bildirgec.org

Bilgekan

12 yıl önce üye olmuş, 7 yazı yazmış. 10 yorum yazmış.

Erkekler duyarsa halimiz kötü!

Bilgekan | 06 April 2007 17:49

Sakın erkekler duymasın. Bayanlar! İşte aramızda dertleşmenin tam zamanı. Ortada kimseler yokken bütün sırlarımızı dökebiliriz. Erkeklerden yıllarca sakladığımız bu sırları, içimizde tuta tuta kuruduk kaldık! Hani erkeklerin o hiç bilmedikleri olay var ya, onu işte şimdi konuşacağız.

Ben bu sırrı tam 20 yıldır bütün erkeklerden saklıyorum. Ama sizin de çok uzun yıllarca sakladığınıza eminim. Bir duyarlarsa hiçbir cazibemiz kalmaz. Kadının da slında kendileri gibi etten kemikten, içinde böbrekleri, midesi, karaciğeri ve bağırsakları olan bir varlık olduğunu, tuvalete gidip erkekler gibi dışkıladıklarını, hatta yellendiklerini, geğirdiklerini sakın duymasınlar. Onlar sanıyorki, kadınlar bütün bunları yapmaz. işte büyük sır. içimizde tuttuğumuz ve yıllarca erkeklerden saklamayı başardığımız sır! Erkekler tarafından bu sır duyulacak olursa ne cinsel hayat kalır, ne romantizm, ne aşk! erkekleri bütün bunları kullanarak yönetiyoruz. Bu sır açığa çıkarsa artık erkekleri yönetemez, yönlendiremez hale geliriz. Allah korusun!

Aman erkekler duymasın!

Herkeste olup da hiç kimsede olmayan şey!!!

Bilgekan | 06 April 2007 17:09

Herkeste olmasına rağmen hiç kimsede olmayan o şeyin ne olduğunu biliyorsunuz. Yalnız bilmediğiniz bir şey var. O da bu şeyin ne işe yaradığı. Ne işe yaradığıyla ilgili bir çok kesimden farklı yorumlar gelmekte. Bu yorumlardan bazısı, herhangi bir işe yaramadığıyla ilgili. Bazısı da her işe yaradığını savunuyor. Bir kesim de bu şeyin bazı alanlarda bir işe yaradığını, bazı alanlarda ise hiçbir işe yaramadığı doğrultusunda görüş bildiriyor. Bu yorumlardan belki de en mantıklısı, sonuncusu. Gerçekten de bazen bir konuda çok işinize yararken, bazen de onu kullanamıyorsunuz. Ama önemli olan onun varlığı. Kimse onun varlığından şikayetçi değil. Kimse onu elden çıkarmayı göze alamıyor. Hiçbir işe yaramadığı zamanlar olsa bile.

Sağlık için küfredin!

Bilgekan | 06 April 2007 15:39

Sağlık üzerinde küfretmenin ne gibi bir etkisi olur demeyin. Amerika’da yapılan bir araştırma sonucunda, küfretmenin beyin ve sinirler üzerinde direkt etkili olduğu ortaya çıktı. Olumsuz durumlar karşısında kendini tutmadan küfreden bireylerin beyinlerinde sermatin denilen hormonun salgılandığı, bu sayede nöronlardaki elektrik akımının nötr hale gelerek psikolojik rahatlamaya yol açtığı belirlendi. Ayrıca kalp ve damar sağlığı açısından da küfretmenin olumlu bir etkisinin olduğu açıklandı.

Araştırmada, olumsuz durumlar karşısında ağza alınmayacak küfürler savuran bireylerin, kendini tutan bireylere göre daha sağlıklı oldukları saptandı.

Boy Babadan, Kilo Anadan…

Bilgekan | 12 January 2007 20:22

Araştırmalar babanın kilosunun çocuğun kilosunu belirlemekte pek bir etkisi olmadığını ortaya çıkardı. Ancak uzun boylu babaların çocuklarının da boylarının uzun olduğu belirlendi. Çocukların boylarının uzun olmasında doğumdan sonraki çevresel etkenler ve beslenme etkili olduğu kadar babanın boyunun uzun yada kısa olması da belirleyici oluyor.

