bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

İhtiyar delikanlının yeni yüzü

meh | 24 November 2008 16:30

Oldboy
Oldboy

Chan-wook Park’ın Oldboyu Steven Spielberg tarafından yeniden çekiliyor. Oldboy mangasının hayranları bilirler ki film Nobuaki Minegishi ve Garon Tsuchiya’nın sekiz ciltlik mangasının sanki bir özeti hatta fragmanı. Steven Spielberg ve Will Smith ise bu filmi tekrar olarak çekmeyeceklerini manga öyküsüne sadık kalarak çekeceklerini belirtmiş. Yani karşımızda gene Asya’dan beslenen bir amerikan filmi izlemiyeceğiz. Daha ayrıntılı bilgi için buraya ve buraya bakabilirsiniz.

Son Buluşma

exorientelux | 24 November 2008 10:15

Son Buluşma, üç Kurtuluş Savaşı gazimizi anlatan sade, mütevazi bir belgesel. Ne yazık ki bu üç büyük gazimiz Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan şu anda hayatta değil. Belgeseli izledikten sonra o elleri öpesimiz geliyor ama heyhat! Bu durum en az belgeseldekiler kadar hüzünlendiriyor insanı.

Evet, belgeselden geriye kalan hüzün oluyor. Ama onlara değil de insan kendi için hüzünleniyor, gerçek değerleri göremeyişine, dünya oyunlarına dalıp kendini ve zamanını tüketişine hüzünleniyor. Ömer Dede, köyüne bir okul yapılmasını istiyor, kızı ona “Kendin için de bir ev iste, bak yıkık dökük bir viranede yaşıyorsun.” dediğinde “Evi ne yapayım, burada okul yapılsın, pırıl pırıl parlasın.” diyor, insan eğitim yuvalarını parlatamadığı için mahçup oluyor. “Neden hâlâ sana ev yapılmadı, bak kum dökmüşler kaç yıl oldu inşaata başlamamışlar.” serzenişleri karşısında Ömer Dede “İstemeye utanıyorum.” diyor, insan yüzü kızararak başını öne eğiyor. Gaziliğiyle, bayrağıyla, Atası’yla, vatanıyla gurur duyan Yakup Dede’ye devlet üç ayda bir 500 lira veriyor, insan utançtan koltuğuna gömülüyor. Ömer Dede’ye “Kayıtlarda sen ölmüş görünüyorsun, maaşını veremeyiz.” deniyor, Ömer Dede yaşadığını kanıtlamak için uğraş verirken, insan artık nereye bakacağını, nereye saklanacağını şaşırıyor.

peter sellers

schizophrenia13 | 23 November 2008 10:11

peter sellers
peter sellers

peter sellers ya da ailesinin verdiği isimle richard henry sellers 1925 yılında southsea, ingiltere’de doğmuş. peter takma adını ailesinden alan sellers, protestan bir baba ve musevi bir annenin oğlu olarak eğitime kuzey ingiltere’de bir katolik okulunda başlamış. oyuncu bir aileden gelen sellers ailesiyle birlikte sahip oldukları kumpanyada çalışmış, oyunculuğun yanısıra sellers ukulele, banjo, davul gibi enstrumanları çalabiliyormuş, dans etmek ise sahip olduğu diğer yeteneklerden birisiymiş. başka kültürlerden insanları canlandırmada ve aksanlarını taklit etmede çok başarılı olmasının belki bir nedeni de 2. dünya savaşı sırasında ingiliz kraliyet hava kuvvetleriyle asya ve avrupa’yı dolaşmış olmasıdır. sellers filmlerinde büründüğü kılıkları dil ve klişelerle besleyebilen ve bunda da çok başarılı olan bir oyuncuydu.

3. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali

queennothing | 22 November 2008 15:14

28 Kasım – 4 Aralık tarihleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan Bursa İpek Yolu Film Festivali, farklı ülkelerden gönderilen uzun ve kısa metrajlı film gösterimleriyle Bursa’daki sinemaseverlere dolu dolu bir festival hazırlıyor.

İlk uzun metrajlı filmini çeken yönetmenlerin filmleri, “Uluslararası Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması” kapsamında desteklenirken, kısa metraj filmler için “Uusal Altın Karagöz Kısa Metraj Film Yarışması” ve “Uluslararası Altın Karagöz Kısa Metraj Film Yarışması” düzenleniyor. Kısa metraj filmlerin en önemli özelliği ise, ‘diyalogsuz’ olması.

Clint Eastwood, oyunculuğu bırakıyor

queennothing | 21 November 2008 17:16

Unforgiven” efsanesinin yapımcısı, yönetmeni, başıboş kovboyu ‘William’. 1930, Amerika doğumlu efsanevi oyuncu Clint Eastwood (Imdb, VikipediaTR), oyunculuğunu bırakacağını açıkladı.

50’li yıllardan bugüne kadar sinema el attığı her projeye ‘altın’ gözüyle bakılan, ‘kovboy’ kavramını sinemaya kazandıran Eastwood, oyunculuğa veda edişini şöyle açıkladı;
“Yıllardan beri bir çok filmde rol aldım ve bir çok filmin yönetmenliğini üstlendim. Çok fazla yönetmen gördüm ve ben, bu işi hakkıyla yapabildiğime inanıyorum. İnsan 70’li yaşlara gelince de hala hayatıyla ilgili önemli kararlar verebiliyormuş.”