bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Filminizi kaç yıldızlı istersiniz? : ”Ocean’s Eleven”

gorcun | 26 May 2009 09:53

Ocean's Eleven
Ocean’s Eleven

Hollywood’ un en ünlü ve başarılı starlarının toplandığı Ocean’s Eleven 2001 yılında Steven Soderbergh tarafından çekilmiş. Film 1960 yılında Lewis Milestone tarafından çekilmiş aynı adlı filmin uyarlamasıdır. 2001 yılında olduğu gibi 1960 yılında da dönemin en ünlü isimleri filmde rol almıştır.
Film Danny Ocean (George Clooney) liderliğinde yapılan kumarhane soygununu anlatıyor. Tabiiki filmin geçtiği yerde kumarhane cenneti olan Las Vegas’tır. Ocean şartlı tahliyeli olarak hapishaneden çıkar ve çıkar çıkmazda soygun planını uygulamak için harekete geçer. İlk olarak Rusty’ le (Brad Pitt) buluşur ve soygun için çeşitli yetenekleri olan 11 kişiden oluşan ekibi toplarlar.

Ekipteki kişilerin her biri kendi yeteneklerini sergileyerek kasaya ulaşmalarını sağlayacaklardır. Ekiptekileri ikna etmek başta kolay olmasada miktarın 150 milyon dolar olduğunu öğrendiklerinde hepsi planın bir parçası olmayı kabul ederler.

Ocean's Eleven
Ocean’s Eleven

Soyacakları kumarhaneler ise Terry Benedict’ in (Andy Garcia) sahip olduğu Bellagio, Mirage ve MGM Grand kumarhaneleridir.

Metalcinin gözünden dünya : Global Metal (Küresel Metal)

gorcun | 25 May 2009 17:26

Global Metal
Global Metal

Sam Dunn adlı metal tutkunu antropologun Scot McFadyen’la Metal : A Headbanger’s Journey (Bir Metalcinin Yolculuğu)‘den sonra çektikleri ikinci belgesel Global Metal (Küresel Metal) 2008 yılında piyasa çıktı. Global Metal, ilk belgeselin bittiği yerde WackenAçık Hava Festivalinde başlıyor.
Global Metal adından anlaşılacağı üzere metal müziğin küresel etkilerini inceliyor. İlk belgeselde ağırlıklı olarak Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki gruplar ve etkileşimi inceleyen Sam Dunn bu bölümde Brezilya’dan, Japonya’ ya, Çin’den Endonezya’ya, Arabistan’dan, İsrail’e kadar dünyanın bir çok yerine gidiyor. Buradan sonra yazılanlar izlemeyenler için spoiler niteliğinde ayrıntılar içeriyor.

Global Metal
Global Metal

Bu muhteşem ve son derece eğlenceli belgesel yolculuğa Brezilya’yla başlıyor. Brezilya’da metal denince akla gelen ilk isim Sepultura‘ nın kendi kültüründen beslenerek metal müziğe nasıl katkılar yaptığını ve Brezilya’nın metal müziğe bakışını gösteriyor. Buradan Japonya’ya geçiş yapıldığında Japonlar’ın düzenli, disiplinli ve kurallara uyumlu hayatlarıyla metal müziği nasıl birleştirdiklerini oldukça komik ve eğlenceli görüntülerle gösteriyor. Özellikle Japonlar’ın Deep Purple hayranlıkları görülmeye değer.

Sommaren Med Monika (1953)

queennothing | 25 May 2009 16:11

Per Anders Fogelström‘ün romanından uyarlanan Sommaren med Monika(Summer with Monika – Monika’yla Bir Yaz), Harriet Andersson ve Lars Ekborg‘u buluşturan bir Ingmar Bergman filmi.

Henüz reşit olmamış, ergenlik döneminin en çılgın günlerini yaşayan Monika, alkolik babasıyla sürekli kavga halinde olan annesine ve gürültü yapan küçük kardeşlerine katlanırken, ilk fırsatta evden kaçmayı düşünmektedir. Kendisinden bir kaç yaş büyük Harry ile tanışması, Monika için ‘hayatının fırsatı’ olacaktır.
Kısa sürede birbirlerine aşık olan iki genç, kendilerini tutan ne varsa arkalarında bırakmaya ve tekneyle pusulasız bir seyahate çıkmaya karar verir.
Aşkın doruk noktalarında Monika ve Harry, bulabildikleri kadar yiyor; her limanda duruyor, saatlerce denizde köpüren dalgaları izleyip, ‘özgürlük duygusu’nu tam anlamıyla yaşadıklarını hissediyorlardı.

