Deniz Bank, sinemaya gönül vermiş gençler için bu sene yepyeni bir etkinlik düzenliyor; DenizBank Kısa Film Yarışması. Gençler için hazırladığı Paso Kart dahilinde gerçekleşecek olan yarışmanın konusu da sponsoru kadar ilginç; gençlerden bankacılık işlemleri üzerine (Mobil ve İnternet Bankacılığı, ATM’ler ya da Çağrı Merkezleri) film çekmelerini isteyen kurul, birinci gelecek kısaya 10.000 TL, ikinci kısaya 5.000 TL, üçüncü kısaya ise 2.500 TL vaat ediyor. Son başvuru tarihi 15 Temmuz Çarşamba olarak belirlenen yarışmanın sonuçları, 1 Ekim Cuma günü açıklanacak.
Site arşivi: sinepil
Rain Man (1988)
queennothing | 02 July 2010 12:37
Oscar Ödüllü Amerikan sinemacı Barry Levinson‘un çektiği; 1988 senesinde vizyona giren drama filmi “Rain Man” (Yağmur Adam), ‘En İyi Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Senaryo’ dalalrında olmak üzere; toplam dört dalda Oscar Ödülü kazandı. Filmde, 1962 doğumlu Amerikan aktör Tom Cruise, iki defa Oscar Ödülü kazanan Amerikan aktör Dustin Hoffman ve İtalyan aktris Valeria Golino rol alıyor.
Los Angeles’da araba satıcısı olarak çalışan ve hayatı küçük hesaplar yaparak geçen Charlie Babbitt, uzun zamandır haber alamadığı babasının öldüğünü öğrenir. 3 Milyon Dolar gibi bir servete sahip olan babasının ölümü üzerine Charlie, kız arkadaşı Susanna ile vakit kaybetmeden babasının evine gider. Bu seyahat, elbette para içindir ve uzun zamandır babasının yüzünü görmeyen Charlie, bu servetten pay alacağını düşünmektedir. Ancak Charlie’nin umudu, babasının tüm servetini, mongolların bakımını üstlenen bir vakfa bağışladığını öğrenince kırılır. Babasının servetinden gelecek parayla hayatını düzene sokacağına inanan Charlie, geçmişteki sorunlarla bu şekilde tekrar yüzleşecektir.
Gorillas in the Mist: The Story of Dian Fossey (1988)
queennothing | 02 July 2010 09:37
1932 doğumlu Amerikan zoolog Dian Fossey, barışçı ve idealist; cesur ve güçlü bir kadın ve mesleğinden bağımsız olarak gerçek bir hayvanseverdir. Önüne çıkan tüm engelleri aşıp, Afrika; Rwanda’da soyu tükenmek üzere olan bir goril ırkının avlanmasını durdurmak ve kalan gorilleri koruyarak; sayılarının çoğalmasını sağlamak amacıyla devlet görevlisi olarak Afrika’ya gitmek için Bakanlık’tan izin alan Dian, vakit kaybetmeden Rwanda’ya doğru yola çıkar. Burda, bahsi geçen gorillerle tanışan Dian, hayvanlara olan düşkünlüğü sayesinde gorillerle duygusal bir bağ kurar ve onları kendi kanındanmışçasına her türlü kötülükten sakınır. Ancak, genç kadının bu iyi niyeti, siyah – beyaz ayrımcılarını; ırkçıları ve Rwanda’nın kanun koyucularını rahatsız eder ve Dian, bugün bile resmi kurumların etki edemediği (Afrika’nın kimi bölgeleri) bu yerde, hayatıyla tehdit edilir.
Uzaktaki Köprü
warlamb | 30 June 2010 17:00
Yıllar evvel pazar sabahları, Voltran’ın hemen ardından yayına giren western ve savaş filmlerinin en heyecanlılarından birisi “A Bridge Too Far“. 6 Haziran 1944’ün ardından başlayan müttefik ilerleyişi, ne yazık ki ikmal yollarının uzaması neticesinde duraklamıştır. Bu durumda savaşı daha kısa sürede bitirebilmek ve Almanya’yı işgal edebilmek için, çılgınca denebilecek bir manevrayla “Pazar Yeri Operasyonu” (Operation: Market Garden) başlatılır.
