bildirgec.org

yokuş hakkında tüm yazılar

Abdullah Gül ve Ben

menese | 21 March 2008 11:57

Şu rüya denen şey ne kadar da tuhaf değil mi?.
Yazıya böyle girişime karşılık: “Hah.. Ne güzel de bi tespitte bulunmuşsun.. Rüya hakkında kimsenin aklına gelmeyecek bir neticeye varmışsın..” mealinde alaycı sözlerinizi duyar gibiyim.
Alay etmekte alabildiğine özgürsünüz fakat son gördüğüm “tuhaf ötesi” rüyamı anlatırsam, böylesine malumu ilam eden bir klişeyle yazıma başlama ihtiyacı duyma tercihime belki hak verirsiniz.

Rüyalarımda (Bunlara rahatlıkla kâbus da denebilir ama hemen hepsi böyle olunca şahsen rüyasız kalmamak için ben bu gördüklerime rüya demeyi tercih edeceğim..) çoğunlukla acı çekerim, kolayca yapılacak bir şeyin illâki beni zorlayan versiyonunu denerim, zorluk yoksa yaratırım, yoluma türlü engeller çıkarırım, zorlanırım, nefessiz kalırım, resmen biterim..
İşte “rüyam” dediğim şeyler genelde bu minval üzre başlar ve biter.
Bu sabaha karşı gördüğümün de bunlardan farkı yoktu ama oldukça renkli sayılırdı hatta hoşuma gidecek sahneler dahi barındırıyordu.