Hayatında bir şeylerin değişmesini beklemekten sıkılmıştı.Hayat da onu beklemiyordu nasıl olsa!Artık harekete geçmenin zamanı geldi diye düşündü.
Sevdiği kimse yoktu yanında,ne de sevdiği bir şey.Ne bir beklentisi vardı hayatta ne bir bekleyeni.Nereden başlamak gerekirdi?Eski arkadaşlarını aradı ilk önce.Bir kaç yere telefon edip bir iş ayarlayabileceğini düşünüyordu oysa yanıldığını anlaması çok sürmedi.Bir süre sonra bir zamanlar bankada hesap açtırdığı aklına geldi.Nerde olabilirdi şu banka cüzdanı?Hemen hayallere daldı,bir ev alabilir miydi acaba o parayla?ama çatı katı olmazsa olmazdı..terasa çıkmana gerek kalmamalıydı lodosu hissetmek için..martılar eşlik etmeliydi sana sen müziğini dinlerken…birden uyandı dünyaya.Hepsinden önce banka cüzdanını bulmalıydıı.Böyle şeyleri hep eski kocası tutardı kim bilir nereye koymuştu?!Arayıp sorcaktı ama telefon numarasını bile hatırlamıyordu ki.En iyisi eve gidip bütün çekmecelere bakmaktı….Bir saat geçmişti ama değmişti.Banyo yapıp üstüne bir de düzgünde giyinmek yeterince zor bir işti.Bu da yetmezmiş gibi onca yolu nasıl çekecekti??Hiç kimseyi görmek istemiyordu ama binmek zorundaydı işte o toplu taşıma aracına.Ne zaman toplumla birlikte bir şey yapsa kendini koyun gibi hissediyordu.O taşıtlara binsin ya da sıra beklesin hep böyle düşnüyordu.Yıkandı,giyindi ve gitti otobüs durağına.Bindiğinde boş olan taşıt,bir kaç dakika sonra koyunlarla doldu.Koyunlardan biri iniyor,biri biniyordu ama onun yolculuğu çok uzun süreceğe benziyordu.Otobüsten indiğinde banka kapanmak üzereydi.Hemen içeri girdi bir daha katlanamazdı bu işkenceye.Kendisiyle ilgilenecek birini ararken,veznelerden biri ona seslendi ‘buyrun efendim,yardımcı olalım.’ne kadar yumuşak bir sesti veznedar kızın sesi.Yumuşak denemezdi aslında nasıl denmeli..?hayat doluydu sanki..ama bu daha genç olmasındankaynaklanıyoru.O,kaç yaşında acaba diye düşünürken,vezneden bir daha seslendiler.
‘hanımefendi?iyi misiniz?’.. al işte,birinin ona hanımefendi demesinden nefret ederdi ama şimdi böyle görünmek gerekiyordu.En azındanişimi daha çabuk halledecekler diye düşünüp mutlu oldu….Tam tamına on dakika sürmüştü işi.On dakika için bu kadar işkence çekmişti ama buna da değerdi.Tam istediği gibi bir ev alabilirdi kesinlikle o parayla.Demek ki unutkan olmak bazen işe yarıyordu. Sadece emlakçıya kalmıştı iş,bir de şansa.Ama hiç şanslı olmamıştı ki ev konusunda olsundu.Hem kesin kazıklanırdı ne anlardı ki o para işlerinden.Her zor durumda kaldığında yaptığı gibi annesini aradı.Onun biryerlerde var olduğunu,yaşadığını bilmek bile ona güç veriyordu.Ama gün gelecek,o da var olmayacaktı.Ölümün ne kadar kötü bir şey diye düşündü.Sonra zorladı kendini ölümü düşünmemek için.Annesi onun sesini duyunca bir süre sustu,sonra ağlamaya başladı.Annesi hep böyle yapıyordu,o da hep kendi kendine söz veriyordu bir daha aramayacağına ama bir türlü yapamıyordu,o aradkıça annesi ağlıyordu ikiside söz veriyordu kendi kendilerine,ikiside tutamıyordu sözlerini.Yine kapadı telefonu.Nasılsa bir evi olduğunda çağıracaktı annesini,bir fincan çay içmek için..
Tıpkı o lisedeyken hep yaptıkları gibi.