Plan gereği 35.000 müttefik paraşütçüsü, Alman hatlarının gerisine, Hollanda’ya indirilecek; bu birlikler köprübaşlarını tutacak ve zırhlı mekanize birliklerinin geçişine imkan tanıyacaktır. Ancak yanlış zamanlama, gelen istihbaratların iyi değerlendirilmemesi, beklenenden üstün Alman mukavemeti ve en önemlisi müttefik generallerinin başarıdan en fazla nemayı alma gayretleri neticesinde operasyon hayal kırıklığı yaratır. Arnhem Köprüsü sonunda ele geçirilir, ancak müttefiklerin verdiği kayıplar inanılmaz boyuttadır.
Film inanılmaz oyuncu kadrosu (Gene Hackman, James Caan, Sean Connery, Anthony Hopkins, Michael Caine…) ile dönemin yıldızlar geçidi gibidir. Aynı zamanda yönetmen Richard Attenborough; kostüm, mekan, techizat vb konularda hiç taviz vermemiş, dönemin atmosferini en iyi şekliyle izleyiciye yansıtmıştır.
Savaş filmleri içerisinde gerek konusu, gerekse de oyuncu performansı açısından incelendiğinde çok önemli bir yeri olan bu film mutlaka izlenmesi gerekenler listenizde yer almalıdır.
The Social Network (2010)
poisond entrail | 30 June 2010 09:30
Facebook’a “face” , Pardus’a “Türk Windows’u” (ki bu tarihte ki en yanlış adlandırmadır) gibi isimler taktıktan sonra ülkemizde Facebook Filmi olarak ün salan The Social Network‘un ilk fragmanı yayınlandı.
Film Mark Zuckerberg’i ve 400 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip olan dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook’un kuruluş ve yükselişini anlatıyor. Kuruluş ve yükseliş evet! Çünkü Facebook ülke olmuş olsa şu an dünyanın en kalabalık 3. ülkesi oluyor. Şahsen çok gerekli olduğunu düşünmesem de bu kadar kısa sürede günlük ziyaret sıralamasında 2. olan bu sistem bir de içinde geçirilen zamanı hesap edersek gerçekten iyi bir filmi hak ediyor.
Mrs Dalloway (1997)
queennothing | 29 June 2010 09:47
İngiliz Edebiyatı’nın güçlü kalemlerinden Virginia Woolf‘un “Mrs. Dalloway” adlı romanından uyarlanan 1997 çıkışlı sinema filmi “Mrs Dalloway“, Hollandalı yönetmen Marleen Gorris tarafından çekildi. Oscar Ödül’lü İngiliz aktris Vanessa Redgrave‘in başrolünde yer aldığı filmde İngiliz aktris Natascha McElhone, Alan Cox, Lena Headey, Michael Kitchen ve John Standing de rol alıyor.
Clarissa, soylu bir İngiliz ailesinin uçarı kızı; Peter, Clarissa’nın en yakın arkadaşı ve genç kıza beslediği tutkulu ve karmaşık aşkına karşılık bekleyen bir koca adayı ve her ikisinin de yakınında Sally; ılımlı bir arabulucu. Gençlik günlerini birlikte geçiren üçlünün, yaşlılık hallerini de gösteren yapım, Woolf’un özyaşamına dair sarfettiği sözlerle, Mrs. Dalloway’e; yani Peter ile değil, Mr. Dalloway ile evlenmeyi tercih eden Clarissa’ya dikkat çekiyor.
Hollywood Ending (2002)
queennothing | 28 June 2010 16:32
Woody Allen‘ın yazıp, yönettiği 2002 çıkışlı sinema eleştirel/ komedi filmi “Hollywood Ending” (Hollywoodvari Bir Son), Allen’ın evhamlı yapısını bu sefer kamera arkasından gösteriyor. Amerikan aktris Téa Leoni, aktör Treat Williams, Debra Messing, George Hamilton ve ‘Val’ karakteriyle Allen’ın da rol aldığı film, Hollywood’dan ziyade, yönetmenlik ve yapımcılık ‘işi’ne büyük büyük taşlar atıyor.
