bildirgec.org

kharis

11 yıl önce üye olmuş, 18 yazı yazmış. 356 yorum yazmış.

külleri de söyler miydi ” Aşk Aşk” diye…

kharis | 03 March 2010 16:19

bir çocuk gibi
korkuyorum dikenden
en çok da gül’den
tuttuğumda kanatıyor ama nefesim kesiliyor
çocuk gibi canım yanıyor
ağlıyorum her defasında
hem cemre düşmüş gönlüme
hem kışları yaşamaktayım kendi yüreğimde.
hem filizlenen dallarım var
hem üşüyorum.
bilindik buzdan kaleler mi
toprağın ilk yeşermesi mi bilmiyorum
ama
paketinin içinden ilk defa çıkan bembeyaz bir seccade gibi eğilmek secde etmek istiyor bir yanı yüreğimin
bir yanı da bembeyaz yeri kalmayan müsvedde bir defter gibi yakmak istiyor
belkide yakılmak…
külleri de söyler miydi aşk aşk diye ??
küllerim de söyler miydi aşk aşk diye??

Aşk-ı Sema!

kharis | 18 February 2010 16:09

İçimde bir taşın altına sıkışmışcasına durdurulamayan bir çığlık,
Hergün biraz daha özlüyor ölümlerini,
Oracıkta ezilmesini istiyor sana ait ne varsa hücrelerinin,
Biliyorum benden nefret ediyorsun.
Yo Yo aslında sen beni hiç umursamıyorsun bile…
Benim ismimin sonsuzluğu sıkışmış, ulaşmamışki senin buzlu sularına,
Belki de tam ulaşıcakken kirlettim beyaz düşlerimi.
Belki de en mucizevi son olacakken döndün pamuk sırtını bana.
Sen, günde bir kere dahi olsa bana gülen hayalin sahibi.
Sen, o hayale gülerek karşılık verenin sevgilisi.
Sen, asla bil-e-meyeceğin ve anlamlandıramayacağın bir yanlışa sürükleyen beni.
Sen, özür dilemeyi çok istediğim insan.
Sen sen sen, sensizliği bana hediye eden duyulmamış mukedderat.
Duy artık!
Sana benzeyen vakıalarla ilgilenmeyeceğim artık.
Bitirdim savaşlarını…
Yalnızca tarih yazmak için varolacağım!

sema’da bir siyah sevda-II

kharis | 21 January 2010 15:11

ne bir mevsim aşık etti beni ne de bir söz,başını kaldır bak gökyüzüne bir topraktan ve sonra in denize yine bak, göreceksin derya da sema en güzel, görceksin suda yanar… demişti en son.. ela onu hep güzel hatırlamak isterdi ama olmadı işte olmadı…
başka bir kimlikle başka bir surette çıktı karşısına bam teline dokundu ve usulca gitti…

emre:itiraf edicek hiç bişeyim yok benım sana söylediklerim gerçekçi gelmıyor sanırım yine söyluyorum ben seni görmedim duymadım bilmiyorum.

ela: çok şanslısın sana yazıyorum kadın kalitesiyle alakalı karşılaştırmalar yaparsın benden sana hediye olsun
inan hiç uğraşamam. ve unutma ki seni o sandığım için yazıyorum sana..

emre : artık her kim olduğumu sanıyorsan gerçekten çok umut bağlamaya başladın hayal kırıklığından seni kaybetmeyelim benim korkum o ne yapsam ne etsem o kişinin ben olmadığına inandıramıyorum bir türlü.

ela: sen olsan daha büyük hayak kırıklığı olucak benim için.

emre: bugünlük sana ayırdığım zaman limitini fazlasıyla doldurdun.

ela: çok sevindim
kapasitene uygun bir iletişim modeli bulamıyorum çünkü.

emre:
sen kendini ne sanıyorsun onuda çok merak ediyorum .

ela::hımm
bunu sana anlatmak isterdim ama sana uygun bir giriş cümlesi bulamıyorum.

