hayat ilk adımları atmaya başaladığımda başlamıştı bu koşuşturmaca. heryerde karşıma çıkan şey hep sınav. ilk okuldan ber yakamı bırakmadı, bırakacağada benzemiyor aslında. sbs, öss, üds, kpss artık her neyse bilmediğim ya da hiç bilmek istemediğim bir dolu saçma sınama aracı bunlar. ne yani ben daha iki kelimeyi bir araya getirip bir cümlenin belini doğrultamazken üds ile karşılaştım. Türkçeyi bile zor kıvırıyorum benden İngilizce Mary’nin hayatında olan bitenlerde bahsediyolar sınavda. banane ne yani Mary benim neyim oluyor ki? ya KPSS ye ne demeli her sene birsürrü insan bişeylere ulaşmak için bir sınava giriyor birçoğuna. sonuç belgesi ile hayal kırıklığından başka gelen birşey yok. sistemi eleştire biliriz ya da başka bahaneler üretebilirz tabi ama ne fayda. hep başladığımız yerdeyiz, hep aynı noktada. bilemmiyorum bazen boş ver kpss yi ya da sınavları ne takıyorsun diyorum kendi kendime ama bir anlık hayal işte. herkez gibi bende biliyorum. tek çıkış noktamın bu sınavlar olduğunu. ekmek aslanın migdesindeyken başka çağre yok gibi. aslında karamsar biride değilim ama hayat bazen bizi karamsarlığın kuytu sakaklarına itiyor istesekte istemesekte. benimle birlikte bu çileyi çeken her arkadaşımı çok iyi anlamakla birlikte Allah hepimizin yardımcısı olsun diyorum. umarın bu sınavlar bir gün biter. bitecegine hiç inanmasamda temennim bu…