bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

“Güneşi Gördüm” Oscar adayı olamadı

queennothing | 22 January 2010 09:51

7 Mart 2010 tarihinde 82. kez düzenlenecek olan Oscar Ödülleri‘nde ‘En İyi Yabancı Film’ kategorisi altında büyük elemeler yapıldı ve geriye 9 film kaldı. Ülkemizden de aday adayı olan “Güneşi Gördüm”, maalesef listeye giremedi. Eleme sonucunda listeye giren 9 film, bir elemeden daha geçecek ve geriye sadece 5 gerçek aday kalacak. Adaylar Şubat ayı itibariyle açıklanacak.

İşte sözü edilen 9 film;

  • Kazak sinemacı Ermek Tursunov‘un ilk sinema deneyimi olan Kazakistan çıkışlı “Kelin“.

Scarface (1932)

queennothing | 21 January 2010 15:59

Armitage Trail’in romanından uyarlanan 1932 çıkışlı sinema filmi “Scarface“, 1977 senesinde hayatını kaybeden Amerikan sinemacı Howard Hawks tarafından çekildi. 1967 senesinde hayatını kaybeden Oscar Ödüllü aktör Paul Muni‘nin başrolünde yer aldığı yapımda 1979 senesinde hayatını kaybeden aktris Ann Dvorak, Karen Morley, Osgood Perkins, George Raft ve C. Henry Gordon da rol almakta. Film, 1983 senesinde tekrar uyarlandı. Yönetmen koltuğunda Brian De Palma, başrolde Al Pacino yer alıyordu ve sinemaseverler tarafından yoğun ilgiyle karşılanan yapım, hala Sinema Tarihi’nin en iyilerinden biri olarak görülür.

Tony Camonte, Kübalı bir potansiyel suçludur. İşlediği küçük suçlardan bir türlü sıyrılmayı başaaran Tony’nin hayattaki tek amacı ‘en büyük’ olmak, kendi Amerikan Rüyası’nı gerçekleştirmektir. Bir şekilde Amerika’ya gitmeyi başaran Tony, cesareti, sınır tanımazlığı ve cömertliğiyle dikkat çekmektedir.
Yükselme hedefi, genç adamı çok geçmeden sözü geçen, korkulan biri haline getirecektir ve hızla tırmandığı basamaklar, kendine özgü tavırlarına ve ödün vermediği ahlak anlayışına doğrudan zarar veremese de dolaylı olarak yok etmeye başlayacaktır.

Kaç Para Kaç

exorientelux | 21 January 2010 13:38

Yönetmenliğini Reha Erdem‘in yaptığı “Kaç Para Kaç“; paranın, normal vatandaşı nasıl da anormale çevirdiğini abartmadan, karikatürize etmeden anlatan yönetmenin ikinci filmi.
Filmin baş karakteri Selim, sahibi olduğu dükkanda erkek gömleği satmakta, etliye sütlüye karışmadan yaşayıp gitmektedir. Bir gün bindiği takside, içinde yüklü miktarda para bulunan bir çanta bulur. Selim önce paranın sahibini bulma telaşı içine düşse de, gazetede çalıştığı bankadan para çalan bir adamın haberini okuyup bulduğu paranın çalınan para olduğunu anlayınca, telaşı paranın sahibine ulaştırılma telaşı olmayacaktır artık. Selim, sahip olduğu bu büyük ganimeti hayatına yavaş yavaş yedirmeye çalışır, ama farkında olamadığı şey parayla beraber kendi kişiliği ve etik değerlerini de harcamaya başladığıdır.

