bildirgec.org

Caddebostan sahilden geliyorum. Arkadaşımla birer bira attık. Bira diyorsam yanlıtmasın; extradır sıfatı. Bu sefer ne küçük çocuklar ne de iri yarı milliyetçi gençler sataştı… Sakin, zararsız; içtik extralarımızı. Ben kendimi bildim bileli, bira içeceği mevzu bahis oldu mu, aklıma o lacivert renkli Efes Extra kutusunu geitiririm. Kimileri “Abi tuborg da iyi, hele kırmızısı yok mu, öldürüyo bizi.” diyor hâla. Ulan… Bira ve votka. Nedir bu? Asla birlikte içilmeyecek iki alkol nesnesi. Sen gidip bunu kırmızı tuborg adı altında dikiyorsan kafalara, var bunun altında bir saflık, bir vurdumduymazlık… Böyle şeylere prim vermeyiniz arkadaşlar, bunlar ucuz numaralar. Halkımızın iyi niyetinden istifade etmeye çalışıyor bu tubork.

Tüm günümü alabilir bu ibne kompüter ürünü oyuncak nesnesi. Bir oturuyorum başına, fransayı çağdaş medeniyet seviyesine getirmeden bırakamıyorum. Tüm günümü alabilir bu ibne kompüter ürünü, oyuncak nesnesi. Bir oturuyorum başına, fransayı çağdaş medeniyet seviyesine getirmeden bırakamıyorum. Yatarken ülkemi düşünüyorum, halkıma sert mi davrandım acaba diye üzülüyorum, kaotik sorgulamalar deviniyor zihnimde… Ardından;”Ulan!” diyorum.”Ben ne yapıyorum yahu.” Eskiden deli gibi Simcity oynardım. İlk versiyonundan itibaren tekip ettim hep, sim ile başlayan oyunları. Ceasar oynadım bir ara. Büyük umutlarla Pharaoh aldım fakat Ceasar ın sararmış hali idi oyunun olayı. Bir yenilik yoktu yani. Şimdi de deli gibi Civ3 oynuyorum. Nedir bu bilmiyorum. Belki tutunacak birşeyler arıyorum. Belki de oyun oynamayı sevdiğim içindir.

Vapurda acele tarafından birer Venüs bira içtik. Arkadaşım siyah torbanın içinden venüsü çıkarınca sesli bir küfürle tepki vermiştim ama korktuğum kadar kötü değilmiş. Vapurda acele tarafından birer Venüs bira içtik. Arkadaşım siyah torbanın içinden venüsü çıkarınca sesli bir küfürle tepki vermiştim ama korktuğum kadar kötü değilmiş. En azından tadı yok, rahatsız etme yetisi de yok o nedenle. Fakat gel gör ki gazozdan farkı yok meretin. Şıpşıp diye gitti iki yudumda. Vapurun seyri sırasında iyi şarap hakkında iki lakırdı ettik. Arkadaşımın annesi sürekli zengin insanlarla yemek yiyormuş işi ile ilgili olarak(!). Yemek ile birlikte gelen şaraplar kimi zaman gerçekten çok kaliteli oluyormuş. Sonra bu kalitenin algılanabilirliğini sorguladık hep beraber. Asla gerçekten iyi bir şarap içemeyeceğimize karar vererek indik iskeleye. Home stüdyoda bir saat berbat şeyler çaldıktan sonra şişik kafalarla evlerimize yollandık. Evde Jane dinledim. Bodkin de dinledim. Psikedelik bir hava sardı odayı. Çay istedim, neskuik istedim…