12.08.08 – 16.07Bugün msn den bir arkadaşımın yolladığı haberin yorumlanma tarzı inanılmaz rahatsız etti beni. Gelen ileti şöyleydi.Bu sabah Erzincan’da vatanımızı korumak için devriye gezen askerlerimize hain bir saldırı düzenlendi. Saldırı sonucu 9 askerimiz Allah huzurunda görev yaptıkları vatan topraklarında şehit düştü. Eğer içinde bir parça bile PKK’ya nefretin varsa bu mesajı herkese yolla. Unutma Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez!!! Unutmayın, biz Türkler her zaman üstünüz, üstteyiz…Anlamsız bir savaşta insanların birbirlerini öldürmesi, hayatlarını anlamsız yere kaybetmeleri, din ve milliyetçilik denen olgularla kahramanlık ve onur verici olarak gösteriliyor.Vatan sadece adı önemli olmayan bir devlet tarafından yönetilen bir alandır. Adının Türkiye, Amerika, İngiltere, Fransa olması ne derece önemlidir? Çok önemli olsa bu etiketleriniz olmadan yaşayamamanız gerekiyor ama çok basit, ya Türk olarak değil de Amerikan olarak doğsaydınız? Ya da Kürt bir ailenin çocuğu olsaydınız?Ne olurdu açıklayayım… Türkiye’de doğdun ve küçüklüğünden beri aklına “Sen Türksün, Yücesin, Üstünsün” düşünceleri yerleştirildi. Sana hep başka ırklardan üstün olduğun söylendi. Düşünmene izin verilmedi ve sen de düşünemeden kabul ettin bu etiketi. Büyüdün ve daha farklı düşünceler çıktı karşına. Kürtler üzerine yoğunlaştırıldın. Onlar kötü adamlardı. Başlarda sadece kötü adam olduklarını biliyordun. Kötü adam oldukları fikri değişmez bir olgu olarak aklında yer ettikten sonra konuşmaya devam ettiler. Onların neden kötü adam olduklarını anlattılar. Aslında hepsi saçma sapan anlamsız bir savaştı ama sen bu fikri geri çeviremeyecek kadar kabul etmiştin onların kötü adam olduklarını. O an da karşına bir Kürt çıksa öldürmekten tereddüt etmezdin.Ailen seni seviyordu, sen iyi bir insandın bir karıncayı bile incitmezdin. Herkes seni seviyordu, sevilen bir insandın. Ama Kürtler, ah o Kürtler hepsi iğrenç aşağılık insanlardı ve nefret ediyordun onlardan.Sıra Kürt bir çocukta… Doğdu ve Türklerin kötü adam oldukları söylendi ona da. Hiçbir şey düşünmedi, sadece Türkler Kötüdür diyebildi. Aynı şekilde saçma sebepler, Türklerin kötü adam olduğu tamamen kabul ettirildikten sonra söylendi ve o da bu sebepleri mantıklı gördü.İyi bir çocuktu o da. Doğduğunda hiçbir şey bilmeyen zamanla etrafındakiler tarafından Türk düşmanlığıyla yetiştirilen iyi bir çocuktu. Normalde bir karıncayı bile incitmez etrafındakiler tarafından sevilirdi.Ve çocukların ikisi de zamanla büyüdü. Türk olan askere, Kürt olansa dağlara yollandı kendilerine seçme hakkı verilmeden. Aslında gözlerinden gitmek istedikleri okunuyordu ama istemelerinin nedeni kendi hür iradeleri değildi. İnandırılmışlardı, yaptıkları şeyin iyi olduğuna, onur verici olduğuna.Oralara gidenlerin hepsi böyle büyümüş, annelerinin birer yavrusuydu ve aslında kötü bir düşünceleri yoktu, akıllarına sokulan Türk-Kürt düşmanlığından başka.Aradan biraz zaman geçti ve iki çocuğun da annesinin yüreği yandı. Sadece annelerinin değil etrafında o çocukları tanıyan bir çok insan üzüldü. İki çocuğun da yakınları diğer çocuğa ve ailelerine lanet ettiler. Ama lanet edilmesi gereken çocuklar değil, o çocuklara bu düşmanlığı empoze edenlerdi. Liderlerdi, başkanlardı hatta aileler yani kendileriydi…Tanımadıkları insanlardan nefret ettiler ve kendilerine hiçbir faydası dokunmayacağı halde büyük bir mutlulukla çocuklarını o insanları öldürtmeye gönderdiler. Öldürülmesini istedikleri insanları tanımıyorlar. Ne kadar iyi insanlar olduklarını bilmiyorlar. Tek bildikleri Türk/Kürt oldukları ve kötü oldukları ama neden kötü olduklarını bile bilmiyorlardı.