Birbiri ardına ilerleyen günler, Monika‘nın hamileliği üzerine değişmeye başlar. Eve dönmek isteyen Harry, çocuğunu şehirde yetiştirip, ona iyi bir aile yaşantısı vermek isterken, Monika‘nın kayıtsız tavırları, eğlenceye doymadığını gösteriyordu.
Şehre taşınmaya ikna olan Monika, yaşadıkları küçük apartman dairesini beğenmeyip, sürekli Harry‘ye şikayet etmeye başlar. Çocuğuna da ilgisiz kalan Monika, Harry‘nin iyimserliğini kullanırken, terketmeye alışkın genç kadın, kendi kurduğu aileyi de yüzüstü bırakacaktır.

Sıradışı bir proje Grindhouse (2) : ”Grindhouse : Death Proof (Ölüm Geçirmez)”

gorcun | 25 May 2009 12:44

Death Proof
Death Proof

Grindhouse serisinin Planet Terror’ den sonraki bir diğer filmi olan Death Proof (Ölüm Geçirmez)projenin diğer yapımcısı Quentin Tarantino tarafından çekilmiş. Bu filmde Dublor Mike (Kurt Russell) adlı bir psikopat katil kendi özel arabasını monte ettiği mekanizmadan dolayı ‘Ölüm Geçirmez’ olarak adlandırır.

Arabayla ne kadar kaza yaparsa yapsın oturduğu yerden ona hiç bir zarar gelmemektedir. Bu şekilde yollara çıkan Mike gruplar halinde özgürce dolaşan kadınları öldürmektedir. Filmde 2 grup kadınla tanışırız. Bu iki gruptaki kadınların özellikleri devamlı içki içen, uyuşturucu kullanan özgürce yollarda dolaşan ve kendi hallerinde takılıp yaşayan gençler olmalarıdır. Bu iki grubun hikayesi filmi ikiye böler.

Bir bardan diğer bara giden ilk grubu oldukça acı bir son bekler. İkinci grup ise yine yollarda çene çalan kızlardan oluşmaktadır. Ama bu kızlar Mike’ ın amaçlarını gerçekleştirmesi için daha çetin ceviz kızlardır.

Death Proof
Death Proof

Film bir Quentin Tarantino filmi olduğu için bolca geyik muhabbeti ve ilginç diyaloglara sahiptir. Genellikle filmlerinde erkeklerin dünyasını işleyen Tarantino bu kez bol kızdan oluşan filmi kız muhabbetleriyle doldurmuştur.

Persona (1966)

queennothing | 23 May 2009 10:44

1966, Ingmar Bergman ve Bergman yapımlarının vazgeçilmez ismi Liv Ullmann filmi “Persona“, bu sefer izleyicisinin, ‘karakterlerin kişiliği’ne değil; ‘bilinçaltının yaratıcılığı’na hayran olmasını sağlıyor.

Ünlü bir oyuncu olan Elisabeth Vogler, herkesin gıpta ile baktığı, hayranlık uyandırıcı bir yaşama sahiptir. Tiyatroda oyunun sergilendiği birgün Elisabeth, kimsenin anlmadığı bir hastalığa yakalanır. Elisabeth suskundur, hiç konuşmaz ve etrafındakilere boş gözlerle bakarak; anlatmaya çalışılanların ‘anlamsızlığı’ndan dem vurur. Ne doktorlar, ne de yakın arkadaşları, kimse güzel oyuncunun bu isimsiz hastalığına çare bulamaz.
Psikoloğu, bir kır evinde dinlenip, kendisiyle iletişim kurmasını önerir ve Elisabeth, kendisine refakatçilik edecek hemşire Alma ile bir kır evine yerleşir.

Eyes Wide Shut (1999)

queennothing | 22 May 2009 09:43

Sinema camiasında adı yerlere göklere sığmayan Stanley Kubrick‘in yönetmenliğini yaptığı son sinema filmi “Eyes Wide Shut“, Arthur Schnitzler‘in ‘Traumnoveller’ (Rüya Roman) adlı hikayesinden uyarlandı.

