bildirgec.org

yeni yazarlar..

yeni yazarlar..

Gerçek Bestseller!

bir kitap “çok satanlar” listesinde bir sene zirvede durur. sanırsın ki binler, yüz binler satmaktadır. fakat sene sonunda bir dergide gerçekle yüzleşirsin! bunca zaman listebaşından inmeyen kitap sadece 20.000 ( evet sadece yirmi bin) satmıştır. peki sebebi nedir? korsan satış patlaması mı?? bence kesinlikle değil! sebebi “kitap okuma alışkanlığımızın” olmaması. ona gerek, ihtiyaç duymamamız. yeterince şeyle meşgul olmaktayız gün içre. dışarıda iş, evde iş ve bunlara bir de “televizyon” faktörünü eklersen; gel de kitap oku, ona vakit ayır! kesinlikle okumayanlara da hak veriyorum!

.. devam edeceğim 🙂

Uzun zamandır aradım durdum “ücretsiz” bir blog hizmeti veren bir site… Çok yerleri gezdim, gördüm ama hiçbirisi beş para etmez! En sonunda “bildirgeç“te karar kıldım.

***

Ne ki blog? Neden arıyorum ki kendime güzel bir mekan! Kiminin üzerinde reklam varmışsa banane!… İleride iyi bir “blog yazarı” olabilmem için ilk adımımı atmam gerekiyordu, attım. Şimdi “bildirgeç“te yazarım işte!

Haberlere çoğunlukla Internet’ten ulaşanlar, RSS ile de tanışmışlardır. Sürekli güncellenen web sitelerinin içeriğinin kullandığınız program sayesinde size gelmenizi sağlayan ve kullanana önemli ölçüde zaman kazandırdığı kadar ilgilendiği sitelerdeki güncellemeleri kaçırmasına da engel olan bir teknoloji. İlgilenenler Vikipedi’deki RSS sayfasından daha ayrıntılı bilgi edinebilirler.

Internet’te bulunan onlarca haber sitesinin içerikleri birbirinden çok fazla ayırt edilemiyor. Çoğu kaynak, haberleri aşağı yukarı aynı cümlelerle aktarıyor. Bu nedenle haberlerle ilgili yorumlar daha fazla önem kazanıyor. Haberleri zaten bir gazeteden takip ediyor olabilirsiniz, ancak değişik gazetelere yayılmış bulunan çok sayıda yazarın haberlerle ilgili görüşlerini, gündemle ilgili yorumlarını alabilmek için söz konusu gazetelerin köşe yazarları için hazırladıkları RSS linklerine kaydolmak gerekiyor. Sıkıntı da bu noktada başlıyor. Bazı gazetelerin web sitelerinde yazarları için hazırladıkları RSS linklerini bulamıyorsunuz. Yorumun haberden daha çok önem kazandığını bildiklerinden olsa gerek, okuyucuları hiç olmazsa kadrolarındaki yazarlarla web sitelerine çekmeye çalışan gazeteler bu konuda biraz çekingen davranıyorlar. Ancak, bu, söz konusu gazetelerin yazarları için RSS linki hazırlamadığı anlamına gelmiyor. Aşağıda, web sitelerinde yazarlarının RSS linklerini vermeyen iki ulusal gazetenin aslında hazırladıkları ancak Internet kullanıcısıyla paylaşmadıkları gizli linkleri bulabilirsiniz:

http://azveoz.blogspot.com/2008/01/hrant-dink-icin-19-ocakta-ayni-yerde.html

http://sesliblog.com/2008/01/03/soyadi-ayni-olan-yazarlar/

Tabiki Technoratideki CEO değişikliği değil. Bu seferki Technorati top 100 değişimi. Daha önceleri Top 100 blogun subdomainleri dahil o bloga verilen linklerin toplamıyla oluşturuyordu.

Bu seferki değişiklik blogların şu ana kadar yazan yazarların toplamıyla oluşmuş görünüyor.

Aralarında yazar,sanatçı,edebiyatçı ve Alevi örgütlerinin gazetelere ilan vererek Akp’nin Alevilere yönelik politikalarını samimi bulmadıklarını ve bu gidişatı kaygıyla izlediklerini duyurdular.
Amasya’da Alevi kız öğrencilerin okul değiştirmesine neden olan olayların da hatırlatıldığı ve bu yaşanan olayların istisna olarak değerlendirelemeyeceğini bu olayları da mahalle baskısı olarak görmenin hıyanetten başka bir tanımı olmadığını belirttiler.Ayrıca baskı ve sindirmeler sürerken Akp’nin Alevi açılımlarını gündeme getirmesini de gayri samimi ve art niyetli bulduklarını belirttiler,şayet Akp samimi ise AİHM’in zorunlu din dersi yönündeki verdiği kararları uygulasın dendi,duyuruya Alevi olmayan yazar,sanatçı,edebiyatçılar da destek verdi.
Haberin Devamı

Merhabalar.

Öncelikle müzikten kastım nedir onu belirteyim..

Jazz, blues dan heavy metal e kadar her türde yazılar, grup ve müzisyen biyografileri, albüm kritikleri, konser kritikleri vs yazabilecek yazarlar aranıyor..

Önemli açıklama: Aradığım şey “Ben çok pis deathçiyim, blackçiyim saçlarım uzun, siyah pardesü giyiyorum.” lar değil. Müziği adam gibi bilerek dinleyen, yaşı kemale ermiş arkadaşlardır..

Gereksiz açıklama:
Site kazandıkça sizde kazanırsınız. Her yazarın kendi sayfası olur ve o sayfaya, yazar herhangi bir reklam programına üyeyse (google adsense, adbrite, bıdı bıdı) kendi reklamlarını koyabilir..

Elvis ve Pantera sevmeyen yorum bile yazmasın. =)

Az önce çok sevdiğim bir yazarın bir dergide yazmış olduğu birkaç yazısını okudum. Yazıların bir çoğu yaşamımızda karşılaştığımız, hissettiğimiz, paylaştığımız…vs şeyler üzerine ince ince dokunuşlardan ve yazarın hayata bakış açısından izlerdi.
Yazılarda yer alan konuların bir çoğunu yaşıyoruz ya da yaşayanlarla paylaşım içindeyiz. Yani kısacası bu yazıların bazılarında kendimi buldum (bende bu şekilde düşünüyorum) diyebilirim.
Peki acaba neden düşüncelerimizin parıltılarını başkalarının yazdıklarından buluyoruz ve neden düşüncelerimize tercüman olamıyoruz? Kim bilir?
Galiba bize kendimizi başkalarının anlatmasına o kadar çok alıştık ki, kendimizi kendimize anlatamaz ve hatta kendimizi başkalarının yazılarında arar olduk. Başkalarının beğendiği ve anlattığı gibi olup çıktık açıkçası.
Sanırım bu yazı bu nedenle kendime eleştirimdir. Takılıp kaldığım “acaba ne düşürler” deyip yapmak isteyip de yapamadıklarıma karşı bir duruştur. Bu nedenledir ki, aldım elime kağıt kalem yazmaya başladım.
Bu yazı düşüncelerimin derin ve sağlam ayak izlerinin başlangıcıdır. Bu ilk adım, ikinci adımı atmadan ilk adımın ne kadar güçlü olduğunu görmem zor.