Rock BALBOA.
Bir İtalyan asıllı Amerika’lının hayat hikayesini anlatır. Pek çok kişinin düşündüğü gibi ve ondan da çok kişinin burun kıvırdığı gibi önüne gelen herkesi döven bir boksörün destansı filmi değildir.
Bilakis dramatik öğelerin yüksek vurguyla işlendiği, hayata karşı yetersiz olan basit bir adamın yaşam mücadelesi işlenmiştir. Elbette Hollywood tarzı abartılı aksiyonlar içeren ringdeki müsabaka sahneleri eşliğinde…
Rocky BALBOA; zayıf, kültürsüz, eğitimsiz bir adamdır. O kadar acınacak durumdadır ki etrafındaki herkesin alay konusudur. İtilmektedir. Boks antrenman salonlarına dahi kabul edilmemektedir. Mahallesinin en hafif meşrep ve aptal kızına iyi niyetle fikirlerini söylerken bile küfür yemektedir.
Rocky BALBOA; başarısızlığın abidesidir. Okuma yazmayı bile çok iyi bilmemektedir. Sokak kavgalarında üç beş kuruş kazanmak için burnu hariç-ki bununla övünmektedir-, yüzündeki her kemiği kırılmıştır. Gözü ise travma sonrası etkilere bağlı olarak tam görememektedir.
Rocky BALBOA; APOLLO’nun karşısına çıktığında herkesin alayına konu olmuştur. O muhteşem Boks Şövalyesi karşısında Rocky’e kimse inanmamaktadır. Neticede Apollo yaşayan bir efsanedir. Ülkenin en zengin adamlarından biridir. Rocky ise yırtık eşofmanlarla, sokaklarda, parklarda idman yapan bir zavallı.
Ancak; Rocky’de bir tek şey vardır. Bu açlıktan karnı guruldayan, düşkün adamın Apollo karşısında tek bir avantajı vardır. “Eye of the Tiger” “Kaplanın Gözleri”…
O kendine inanmış Çaresiz adamın, rakibinin aksine kaybecek hiçbir şeyi yoktur. Zengin, ünlü, şampiyon değildir. Yüreği ve isteğinden başka hiçbir şeyi yoktur ve Apollo da bu gözlerden korkmuştur. Artık APOLLO’nun hiç şansı yoktur.
KAYBEDER…

Türkiye A Milli Futbol Takımı nasıl mı Avrupa’yı salladı?