Bağımsız filmleriyle tanınan Miramax Film Şirketi‘nin geçtiğimiz günlerde kapandığı duyuruldu. Bugüne kadar mutfağından çıkan “Pulp Fiction”, “Everybody’s Fine”, “No Country For Old Men”, “Kill Bill V1 ve V2”, “Cheri”, “Last Night”, “Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain” gibi yapımları milyonlarca sinemasevere ulaştıran Miramax, tüm çalışanlarını ve projelerini Disney’e devredeceğini açıkladı.
1979 senesinde Bob Weinstein ve Harvey Weinstein kardeşler tarafından Amerika’nın kalbi New York’ta kurulan Miramax, Disney’e devredilme kararı aldıysa da ‘Miramax’ adıyla ilerlemeye devam etmek istiyor. İsteği beklemeye alan Disney’den ise henüz ses çıkmadı. Miramax’tan çıkan filmlerin listesine buradan ulaşabilirsiniz.
Site arşivi: sinepil
Kocatepe Öğrenci Filmleri Festivali ve Yarışması
queennothing | 01 February 2010 15:00
Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 29 – 30 Nisan 2010 tarihleri arasında bir film festivali/ yarışması düzenliyor. Türk profesyonel ve amatör sinemacıları kısa film çekmeye yönlendirmek, Türkiye’deki kısa film festival ve yarışmalarını çoğaltmak, panel ve söyleşilerde sinema ile ilgili bilgi alışverişinde bulunmak ve genel anlamda sinema sanatını geliştirmek amacını güden festival kurulu, üniversitenin öğretim görevlilerinden oluşuyor.
Katılmak isteyenler, 2008 senesinden sonra çekilmiş, 20 dakikayı geçmeyen kurmaca türü yapımlarıyla festival kuruluna başvurabilir.
Müzikal Filmler
cansualtas | 01 February 2010 12:03
Sinema ve müzik sanatının harmanlanmasıyla sunulan müzikal filmler, bazen öykünün şarkılarla bütünleştirilmesiyle bazen de sanatçının biyografik yaşamını konu almasıyla karşımıza çıkıyor.
’90’lı yıllar müzik/ müzikal filmlerin kilit noktasıydı.
’90 öncesinde çekilen filmler özgüven, aşk, sevgi, cesaret, sadakat, masumiyet, gurur temalarını yoğun şekilde işlerken, ’90’ sonrasındaki yapımlar daha modern bir çizgide ilerliyor. Gerek çekim teknikleri gerekse karakterlerin iç dünyaları, içinde bulunduğumuz teknoloji çağının birer kopyası olarak her yıl beyazperdedeki yerini alıyor.
The Phantom Of The Opera: İlk sahneye koyuluşundan yıllar sonra tekrar beyazperdeye uyarlanan film Andrew Lloyd Webber’in en ünlü müzikal eserlerinden birisi.
Amadeus: Wolfgang Amadeus Mozart’ın yaşamını anlatan biyografik film 8 dalda Oscar Ödülü kazanan iddialı yapımlardan birisi.
Wizard Of Oz: En iyi aile filmi olarak seçilen yapım, bizleri büyülü bir dünyaya götürürken masalımsı bir şekilde hayatın güzelliklerini sıralıyor.
Rumba: Aşkın en saf halini anlatan yapım aynı zamanda rumba dansını ekrana taşıyor.
Copying Beethoven: Beethoven’ı ve 9. senfoni dönemini anlatan film müziğin aşkını iliklerimize kadar hissettiriyor.
The Wall: Pink Floyd’un müziklerinin eksik olmadığı film Pink karakterinin yargılama, hesaplaşma ve tükenişe doğru giden hayatını konu ediyor.
Cabaret: Dramatik müzikal tadındaki film hala tiyatroyla ve oyunlarla tekrarlanan yapımlardan birisi.
Flashdance: Genç bir kadının dansa olan tutkusunu konu alan yapım aynı zamanda feragat, imkansızlık, kendine güven öğelerini işliyor.
Singin’in The Rain: Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçişi anlatan romantik film klasikler arasında yer almaktadır.
Dirty Dancing: Dans ve müzik ağırlıklı film, toplumsal sınıf ayrılılıkları ve ilk aşk üzerine dikkat çekiyor.
Evita: Arjantin’in First Lady’si Eva Peron’un yaşamını anlatan filmde Madonna başrol oynuyor.
DreamGirls: Hırslı bir menajeri ve üç kadından oluşan müzik grubunu konu ediniyor.
Şellâle (2001)
queennothing | 01 February 2010 09:47
Sinemacı Semir Aslanyürek‘in yazıp, yönettiği 2001 çıkışlı sinema filmi “Şellale” (The Waterfall), güçlü kadrosuyla dikkat çeken başarılı bir yapım. Filmde Türk Sineması‘nın güçlü isimlerinden Hülya Koçyiğit, Aykut Oray, Tuncel Kurtiz, Fikret Kuşkan, Ali Sürmeli, Enis Aslanyürek, Nurgül Yeşilçay, Ege Aydan, Savaş Yurttaş, Ezel Akay ve Canan Hoşgör yer alıyor.
