bildirgec.org

affedilmeyen123

11 yıl önce üye olmuş, 3 yazı yazmış. 2 yorum yazmış.

YURDUM İNSANI

affedilmeyen123 | 12 January 2007 05:29

Yurttan insanlar korosu
Onu bazen duvara yazılmış eğri büğrü bir uyarı yazısında görüyoruz, bazen komik bir kartvizitte… Ya da olmadık bir kaza haberinde… Ne de olsa burası bir uçağın trenle çarpıştığı bir ülke…
Başka nerede insanlar tarlasına indiğini sandığı uzaylıları taşla kovalamıştır ki…
Ya da yolda yürürken, intihar için balkondan atlayan bir insanın altında kalarak ölmüştür.
Yurdum insanı, Türkiye ye özgü bu tür tuhaflıklar için üretilmiş bir tanım…
Garip, ezik, komik, muzip, kızgın, cahil ama kurnaz, tanıdık bir adam bu…
Mizah dergilerinin vazgeçilmez konuğu…
Kah kendi oturacağı evin çimentosundan çalan bir müteahhit, kah film seyrederken perdedeki kahramana Dikkat arkanda adam var diye bağıran bir seyirci…
Türkiye nin nasıl kurtulacağına dair günlerce anlatabileceği müthiş fikirleri var ama evdeki gaz tüpünün kaçak yapıp yapmadığını çakmakla kontrol eder.
Gazozu dişiyle açar, sandalına Öztitanik adı takar, sünnet halayında dolduruşa gelip etrafa kurşun saçar.
Kimi zaman kibirli orta sınıf seçkinlerinin küçümsemek için kullandığı bir tabir olsa da çoğu zaman, bizden biridir o…
Güleriz, kendi halimize…
Evet, biz de ödev yaparken kurşun kalemle karıştırmışızdır kulağımızı… Veya duyda elektrik var mı diye parmağımızla yoklamışızdır.
Bu yurdun insanıyızdır.

yeni bir ömür

affedilmeyen123 | 11 January 2007 17:31

bir başka ömrü yaşıyor olsaydım
bir yunan kasabasında gülümseyen yüzüyle bir balıkçı
olmalıyım..
yanık omuzlarımda egenin tuzu
dudagımda bır ıslık ..
egenin melteminde savrulan saclarına ….
bir ada çiçeği takmalıyım..
şükretmeliyim tanrıma nasırlı ellerim cekerken ağları
gerçekten gülümsemeliyim .. yaşadığım kadar temiz …
senin evinin olduğu kıyıdan geçerken çiçekler bırakmalıyım denize.
hakkını vermeliyim tertemiz bir dünyanın..

bir sabah için ağıt….

affedilmeyen123 | 11 January 2007 17:25

sabahın serininde bır denız kenarında uyandım….
deniz erimiş bir gümüş edasıyla sakince dans ediyor rüzgarın ”o an için yavaşlayan ” bitmek bilmez melodisiyle….
ay kaybolmak üzere ufukta… üzerinde gecenin yorgunluğu var önünden geçen gürültülü balıkçı teknesine aldırmıyor…
derin bir nefes cekiyorum sigaramdan…yüzüne bakıyorum…uykulu ama gülümseyen yüzüne…
bir yıldırım gibi düşüyor gözlerin yüreğime…içim sızlıyor … yılları sensiz geçirdiğim için ..zamana kızıyorum…ve biliyorum…bi gün nasıl bu deniz çekilip gidicekse…rüzgar şarkısını nasıl bir gün bitiricekse sende öyle yokolucaksın bilinmezliğin gizeminde….
korkuyor bakışlarım… sonra hüzünlerim düşüyor kirpiğimden yanağıma….kapatıyorum gözlerimi sabah serininin hepsiini çekmek istercesine bir nefes alıyorum….
ölesiye korkuyorum konuşmandan sus diyorum … söylenmesi gerekenlerin bazen söylenmemesi gerektiği yerdeyiz ne olur sus….
öpmeliyim seni o anda ….hüzünlerim dokunmalı dudagına… korkma ne olur acılarımdan…ne olur içimdeki çocugu kırmaktan korkma…
ben mutluluk biriktirebiliyorum…
öğretemem belki sana … fazla beklediğinde küpüne zarar mutluluklar var içimde
kıyamam sana öğretmeye…
ben mutluluk biriktirebiliyorum meleğim…bir melekten alınan bir tebessüm isteğim ..ama acıma değil…
bir yıldız kayar gibi anlık sev beni istersen….
şimdi evet şimdi bir gülüşünü görmek vardı….
su pis dünyaya inat oylesine insanoğlunun hala masum olabildiğini gösteren o gülüşünü görmek vardı… dünyayı daha çok sevmek….
her sabaha bir anlam katmak…
karanıgın içinde bi ışık görmek…
sanki … bir zindandayım… hiç ışık yok….uzun zaman olmus…kör olduguma inanmısımda…
kanatlarından dökülen beyaz parıltılı cennet tozlarını gormusum…
ısık kaybolabilir isterse… ama ben kör olmadıgımı biliyorum artık…
umudum var artık güneşe kavuşmak için
bir daha gümüş bir deniz kenarında ağlayabilme ihtimalim var…yaşamak var be… her düştüğünde dizlerinin üstüne…. inatla doğrulmak var….ve gülümsemek doğan güneşe…burdayız yaşıyoruz işte .. hala burdayız demek var.
ve….. cennet tozlarına inanmak var meleklerin kanatlarından dökülen.