mevsim ayaza varıyor ben yürüdükçe
beklediğim ne kaldı ki son giden otobüsten sonra
mektuplar,rakı şişeleri,
başlanmış ama sonu gelmemiş oyunlar,
bomboş duran kağıtlardan başka
geride ne kaldı ki,
damarlarında kan dolaşımı olduğu düşünülen bir beden
yani ben.
Gökyüzünün kekeme damlalarında,
bir kelebeğin ışığa vardığı
kozadan çıktığı anda bir tırtıl
ay büyüyüp yüzüne yansıyor senin
üşüyorum!
anlatamam sana bir hüzne teslim olmanın acısını
ve geçip gidiyor zaman öylece
günler silikleşiyor
ben yitiyorum saniyelerce
denize varıyorum sonra
bir dalga çarpıyor yüzüme,
dizlerim titriyor
gün bitiyor ortalık kan kırmızı
bir dalga daha ve bir tane daha
bırakıp kendimi geliyorum sana…
ölüm içindeyim işte
daha ne duruyorsun vur yüreğimdeki o çocuğu
soluk soluğa seviştiğimiz o gecelerin hasretiyle vur
sevişmek dediysem…
bakışlarıyla da sevişir insan…!
ölüm vur beni