Bir çocuğun doğum kilosunu yada doğumdan sonra vücudundaki yağ oranını etkileyenler arasında ise annenin kilosunun önemli bir payı var.
Uzmanlar bu durumun şişman yada zayıf annenin rahim ortamındaki farklılıktan kaynaklandığını belirtiyor. Şişman annelerin kanındaki şeker oranının da daha yüksek olduğu, anne karnındayken bu durumdan etkilenen bebeklerin doğum kilosunun ve ileriki yaşlardaki kilosunun daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Dersanelerde Dönen Kirli Çark!

Bilgekan | 01 December 2006 16:07

Azimle ineklediniz, 4 yılda Edebiyat bölümünden, bölüm birincisi olarak mezun oldunuz. 1,5 yıl daha ter döküp öğretmenlik formasyonunuzu Tezsiz Yüksek Lisans yaparak kazandınız. Toplam 5,5 yıl başarıyla üniversiteyi tamamladınız. Pırıl pırıl, donanımlı, enerji dolu ve ideallleri olan bir öğretmen adayısınız. Devlet okullarından birine atanmak için KPSS’ye girdiniz, ancak hükümet sizin branşınızdan alınacak öğretmen sayısını 1000 kişden 30 kişiye düşürdü. Aldığınız puan 70, almanız gereken 90! Seneye denerim dediniz, ancak hükümet her yıl kadronuzu biraz daha düşürdüğü için bir türlü atanamadınız. Dershaneler ne güne duruyor, bu kadar donanımla beni almayacaklar da kimi alacaklar diye düşündünüz. Şehirdeki tüm dershaneleri dolaştınız. Hepsi size aynı şeyleri söyledi: Gel, bir yıl ücret almadan çalış, seni beğenirsek seneye anlaşırız.

Sizi “Koca – Koca” İlan Ettim!

Bilgekan | 30 November 2006 15:20

Tanıdık bir sahne… Gelin babasının kolunda Kiliseye girer, ağır adımlarla rahibe doğru yürür. Bir dizi törensel aktiviteden sonra rahip şöyle der: “Sizi karı-koca ilan ediyorum.” Ancak hıristiyan dünyasında artık alternatif sahneler de yaşanıyor; rahipler “karı-karı” ya da “koca-koca” ilan ediyor. Çünkü eşcinseller ve lezbiyenler artık Kilise’de Rahip huzurunda evleniyor.
Bu tarz nikahın ilk örnekleri, 16 Ocak 2001 tarihli Milliyet gazetesinde, biri eşcinsel, diğeri lezbiyen iki çiftin nikah haberleriyle anlatılıyordu:
“Pazar günü Toronto’nun büyük Kiliselerinden biri, eşcinsel iki çiftin evlenme törenine sahne oldu. Çiftlerden Kevuin Bourassa ile Joe Varnell, rahibin evliliklerine onay vermesinden sonra öpüşerek birbirlerini kutladılar. Papazın, nikahlarını kıydığı anne Vautour ile elaine Vautouri ise bir lezbiyen çiftti. Onlar da yüzük taktılar.Törenden sonra rahip her iki çifte de, Kanada’da ilk kez yaşanan bu tür evlenmelerin belgesi olan evlenme cüzdanını verdi.”

AB ve Avrupalıların “Türk” lere Bakışı

Bilgekan | 27 November 2006 23:52

Avrupa Birliği, Avrupalılık esası üzerine kurulmuştur. Avrupalılık ne demektir peki? Avrupalılık, Türklere ve müslümanlara karşı geliştirilmiş bir tavır, bir kültür, bir anlayıştır. Türklere karşı yapılandığı açıkça belirtilen AB’nin içine Türklerin dahil edilmesi, AB’nin kendi varlığına ters düşmesi demek olmaz mı? Bunu ben değil, Avrupalılar söylüyor. İşte kanıtı:

Helsinki Zirvesi’nden yaklaşık bir ay sonra Katolik Kilisesi, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda görüşlerini açıkladı. İtalyan piskoposlarının gazetesi L’Avvanire, 3 Ocak 2000 tarihli sayısına şunları yazdı: