3 Aralık , Dünyada Engelliler Günü olarak anılmaktadır.Dünya artık insana ve insanlığa daha fazla değer vermektedir fakat durum gerçekte de böyle mi tartışmak gerekir.

Elbette Dünyamızın içinde bulunduğu gelişmeler ve değişim döngüsü insanoğlunun olayları algılamasında bir farklılığa yol açmıştır. Bu farklılık da globalleşen dünyanın getirilerindendir. Evet kabullenmek gerekir ki dünya değişiyor ve gelişiyor.Teknoloji her gün bizlere bir yenilik sunuyor. Şaşırıyoruz, yetişemiyor ve bazen de bu gelişmeleri anlayamıyoruz. İşte bütün bu gelişmeler insanoğlunun geleceği ile ilgili meraklı sorular sormamızın bir nedeni.Çünkü insanlar robotlaşıyor, tek tip duygular hayatlarımızı yönetiyor. Başarmak, kazanmak ve gelişmek üzerine kurulu düzenlerimiz var. Kendimize saygı duymuyor, bu acımasız yeni dünya düzeninde, küresel bir varolma savaşı veriyoruz. Bu durumu anlamak zor değil elbette belki de Nietzsche’nin üstün insan tezine doğru koşuyoruz…Bunca hengamenin ortasında doğal olarak çevremizi ve çevremizdekileri unuttuk, dikkatlerimizi başka yerlere yönelttik. İyi mi yapıyoruz kötü mü bilmiyorum fakat bildiğim şey şu ki doğru yapmıyoruz. Her konuda çok aceleci ve sürekli bir koşturma içerisinde sosyal duyarlılığımızı yitirdik. Yardımlaşma, birlik ve beraberlik insanların sosyal bir canlı olmasının gereğidir. Böyle olmadığı durumlarda elde edilen bir başarının hazzı ne derece yüksek olur bunu bir düşünmek lazım. Son yıllarda en trend kullanımlardan biri mutluluk, başarı paylaştıkça çoğalır sözüdür. Gerçekten de çok doğru. Her şeyden evvel bu dünyanın bir işleyiş mekanizması var.Bu mekanizma paylaşmaktır. Yeri gelir başarını yeri gelir kazancını yeri gelir mutluluğunu paylaşman gerekir. İşte o zaman, zamanını iyi kullanmış olursun, başarılı olmuş olursun ve dünyaya farklı bir perspektifden daha başka bakmış olursun. Öyleyse önce çevremizdeki engellilerle engelleri kaldırmada bir mücadeleyi paylaşlım hiç değilse bu bize biraz olsun insan olma hazzını yaşatacaktır. İşte ondan sonra başarının önündeki engeller de kalkacaktır.