Böyle sonlar olmamalı…

Kapılar kapalı, kimsede anahtar yok!…

Telefon sessiz hiç çalmıyor, belki de numarayı bilen yok!…

Nelere sahipti ! Neler kaybetti ?…
Ya da hiçbir şeye sahip değildi, o nedenle de hiçbir şey kaybetmedi…

Milliyet’in iskeleti bulunan şekerci Faruk ile ilgili haberi; Yün çorapları,pijaması ile sandalyede iskeleti bulunan “insan”…

Haber bana, Çehov’un ; Raşild’in Kemanı’ndaki Yahov’u hatırlattı; Yahov, boşa giden yaşamını, bağırıp çağırarak, etrafa göz dağı vererek geçirir…Sonunda bir şey yapamamanın verdiği çaresizlik, umutsuzca çırpınışlar ve düzenin ona verdiği zenginliklerin bir anda birileri tarafından çalınıp götürülüşü…
Şekerci Faruk’un neler yaşadığını bilmiyoruz,belki de Yahov’un yaşamına benzer bir yaşamı oldu….Ya da çok daha farklı, çok daha dramatik şeyler !…