Yapımcı olan nişanlısının yeni projesi için yönetmen arayışında olan Ellie’nin aklına ilk olarak, 10 sene evvel boşandığı kocası Val gelir. Uzun zamandır sinemadan uzak kalan Val’ın geri dönüşü olacağına inandığı bu filmin yönetmenliğini Val’a vermesi için nişanlısı Hal’ı ikna etmeye çalışan genç kadın, sonunda başarılı olur ve hemen Val’ı bulur.
temmuz ayı anılacaklar
nazokiraze | 28 June 2010 14:44
En sevdiğim aktörlerden Marlon Brando‘yu kaybettiğimiz tarih 1 Temmuz 2004, aynı tarih ünlü oyuncumuz Hüseyin Baradan‘ın da ölüm tarihidir. 1 Temmuz pek çok sinemacının ölüm tarihi olmuş. Walter Matthau (2000), Robert Mitchum (1997), Michael Landon (1991), Margaux Hemingway (1996) bunlardan birkaçı.
Ülkemizin en büyük kayıplarından olan Kemal Sunal da bizi Temmuz ayında bırakıp gidenlerden oldu. Kemal Sunal 3 Temmuz 2000 tarihinde aramızdan ayrılmıştı.
How to Steal a Million (1966)
queennothing | 28 June 2010 12:03
George Bradshaw‘ın yazdığı hikayeden uyarlanan; 1981 senesinde hayatını kaybeden üç Oscar’lı yönetmen/ yapımcı William Wyler‘in yönetmenliğini yaptığı 1966 çıkışlı sinema filmi “How to Steal a Million” (Hırsız Aşıklar), komedi altyapılı bir suç filmi. Oscar Ödüllü, Belçika doğumlu aktris Audrey Hepburn‘un başrolünde rol aldığı filmde sekiz defa Oscar’a aday gösterilen İrlandalı aktör Peter O’Toole, Hugh Griffith, Eli Wallach ve Charles Boyer yer alıyor.
Bonnet, kızı Nicole ile birlikte yaşayan zengin ve yaşlı bir adamdır. Her şey akla yatkın ve mantığa uygun gelirken, Bonnet’in kazandığı her bir kuruşun hesabını çıkarmak gerek. İşte bu noktada, işe ustalıkla yapılan bir hırsızlık; taklitçilik giriyor. Ünlü ressamların ölümsüz eserlerini birebir taklit ederek satan ve bu sayede karun kadar zengin olan Bonnet, bir gün, ünlü ve 1 Milyon Dolar değerindeki bir eseri satmak değil, sadece sergiletmek için müzeye vermek istediğini duyurur ve gelen Fransız’lara heykeli teslim eder.
Sahte heykelin sergilenmesine izin veren yaşlı adam, bu hareketini sorgulayan kızı Nicole’a, üzerinde sahtekarlık şüphesi bırakmamak için yaptığını söyler. Nicole ise babasının başının derde gireceğinden endişe etmektedir.
22. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali
queennothing | 28 June 2010 09:55
Bu sene 22.’si düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali, kısa film yarışması için 6 Ağustos gününe kadar amatör yönetmenlerin eserlerini bekliyor. Eserlerini göndermek isteyen sinemacılar kurmaca, deneysel, canlandırma ve belgesel kategorilerinden herhangi birine ait olan ve 20 dakikayı aşmayan kısalarını istanbulfilmfestival.com’daki başvuru formuyla gönderebilirler.
Kısa film yarışmasının yanı sıra, festival kurulu, 15 Ağustos gününe kadar sürecek olan bir başka yarışma daha düzenliyor. Sinema severlerden festival için afiş hazırlamalarını isteyen kurul, katılımcılara dört eserle katılma hakkını da sunuyor.