini kendinde bulmuş bir insan Asimov…Gerek yüzbinlerce yıl sonrasının toplumları olsun,gerek sadece birkaç yüzyıllık bir zaman dilimini kaplayan gelecek olsun,tüm zamanı usta kalemiyle kontrolü altına alıyor…Asimov ölmeden önce A.B.D. Başkanlığının resmi olmayan danışmanlığını yapmış uzun yıllar boyunca…Devlet özellikle dış politikalarında Asimov un fikirlerinden faydalanmış…Benim üzerinde yoğunlaşmak istediğim konu ise Asimov un tahmin diyebileceğimiz düşüncelerinde ne kadar gerçek yansıttığı…Asimov un kitaplarında ki genel toplum karakteristiği mutlu ve tatmin olmuş toplumlardır…Oysa ki günümüz dünyasına yani varolan gerçekliğe baktığımızda Asimov un gerçeğe pek fazla yaklaşamadığını farkediyoruz…Maalesef Asimov un yarattığı ütopik mutlu dünyalar yalnızca ütopik olarak varolabilmiş ve bir adım ileriye geçerek gerçek olamamışlardır…Uzay teknolojisinde bile çok ileri seviyede gördüğümüz insan teknolojisi henüz yıldızlararası yolculuğu gerçekleştirememiş ve Asimov un yazdığı bilimkurgu romanlarının kurgusal bilim başlığından biraz saparak sadece kurgu olarak kalmasına sebep olmuşlardır…