sevgilim…deryada mısın? semada mısın?

kharis | 11 January 2010 19:02

bir sevgilim olsun istiyorum
yanlızca benim olsun
başka tenlere tuzu karışmasın sadece benim hıhım…
hayatında en sıkı bana sarılmış öyle çok sevse yüreğinin en temiz köşesinde bir tek beni keşfe çıkarsa yaşanmamış rüyalara …
ben anlasam gözlerindeki aşkı, acıyı, tutkuyu bir bana baksa…
sadece onun gözlerinde hayat bulsa inşa edilse mesrur hoyratlığı kalbimin…
çok dil biliyorum ben ama onun gözlerinin dilinden bir ben anlasam…
saatlerce konuşsak onlarla..
bir rüyanın tasviri gıbı tutkulu olsa..
pamuk elleri olsa sonra avuçlarımı avuçlarının içine alan..
öyle baksa bana işte öle tamda öyle
kirlenmemiş hıhım evet çocuk sevdasında ellenmemiş…
ve bir mevsim geçse bir sözünde ve her sözünde bir sene,
yaşlanmasa duygularım yaşasa sadece…
kimsesiz değil kimse o gelse evet artık gelseeee
yüreğimi sakladığım yeri bilse
kuytusunda dolaşsa önce usul usul…
dokunsa kenarına yakamoz gibi ışıltılı..
doymuyor olmuyor söylesemde bilmiyor
ne sevdası benden büyük ne kücük ayrılığı
kavrulmuş yanıyor içimdeki yalnızlığı,
al artık burdayım gel artık o sensin bil artık,
evet benim…
hıhımm küçük sevdan benim evet..
gör artık
artık sen olma biz yeterli söyle, hadi söyle
biz olsun.
ikimiz olsun..
hıhımmm tamda böyle olsun.
yaralarımda ıslak ıslak esen nefesin..
can versin bedenime duymasın ama kimse
seni sakladım ben hep içimde
hıhımmm hadi öyle yap sende
ben hazırım artık…ey sevgili!
hadi bekletme daha fazla gel semalarına…

sema’da bir siyah sevda-I

kharis | 04 January 2010 15:06

2 sene geçmişti son vedanın üzerinden.Terkedilmişti..ama.. Bitmek tükenmek bilmeyen, zamanı hiçe sayan, bir nevi katran gibi bedenini sarmıştı bu aşk…kurtulamıyordu..katran diyorum çünkü kız da biliyordu ne yaparlarsa yapsınlar asla pembe ol-a-mayacaktı bu aşk… Belki de en çok istediği arzuladığı şeye en yakınken, herşeyin boş yere olduğunu anladı o gün…

emre: öyle değill içimdeki yalnız adam bir sarılsa sımsıkı boğar sevdası,kımseye demedikleri var daha yanılmadı hiç kırılmışlıkları var hayata dair, elleri hala sıcak elleri hala çocuk, kirlenmiş gözlerde yok lekesi, şimdi kusursuz bir düş istiyor,uykusunda deil öyle deil, kuytusunda istiyor…………….
ela: o çocuksu kalp neden bazen saklanıp bazen görünüyor bana? bazen evet sıcacık hissediyorum ellerini bazense soğuk bir rüzgar gibi başımı döndürüyor her defasında ümitsizliklerii…
emre: ne bir yabancı nede yalancıyım, kimliksiz yanım kimsesiz tavrım kime ne savdalım……
ela: ne var ne yoksun hem yok hem de çoksun..
emre: çoğalırım ufkunda usul usul, sevda içimde en buyuk kusur……….
ela: ufkum uzakları göremiyor…göstermedin..
emre: kalp gözünü dene
ela : kalp gözüm çok üzdü beni..
emre:haklısın..
üzme bir daha onu
bakma
oradan. hoşçakal..