Türkiye’nin geçmişine baktığımızda, 1960 senesinde güçlü bir olayın cereyan ettiğini görürüz; askeri müdahale, darbe. Siyasi boyutu bir tarafa bırakmayı başarırsak, her birimizin gördüğü tek gerçek, sayısız insanın ölmüş olduğudur. ‘Darbe’den yaklaşık 2 ay önce, Antakya’nın mütevazı bir kasabasında yaşayan insanların hayatını konu alan film, gerek ekonomik, gerek politik kriz yaşayan bir aileyi ve ailenin küçük erkek çocuğu Cemal’in hayal dünyasını irdeliyor. Farklı partilere mensub olan babası ve amcası arasında kalan küçük Cemal, her şeyden soyutlanarak kasabaya yeni yapılan Harbiye Şelalesi’yle arkadaşlık kurmaya başlar. Kasabada yaşayan insanların kırık düşlerinin dinleyicisi haline gelen bu şelale, Cemal ve kızkardeşinin fantastik buluşma noktasıdır.
Boksör Mike Tyson’ın hayatı film oluyor
queennothing | 31 January 2010 15:48
Tüm zamanların en iyi boksörlerinden biri olarak kabul edilen 1966 doğumlu Amerikan boksör Mike Tyson‘ın hayatı beyazperdeye aktarılıyor. 19 yaşındayken adı ‘gerçek boksörler’ arasında geçen Tyson, Dünya Ağır Siklet Şampiyonu olarak tarihe geçti. 44 yaşındaki boksörün hayatı, “The Devil’s Advocate“, biyografik yapım “Ray“, “Proof Of Life” gibi yapımların da yönetmenliğini yapmış olan 1944, Amerika doğumlu yapımcı/ yönetmen Taylor Hackford tarafından uyarlanacak. Başrolde ise 1967 doğumlu aktör Jamie Foxx var. Haber 2007’den beri ortalarda dolanıyor ve Hackford ile Foxx’un projeleri arasında da görünüyor lakin henüz hiç bir tarih verilmedi.
Zaten başarılı bir aktör olan Foxx’un Tyson efsanesini nasıl yansıtacağı merak konusu.
Utanç / Buda As Sharm Foru Rikht
exorientelux | 31 January 2010 13:30
Okula gitmek için yollara düşen küçük bir kızın bir gününü anlatan Utanç / Buda As Sharm Foru Rikht, bu filmi çektiğinde henüz 19 yaşında olan Hana Makhmalbaf‘ın ilk uzun metraj filmi. Filmde Baktay adındaki küçük kız, küçük kardeşine bakması gerektiği için okula gidememektedir. Erkek ve kızların ayrı ayrı okuduğu Afganistan’da kızlar okulu da çok uzaktadır zaten. Komşularının oğlu Abbas’ı okuyor görmek minik Baktay’ın okuma hevesini iyice depreştirir. Annesinin evde olmadığı birgün okula gitmek üzere yola çıkar. Fakat önce okulun nerede olduğunu bulması, ondan da önce okulda kullanacağı defter kalem gibi araç gereci tedarik etmesi gerekmektedir. Hiçbir şeyi olmayan küçük kız için bu basit sorunların üstesinden gelmek kolay olmaz. Üstüne üstlük Amerikan askeri rolü yapıp bütün teröristleri öldürmeye niyetli bir grup çocuğun savaşçılık oyununu da atlatması gerekecektir.
When Nietzsche Wept (2007)
queennothing | 30 January 2010 10:41
Psikolojik roman yazarı Irvin Yalom‘un romanından uyarlanan “When Nietzsche Wept“, Pinchas Perry tarafından senaryolaştırılıp, yönetildi. 2007 çıkışlı yapımda Armand Assante, Jamie Elman, Ben Cross, Katheryn Winnick, Andreas Beckett rol alıyor.
Başarılı bir psikoterapist uzmanı olan Josef Breuer, kendi alanında adı duyulmuş, saygın ve güvenilir biridir. Beş çocuk babası olan Breuer, Salome adındaki bir kadının kendisiyle irtibata geçmesi üzerine hem mesleki hayatındaa, hem özel hayatında saklanıp kaçtığı anılarını keşfedecek, hayata bakışı adetaa değişecektir. Genç ve güzel bir kadın olan Salome’nin Breuer’e gelme sebebi, çok sevdiği arkadaşı Nietzsche’nin ‘umutsuzluğu’dur. Hayata karşı tüm umutlarını yitirmiş olan Nietzsche, hiç kimse tarafından tanınmayan, iki kitabı yayımlanmış bir felsefecidir. Breuer’den arkadaşını kurtarmasını isteyen güzel Salome, bir çok sebeepten dolayı reddedilmeyecek ve ünlü psikoterapist, yardım istemeyecek kadar gururlu olan bu adamı umutsuzluğundan kurtarmaya çalışacaktır.
