bildirgec.org

yokolmak hakkında tüm yazılar

Yaekosan nerdesin?

acuistic | 16 August 2007 10:56

Sabahın erken saatleriydi, güneşli bir gün başlıyor, ağaçlada oynaşan yapraklar bulutsuz gökyüzünden süzülüp gelen güneş ışıklarını yansıtıyor, bahçedeki gölgelere nefis bir tezat oluşturuyordu. Önceki gece hastanede nöbetçi olduğum için yorgunluktan henüz üstümü değiştirmemiş, oturma odasındaki halının üzerine uzanmış, aralık kapıdan bahçeye bakıyordum.
Birdenbire güçlü bir ışık parlaması oldu, peşinden bir daha… Bahçedeki gölgeler kayboldular, saniyeler önce önümde, zevkle baktığım güneşli pırıltılarla dolu görüntü birdenbire karardı, ortalığı kalın bir toz bulutu kaplamış, herşey toz perdesinin arkasına saklanmıştı. Olduğum yerden evimin bir köşesindeki kalın ağaçtan yapılmış sütunun yana yatmış, evimin çatısının hemen tamamen çökmüş olduğunu gördüm…
İçgüdüm hemen buradan kaçmamı haykırıyordu. Kımıldamakta zorluk çekiyordum; çöküntü ve yıkıntılar yürümemi engelliyordu.
Büyük zorluklarla az önce bahçem olup da şimdi içindeki her şeyin yok olduğunu açıklığa çıktım. Gücümü toplamak için bir an durdum. Birdenbire tamemen çıplak olduğumu farkettim; elbiselerime ne olmuştu ki?
Vücudumun sağ tarafı tamamen kesiklerle kaplanmış, büyük bir odun kıymığı, kanayan bir yaranın ortasında, kasığıma batmıştı. Birden ağzımda ılık, tuzlu bir sıvı hissettim, elimin tersiyle ağzımı silmeye çalıştım, elim kana bulandı; kocaman bir cam parçasıda boynuma saplanmıştı, yara şiddetli bir şekilde kanıyordu. İçgüdüsel bir davranışla cam parçasını çabucak çekip çıkarttım; şokun yarattığı şaşkınlık içinde ellerime bulaşan kana bakıyor, ne olduğunun anlamaya çalışıyordum…
Birdenbire karım aklıma geldi.
‘Yaekosan! Yaekosan!’ diye bağırmaya başladım.
Boynumdaki yaradan kan fışkırarak akmaya başladı; acaba camı çıkarırken şah damarımı mı zedelemiştim, kan kaybından mı ölecektim? Korku ve şok içinde bağırmaya devam ettim.
‘yaekoasn nerdesin, sakın korkma sadece 500 toluk bomba düştü o kadar…’
Birden yıkıntılar arasında onun çıktığının gördüm, çıplaklığının ve yanıp buharlaşmış derisine rağmen rahatladım.
‘Herşey iyi olacak yaekosan, sakın kokma,sadece 500 tonluk bir bomba…’ Ne bomba 500 tonluktu ne de herşey güzel olacaktı…

Bombaların babası
Bombaların babası

Ben nasıl yokolabilirim ki?

nisyankar | 01 December 2001 06:40

Son günlerde unutmanın ne demek olduğunu ya da yaşamımda ne kadar derin büyüdüğünü anlayarak saatlerce ayakta kalabiliyordum. Kitap okurken ya da sabit sobanın kızaran demirlerine bakarak…

O kadar arttı ki unutkanlık ya da adı neyse bilmediğim şey. Sobanın o kızaran demirlerinde ya da alı kilim desenlerine 3 boyutlu resimlere bakar gibi bakıp orada çeşitli derinliklerde farklı nesneler görebiliyorum. Sadece bunlarla da kalmayıp artık başka insanlara da zarar vermeye başlamış olmam aslında beni bunalıma sokuyor. Bugün yoldan taksi çevirdim bilgisayar kasamı bi yere götürüp bırakıcaktım. Yerler ıslak olduğu için kasayı ilk başta kasayı yanıma almayıp taksiyi evin kapısına götürüp yoluma devam edeyim diye düşünüyordum. Evin önünde duracağımı unutup (ya da evi unutup) taksiyi 50 mt. kadar ötede durdurdum geri gidelim de demedim garip olmasın diye. Koşarak eve geldim. Kasayı aşağıda görmemiştim. Evden başka birşey alacağımı zannediyordum o an. O birşeyi hatırlamaya çalışırken botlarımı çözerek odama girdim. Odamda dolanırken oğlum sen gitmedin mi şeklinde bir ses duydum! Annem aynı zamanda bilgisayarını ne yaptın diye de sordu. O an kasanın aşağıda olduğu aklıma geldi fakat vakit bana göre baya ilerlemişti. Taksi hala bekliyor olamazdı. Azcık oturmak için çekyata yöneldim. Biraz sonra sokaktan korno sesi yükselmeye başladı. Taksici yarım saattir aşağıdaydı. Panikledim. Gidip o ana kadar yazan paray versem adam beni dövebilir diye düşündüm. Evden çıkmamak en iyi çözüm diye de düşündüm. Öyle de yaptım fakat en iyi çözümün bu olmadığını sonradan anladım. O kadar sıkılmıştım ki. Yağmurlu bir havada ekmek parasını çıkarmaya çalışan bir adamı boş yere bekletiyor durumuna sokmuştum kendimi. O an annem pencereye yöneldi ne bu korna sesi diyerek. Onu engelledim. Dur bakma şeklinde geçiştirmek istedim. Sonra kapı zili çalmaya başlayınca durumu izah etmek durumunda kaldım. Ufacık bir olayı kocaman bir kördüğüme soktum. İntihar etmeyi düşünmedim de değil aslında. Cidden çok kötü oldum fakat yapacak hiçbirşeyim yok gibiydi. Adam bir süre daha zili çalıp apartmana girip kapımıza kadar geldi. Evi bilmemesine rağmen. Kapıyı açmadım ve açmak için direten annemi engelledim. Evden hiç çıkasım yoktu fakat çıkmak da zorundaydım. Herşeyi unutmak için uyumayı seçtim.

Ama hala uyuşmuş değilim 🙁