Türk Cazı’nın İlk Yıldızı ; Sevinç Tevs

kharis | 20 October 2009 16:58

sevinç tevs
sevinç tevs

Türk Caz’ının ilk yıldızı; Sevinç Tevs 1930 Ankara doğumludur. Amatör sanat yaşamına Ankara Devlet Konservatuarı Şan ve Tiyatro bölümünde okuduğu yıllarda kardeşi Sevim Tevs ile birlikte başladı. Ankara Radyosu’da iki kardeş günün populer şarkılarını seslendirken ünleri Anadoluya yayılmaya başladı. Ünleri İstanbul’a ulaştığında pek çok alanda başarılara imza attılar. İlk yurtdışı konserini 1948’de Yunanistan’da verdikten sonra Amerika’da Arif Mardin’in “For You” bestesi ile birinci oldu. Asıl farkedilmesi ise 1949’da İlham Gencer ile yaptığı radyo programıdır.
1950’li yıllara geldiğinde seslendirdiği caz müziği parçalarıyla uluslararası alanda tanındı. İtalya, İsviçre, Yunanistan gibi pekçok Avrupa ülkesinde konserler verdi. Uzun yıllar İngiltere BBC kanalına program yaptı. Amerika ve İngiltere’de çalıştı. Günümüz caz saundundan farklı bir havada söylemiş olduğu en özgün şarkıları kaldı bizlere. Benim en çok sevdiğim şarkısı “Ve Ben Yalnız ” dır. Bu şarkı 1. Apollonia Uluslararası Şarkı Festivalinde büyük ilgi görmesine rağmen sanatçı tek 45’lik yayınlıyor. Bu 45’lik ne yazık ki sanatçının ancak ölümünden sonra yayınlanabiliyor.

sevinç ve sevim tevs kardeşler
sevinç ve sevim tevs kardeşler

Sanatçı caz müziğinin Türkiye’de anlaşılmamasından şikayet etmiştir hep ve pop müziği sanatçıları kadar popüler olmadığına da üzülmüştür yaşamı boyunca.. Sevinç Tevs ünlü müzisyen Şehrazat’ın annesidir.Kültürel mirasını kızına devrederek 1976 yılında kanserden ölmüştür.

Küçük Hanımefendi ; Belgin Doruk ve Hazin Son

kharis | 05 October 2009 10:51

Türk sinemasının küçük hanımefendi lakaplı biricik yıldızı , Yeşilçam’ın kraliçesi Belgin Doruk 1936 Ankara doğumludur. Çocukluk hayali olan artistlikle ortaokul yıllarında tanışır ve annesininde desteğiyle İstanbul dergisinin açmış olduğu bir yarışmayı kendisi gibi ilerde sinemanın kilometre taşlarından olacak “Taçsız Kral” Ayhan Işık ile birlikte kazanır. Arkadaşları okul sıralarındayken 1952 yılında Belgin Doruk sinemaya geçiş yapmıştır. İlk filmi “Çakırcalı Mehmet Efe’nin definesidir. Hemen akabinde 1953 yılında yapılan Güzellik yarışmasında ikinci seçilir. Duru güzelliği ve hanımefendiliğiyle kısa zamanda hüsnü tesir bırakır . Gamzesiyle ilgi çeken ilk yıldızlarımızdandır da diyebiliriz. İlk filmi Çakırcalı Mehmet Efe’nin Definesi filminde; Türkiye’yi ilk film kamerasıyla tanıştıran, Enver Paşa’nın yeğeni üstelik kendisinden 30 yaş büyük olan Faruk Kenç ile tutkulu bir aşk yaşar ve evlenirler. Sıradan bir insanken kendisini büyük bir servetin ve şaşanın içinde bulur. Yatlar, katlar, hizmetçiler, uşaklar… Fakat bu mükemmel tabloda bir eksiklik vardır muhtemelen. Sinemada ilk parlayışı 1960 yılında Ekrem Bora ile oynadığı Yeşil Köşkün Lambasıdır. 1964 yılında yönetmenliğini Orhan Elmas’ın yaptığı “Duvarların Ötesinde” adlı filmde Tanju Gürsoy ile başrolü paylaştı. Zeki Müren ile de birçok sinema filminde oynamıştır. Kendisi gibi İstanbul Dergisinin yarışmasıyla sinemaya adım atan Taçsız Kral Ayhan Işık’la sıkı bir ikili oluşturular.