Dr. William Bill Harford, karısı Alice ve kızıyla sıradan bir hayat yaşamaktadır. Alice ile bir gece partisine katılan Bill, partide kendisine ilgi gösteren kızlarla yakınlaşır. Alice ise, kocasından bağımsız, kendisini dansa kaldıran bir adamla oldukça yakın bir ilişki kurarken, daha fazla yakınlaşmayı reddederek, kocasına ne kadar bağlı olduğunu anlatır.
Bill‘in ise farklı bir sorunu vardır, parti sahibinin yatak odasında genç bir kız, çıplak bir halde uyuşturucu komasına girmiştir. Genç kızı hayata döndüren Bill, gecenin ilerleyen saatlerinde karısı Alice ile eve döner.
Sıradan konular hakkında konuşan çift, birden ‘aldatma’ konusu hakkında konuşmaya başlar. Kocası Bill‘i kadın hastalarından kjıskanan Alice, kıskanılma arzusunu açığa vurarak, yıllar önce birlikte kaldıkları otelde, bir ordu görevlisiyle yaşadığı seks fantezisini, Bill‘e anlatır.

Çiçek Abbas

rasgon | 21 May 2009 16:06

Sinan Çetin’in bize çok güzel bir armağanı bence “çiçek abbas”.
Film 1982 yapımı bir komedi ve drama filmidir. Prodüksüyon şirketi KÖK FİLM olup yönetmeni; Sinan ÇETİN, görüntü yönetmeni; Sertaç KARAL, senarist; Yavuz Turgul’dur, müzikler ise Cahit BERKAY’a aittir. Baş rolllerde İlyas SALMAN, Şener ŞEN, Pembe MUTLU oynamaktadır. Film 1982 Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi senaryo ödülünü aldı. İlyas SALMAN çiçek Abbas rölünde, Şener ŞEN; şakir, Ayşen GRUDA; Şükrüye, Pembe MUTLU; Nazlı rölünde oynamaktadırlar.
Şakir’in (Şener Şen) yanında çalışan saf bir muavin olan başrol oyuncumuz çiçek Abbas (İlyas SALMAN) minibüs şöförü olup sevdiği kızla (Pembe MUTLU) evlenmek istemektedir. Fakat Şakir’de aynı kıza hastadır ve abbas’ın eline bırakmak istemez.

Anything Else (2003)

queennothing | 21 May 2009 12:13

Christina Ricci ile Jason Biggs‘i birarada görebildiğimiz bir fil daha: “Anything Else“. Sinema dehası Woody Allen‘ın ilişkilere bakışına farklı bir çift gözden ve 2003 yılı içerisinden bakmak isteyenlere dramatik komedi sunan “Anything Else“de kendini gösteren Allen da oyunculuğuyla bir kez daha beğeni kazanıyor.

Hayata karşı deneyimsiz, saf, iyimser ve anlayışlı duruşuyla Jerry, bulabileceği en sağlıklı ve güzel görünen; fakat bir o kadar asılsız sorunları olan kıza, Amanda‘ya aşık olur. Birdenbire kendini Amanda’nın annesiyle birlikte yaşarken bulan Jerry, tahammül sınırlarını zorlamaktadır. Gereğinden uzun süren birliktelik, Amanda’nın sorunlu davranışları ve ara verilen cinsel hayatın ardından Jerry, gerçeklerle yüzyüze geldiğinde, ne hayata, ne de Amanda’nın eylemlerine karşı tepkisiz kalacaktır.

The International

queennothing | 21 May 2009 09:42

Run Lola Run“, “Paris, je t’aime“, “Perfume: The Story of a Murderer“‘in Alman asıllı yönetmeni Tom Tykwer‘in 2009 yapımı sinema filmi “The International“, Clive Owen ve Naomi Watts‘ı biraraya getirirken, Türkiye’den sürpriz bir ismi de bünyesinde barındırıyor; Haluk Bilginer.

Adalet sağlama konusunda taviz vermeyen ve bunu bir çeşit hastalık haline getiren, Interpol için çalışan ajan Louis Salinger, yasadışı işler yapan ve kanıt bırakmayan güçlü bir bankanın kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bu görev sanıldığı kadar kolay olmayacaktır ve görev esnasında Salinger‘e eşlik eden savcı Eleanor Whitman da, Salinger kadar hırslı biridir.