Cabin Fever (Dehşetin Gözleri)

gorcun | 21 January 2010 09:56

”Hostel” serisiyle adını dünyaya duyuran genç yönetmen Eli Roth’un ilk uzun metrajlı filmi ”Cabin Fever” (Dehşetin Gözleri) korku severleri tatmin eden ve yönetmenin adını bir kenara yazmalarını sağlayan bir yapım olarak göze çarpıyor. 5 genç arkadaşın (Marcy,Bert,Karen,Paul ve Jeff) şehirden ayrılıp, ormanlık alanda bulunan bir tahta kulübeye tatil ve eğlence amaçlı gitmeleriyle başlayan film kısa sürede gençlerin bilinmeyen bir virüs nedeniyle kabus dolu bir sürece girmelerini anlatıyor. Bert’in sincap avına çıkıtğında hastalıklı bir adamı vurmasıyla başlayan ölümcül süreç kısa sürede tüm gençlerin pençesine kapılacağı bir salgına dönüşür.Film, teen-slasher türünün özelliklerini barındırsa da ilerleyişiyle ve beklenen ‘katilin’ bir türlü gelmemesiyle farklı bir hikayeye sahip olan başarılı bir gerilim örneği olarak görülebilir. Filmin ilham kaynağı ise Eli Roth’un İzlanda’ya yaptığı bir yolculuk sırasında maruz kaldığı cilt hastalığından geliyor.

Satanik

uuuucar | 20 January 2010 16:38

Satanik
Satanik

Sinemada, çizgi roman uyarlamalarının yoğun olduğu ve izleyici tarafından rağbet gördüğü yıllarda, 1968 yılında çekilmiş bir İtalyan filmi; Satanik. Filmin adına bakarak şeytani öğeler barındırıyormuş gibi görünsede aslında hiç ilgisi yok. Satanik, yüzündeki biçimsiz yaralardan kurtulmak isteyen Dr. Marnie Bannister‘in hikayesini anlatmakta. Dr. Marnie Bannister‘in Madrid‘de yaşayan bir profesör tanıdığı hayvanlar üzerinde hücreleri yenileyen bir formül geliştirmiştir. Hayvanları oldukça agresifleştiren bu formülü, Dr. Marnie Bannister’in ısrarlarına rağmen profesör insanların üzerinde kullanmayı reddeder. Bunun üzerine profesörü öldüren kahramanımız formülü kendi üzerinde uygular ve bir anda çok güzel bir kadın haline gelir.

Hollywoodland (2006)

queennothing | 20 January 2010 14:17

Amerikan sinemacı Paul Bernbaum‘un senaryosunu yazdığı 2006 çıkışlı sinema filmi “Hollywoodland” (Hollywood Ülkesi), 6 defa Emmy adayı olan Allen Coulter tarafından çekildi. Oscar Ödüllü New York doğumlu Adrien Brody‘nin rol aldığı yapımda Oscar Ödüllü aktör Ben Affleck, İngiliz aktör Bob Hoskins, Robin Tunney, Kathleen Robertson, Brad William Henke, Dash Mihok, Molly Parker, Larry Cedar, Lois Smith ve Amerikan aktris Diane Lane rol almakta.

Kendi halinde bir dedektif olan Louis Simo, kız arkadaşıyla birlikte yaşayan genç bir adamdır. Karısının kendisini aldattığı fikrini saplantı haline getirmiş bir adam sayesinde ve bunun gibi işlerle para kazanan Louis, bir sabah Hollywood’dan küçük oğluna kadar herkesi etkileyen bir olay üzerine harekete geçer. Olay, ‘Superman’ George Reeves’in ölümüdür. Louis’i ilgilendiren kısmı ise, kayıtlara intihar olarak geçen bu ölümün bir cinayet olabileceği şüphesidir.

Altın Küre Ödülleri 67. Kez Sahiplerini Buldu

queennothing | 20 January 2010 11:50

67. Altın Küre Ödülleri, geçtiğimiz günlerde sahiplerini buldu. Buna göre, ‘En İyi Film’ kategorisinde ödülü hepimizin de bildiği gibi “Avatar” aldı. ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü “Crazy Heart” ile dört defa Oscar’a aday gösterilen aktör Jeff Bridges alırken, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü “The Blind Side” ile aktris Sandra Bullock‘un oldu. Yardım oyuncularda ise ödülü erkeklerde Christoph Waltz (Inglourious Basterds), kadınlarda Mo’Nique (Precious: Based on the Novel Push by Sapphire) aldı.
‘En İyi Komedi Filmi’ “The Hangover” seçilirken, ‘En İyi Animasyon’ da bizi şaşırtmadı; “Up“. ‘En İyi Aktörü’ Robert Downey Jr. (Sherlock Holmes) seçilirken, kadınlarda Meryl Streep (Julie & Julia) ödülü aldı.
‘En İyi Yönetmen’ James Cameron (Avatar) seçildi. ‘En İyi Senaryo’ ödülünü ise merakla beklenen “Up In The Air” aldı.

