Kulağa ne kadar da basit geliyor değil mi? Ne var ki bunda? İnternete girmeden uzunca bir süre yaşayabilirim; eskiden internet mi vardı; Pek tabi ki, sadece üç gün değil, haftalarca dahi internete girmeyebilirim diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim. Kuruyup yanan gözlerden, iki büklüm olmuş omurgamızın verdiği ağrılardan, hareketsiz kalmaktan erimiş boyun kaslarımızın yerine kafamızı taşımaktan yorulmuş boyun omurlarının verdiği acıdan kim kurtulmak istemez? En önemlisi, kuytu bilgisayar odasından çıkıp, güneşli bir günde harika bir sahil yürüyüşüyle kim ruhunu dinlendirmek istemez ki? Aslında insan doğası ile hiç de bağdaşmayan bu teknolojiden mahrumiyet durumunda, teorik olarak büyük bir rahatlama ve mutluluğa erişmemiz gerekir. Fakat insan doğasındaki diğer bir unsur malesef mutluluğa giden bu yolu engelliyor; Bağımlı olma potansiyeli! Farkında olmadan gelişen bir tür bağımlılıktan bahsediyorum: Teknoloji ve internet bağımlılığı.