Buradan aldığı “Küçük Hanımefendi ” serisi çok tutuldu. Çöküşün başlangıcı diye nitelendirdiğimiz olay daha genç ve yakışıklı olan Özdemir Birsel’e aşık olmasıyla oldu. Ne tuhaftırki eşinin yönettiği sinema filminde kullanılan Aydın yakınlarındaki Çakmak çiftliği Özdemir Birsel’e ait çiftlik evi kiralanmıştı. Faruk Kenç’ten boşandıktan sonra aşık olduğu yapımcı Özdemir Birsel ile evlenir. Bu evlilikten çok zaman geçmeden Birsel’in işkolikliği ve Doruk’a ilgisiz davranışları sebebiyle Belgin Doruk ilaç içerek intihar etmiş; eşinin zamanında yetişmesiyle kurtulmuştur. Ancak bu sefer de alkol tedavisi için yatırıldığı Lape’de korkunç günler başlamıştır onun için. Deli muamelesi görüp zincire vurulmasından tutun da hemşirelerden yediği fırçalar hakaretler sinir sistemini iyice zayıflatmıştır. Hastaneden çıktığında Çakıl Gazinosunda Zeki Müren’in de desteğini alarak başlayacağı şarkıcılık hayali de şarkıların sözünü unutmasıyla suya düşmüştür.

David L. Philips Kimdir?

kharis | 02 October 2009 14:24

David L. Philips
David L. Philips

ABD Dışişleri Bakanlığı ve de BM Genel sekreterliği eski üst düzey danışman ve yönetici olan David Philips halen NewYork ve Colombia Üniversitelerinde ders vermektedir. Ayrıca 2001’de kurulan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun kurucusudur. Peki ne maksatla Türkiye ile ilgili ciddi meseleler doğurabilecek bu sözde Demokratik Açılım Planını gün yüzüne çıkarmıştır ve iktidar tarafından ciddiye alınmıştır.Varan 1) Birleşmiş Milletler konseyinde ” 1915 Ermeni Olayları bir soykırımdı ” tespitinde bulundu. Varan 2) 15 Ekim 2007’de Pkk’nın silahsızlandırılması , Dağıtılmasıve entegrasyonu raporunu hazırladı. Üstelik şimdi gün yüzüne çıkan bu 2007 raporunun Türkiye Dışişleri Bakanlığının izniyle yayınlandığı belirtildi. Ve son bomba olarak da 3) 2009 Haziran ayında ” Türkler ve Iraklı Kürtler arasında Güven Tesisi” isimli yeni bir rapor yayınladı. Bu rapor direk olarak Philips’ten çıkmadı. Abd’de yer alan Atlantik Konseyi burada paravan olarak kullanılıyor. Ne ilginçtir ki ülkemiz aleyhine Ermeni Soykırımı’nı destekleyen ve ülkemizin önünü kapayan Norveç’te bu raporun finansörü. Açıkçası çok iyimser olamayacağım Norveç barış timi rolundeki safsatalara. Amaç çok belli Kürt sorunu olarak dile getirilen meseleyle belki de ülkemiz bölünmeye çalışılıyor. Türk kökenli bile olmayan bir sözde mimar şekillendiriyor ülkemizin geleceğini. Uzun süredir Türkiye aleyhinde polemik yaratan ve rapor hazırlayan tilki bir şahsiyet David Philips. Bizim böyle bir raporun varlığına ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum ki hükümet bunları nasıl olur da ciddiye alarak görüşmelerde bulunuyor anlamış değilim. Kanıma dokunuyor ve Bu rapor elimizde patlayacak !