The Cook the Thief His Wife & Her Lover (1989)
queennothing | 29 January 2010 12:33
İngiliz sinemacı Peter Greenaway‘den önemli detaylara ve muhteşem bir görselliğe sahip, tekdüze başlayıp, aynı yolda devam eden bir başyapıt. 1989 senesinde vizyona giren “The Cook the Thief His Wife & Her Lover” (Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı), İngiliz Kültürü’ne, Fransız Devrimi’ne, doyumsuzluk ve açgözlülüğe, şehvete ve masumiyete yaptığı ince göndermeleri ve kusursuz bir oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. 1940, İrlanda doğumlu aktör Michael Gambon, Oscar Ödüllü aktris Helen Mirren, İngiliz aktör Tim Roth, Alan Howard, Richard Bohringer ve Roger Ashton-Griffiths‘in rol aldıkları yapımın tamamı İngiltere’de, başarılı dekore edilmiş bir stüdyoda çekildi.
Albert Spica, büyük bir restoran sahibi, zengin bir adamdır. Zenginlikle sahip olduğu doyumsuzluk hissiyle oldukça kaba ve görgüsüz bir adam haline gelen Albert, güzel ve zarif karısı Georgina’ya karşı da tıpkı restorandaki garson ve hatta müşterilere de olduğu gibi saygıdan yoksuni kaba davranışlar sergilemektedir.
Gloria (1999)
queennothing | 28 January 2010 17:38
1989 senesinde hayatını kaybeden Amerikan sinemacı John Cassavetes‘in 1980 senesinde yazıp, yönettiği drama filmi “Gloria“da 1930 doğumlu Amerikan aktris Gena Rowlands başrol oynuyordu ve aktris, canlandırdığı ‘Gloria’ karakteri ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Aradan geçen 19 sene sonrasında, 1999 senesinde film, tekrar uyarlandı. Filmin yönetmeni ise 5 defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan sinemacı Amerikan sinemacı Sidney Lumet idi. 1958 doğumlu aktris Sharon Stone‘nin başrolünde yer aldığı yapımda Jeremy Northam, George C. Scott, Barry McEvoy, Jean-Luke Figueroa, Bonnie Bedelia, Cathy Moriarty ve Mike Starr rol almakta.
Hapisten yeni çıkan genç ve güzel Gloria, üzerinde az miktarda parayla eski sevgilisinin yanına gider. Zaten sevgilisi yüzünden hapse girmiş olan genç kadın, üç sene kaldığı nezarethaneden çıkınca hayatın pek de değişmediğini anlayacaktır. Gangster sevgilisinin giriştiği tehlikeli ve yasadışı işlerden uzak durmaya çalışan genç kadın, bu karmaşanın ortasında masum bir erkekle tanışınca, tüm hayatı değişecektir. Uyuşturucu sebebiyle katledilen ailesinden sonra yapayalnız kalan küçük Nicky’i, gangster sevgilisinden kaçırıp güvenli bir yere bırakmak isteyen Gloria, küçük çocuk için güvenli bir yer olmadığını anlayınca zor bir kararın eşiğine gelir.
Michelle Pfeiffer
queennothing | 28 January 2010 14:43
Michelle Marie Pfeiffer, 29 Nisan 1958 tarihinde, Amerika, Kaliforniya Bölgesi’nde Santa Ana’da dünyaya geldi. Dick ve Donna’nın kızı, bir erkek ve iki kız kardeşe sahip olan Michelle, 1976’da Fountain Valley High School‘a kayıt oldu, daha sonra Golden West College‘de okudu. Bu süreç içinde genç Michelle, kasiyerlik yaptı, bir giyim mağazasında çalıştı. İlk oyunculuk deneyimini “Delta House” adlı TV dizisiyle kazanan Michelle, 13 bölümlük dizinin 7 bölümünde rol alırken henüz 21 yaşındaydı. Aynı sene, 1979’da “The Solitary Man” adlı TV filminde ‘Tricia‘ karakterini canlandıran genç aktris, 6 sezonluk “CHiPs” adlı TV dizisinin bir bölümünde konuk oyuncu olarak yer aldı. 1980 senesinde Michelle, 60 dakikalık 6’şar bölümden meydana gelen “B.A.D. Cats” (‘Samantha Jensen‘ karakteriyle) adlı dizide rol aldı. Aynı sene Floyd Mutrux‘un yönetmenliğini yaptığı “The Hollywood Knights” adlı sinema filminde ‘Suzie Q‘ karakteriyle yer alan Michelle, “Fantasy Island” adlı TV dizisinin iki bölümünde ve “Falling In Love Again” (‘Sue Wellington‘ karakteriyle) adlı komedi filminde rol aldı.