Camp Nowhere (1994)

queennothing | 20 January 2010 09:37

Kaliforniyalı sinemacı Jonathan Prince‘nin ilk yönetmenlik deneyimi olan 1994 çıkışlı komedi/ macera filmi “Camp Nowhere“nin senaryosu, Eliot Wald ve Andrew Kurtzman tarafından yazıldı. “Back To The Future” serisinden bildiğimiz ‘Çılgın profesör’ Christopher Lloyd‘un rol aldığı yapımda Jonathan Jackson, John Putch, Andrew Keegan, Devin Oatway, Jessica Alba, Peter Scolari, Kate Mulgrew ve Marnette Patterson yer almakta. Film hakkında ayrıntılı bilgilere erişebileceğiniz web sitesine de buradan ulaşabilirsiniz.
Aynı yaşlarda olan bir grup çocuk, aileleri tarafından zorla yaz kampına gönderilmek istenir. Çocuklardan Morris, buna karşı koymak istese de elinden bir şey gelmemektedir, ancak aklına düşen çılgın bir fikir, tüm çocukların ortak sorunu olan yaz kampını eğlenceye çevirecektir.

Başlarına yetişkin biri olarak Dennis Van Welker adında çılgın bir adamı alan Morris ve arkadaşları, ailelerine eğitim alacakları yaz kampına gittiklerini söyleyecekler, bunun yerine kendi yarattıkları eğlence dolu kampta konaklayacaklardır. Şantajla baskı altına alınan Dennis’in de kabul ettiği bu durum, çocuklar için adeta sınırsız bir eğlence dünyasına dönüşür.

Kutsal Damacana 2 – İtmen Fragman

esoes | 19 January 2010 16:35

Kutsal Damacana 2 – İtmen, 22 Ocak 2010‘da sinema ve özellikle Şafak Sezer severlerin karşısında.

Film hakkında detaylı bilgi ve resimleri görmek isterseniz sivrisinema.com adlı siteden de yararlanabilirsiniz.

Herzaman söylediğim gibi “bir filmin serisi olacaksa ilkinden daha iyi olmalıdır”, kesinlikle bunu başarmış olduğuna inandığım bir isim ki kurt adam karakterindeki Mustafa Üstündağ’da Şafak Sezer ile iyi bir ikili olmuşlar.

Şimdiden bir Şafak Sezer fanatiği olarak hepinize iyi seyirler diliyorum.

Barton Fink

uuuucar | 19 January 2010 14:55

Beni derinden etkileyen filmler vardır.Bunlardan biri de Coen kardeşlerin “Barton Fink” adlı filmiydi. Filmde; şöhretin basamaklarını yeni tırmanmaya başlayan bir oyun yazarının başından geçenler anlatılıyor. Berton Fink,Hollywood‘dan reddilemeyecek bir teklif alıyor (haftada 1000 dolar) ve Los Angeles‘ın yolunu tutuyor.

Burada garip bir otele yerleşiyor, stüdyonun ısmarladığı senaryoyu yazmaya başlıyor, ancak bir türlü ilham gelmiyor. Bu arada yan odada kalan biriyle samimi oluyor; şişko ve sevimli bir adam, sigortacı. Filmin ilerleyen dakikalarında yazarımız iyice köşeye sıkışıyor; sonunda senaryoyu bitiriyor…
Birçok insanın istemediği halde bir takım işleri, sadece para kazanmak için, yapıyor olmasını çok sade bir şekilde anlatan Coen kardeşlerin bu başarılı filminin başrolünde John Turturro var. Sevimli, şişko sigortacı rolündeyse yan rollerin ustalarından John Goodman bulunmakta.
1991 yılında vizyona girmiş bu film, aynı zamanda Coen kardeşlerin, Miller Kavşağı gibi bir filmden sonra ne yapabileceklerini kanıtlamaları açısından da önemlidir.