lisede miydim neydim boş zamanlarımda hayatın anlamı ne diye kafamı ütülüyodum… büyüdüm sanırım sonra yenilecek gibi oldum bişeylere sonra yendim mi onu da tam bilmiyorum neyse şeye karar verdim hayatı anlamlandırmak gerektiğine.. yani bir sorunun çok ve hep doğru yanıtları olabilirdi ve bir cevabın da çok sorusu… şimdi “hayatı anlamlandırmanın anlamı ne ola ki” diye düşünüyorum.. kırıldığınızda ‘çıt’ sesini çıkaracak bi sevdiğiniz yoksa hüzünlenmelerin, eve tam vaktine gelmelerin, proje sabahlamalarının, yeğen sevinçlerinin anlamı ne ola ki… hayatta son imimiz nokta olacaksa soru işaretleri niye varlar, üç noktalar için zamanımız çok mu ki.. ve şu anda yani ‘an’ın şimdiye en yakın sınırında şunu soruyorum bana bunları yazdıran kendimi kendime şaşırttırttıran nesne özne ne?.. ben böyle bi adam mıyım ki ya! anlamadım hiçbişey…