ERKEK:

Dur gitme! Köşe başı yalnızlıklarımı asma sokak lambalarına.
Gitme…
Üşüyen yüreğimi kaldırımlara serip gitme!
Dur, ha yıkıldı ha yıkılacak yalnızlığım
Hasretine koyup beni gitme!
Arkanda bir siluet bırakıp gitme!
KADIN:
Giden ben değilim:
Yaşanmışlıklar beni kaldırımlarla yalnızlığımı paylaşmaya mahkum eden!
Sigara dumanıdır gecenin karanlığını delip geçen.
ERKEK:
Şimdi ben, bu şehrin kaldırımlarına ağlasam özlemin durur mu?
KADIN:
Yüreğimin karanlığını sigaramın ateşi aydınlatmaz ,üşüyen bedenimi ısıtmaz.
ERKEK:
Söyle yaşanmışlıklar geri gelir mi ve sen olur
musun tekrar?
KADIN:
Gelmez…
Ben ben olamam tekrar!
ERKEK:
Şimdi seni sevdiğim çiçek adlarıyla anıyorum.
Saksıdaki begonya sana dargın, sana küskün.
Gidişin cehennemin yaşamdaki karşılığı oldu.
KADIN:
Sen gittin ya ne çayın tadı var ne de…
ERKEK:
Ne pazar gezmelerinin tadı var kalmamışlığında!
Ne izlenen sinemanın ne de o güzelim şiirlerin tadı kaldı.
Seninle hepsi gitti.
KADIN:
Ben gitmedim ve duygularımla sendeyim.
Çiçek kokularını bıraktım sana!
Çorak topraklarda yeşerdim yeniden sana.
Sarıp sarmalayan sarmaşık gibi seninle büyüdüm küçük dünyamda.
Şimdi seni bekliyorum çiçeklerimi açmak için
ERKEK:
Dur…
Şimdi kanarım ha…
KADIN:
Dikenlerim seni kanatmasın!
Kan sımsıcak…
ERKEK:
Hasretinin acısı taze!
Dur!
Söyletme sakın kanayan yüreğimi…
Dur:
Sen gittin kanadım!
KADIN:
Kanadım kırıldı kanadığın anda!
Gitmemeliydim…
ERKEK:
Gittin!
KADIN:
Bırakmamalıydın beni sensizliğe, terk etmemeliydin varlığımı!
ERKEK:
Beni öylece bırakıp gittin.
KADIN:
Gitmek istemedim , gitmedim!
ERKEK:
Dur! Sokak araları şimdi daha dar!
Üşüyorum…
Ellerinin sıcaklığı yok!
Silinmiş teninin kokusu ellerimden.
KADIN:
Ayak izlerimi bıraktım.
Tırnaklarımı geçirdim, soğuk gecelerde karanlığa saldırdım.
Aydınlığı verirsin diye bana.
ERKEK:
Olmadı, yapamadık!
Gittin…
KADIN:
Olmadı…
ERKEK:
Şimdi ben kendi yalnızlığıma sarılıyorum senin yokluğunda!
KADIN:
Yalnızlık yanıltmasın seni, benim varlığımdır sarıldığın.
Gitmedim:
Çiçek kokularıyla yanındayım!
Soğuk bedenine sarılan yeşillenmiş dallarım, seni öpen çiçeklerim açmış.
ERKEK:
Yok, bu bir hayal gecesidir şimdi!
Bir yaz günü rüyası…
Sokak lambaları söndü şimdi:
Sen gittin!
KADIN:
Gökkuşağı renkliliğindeydim fark etmedin… Ben gitmedim!
Yağan sağnak yağmurdan sonra çıkan gökkuşağıyım.
Her rengi barındırarak geldim, yalnızlığını kovmak için.
ERKEK:
Dolduramaz boşluğunu ne gökyüzü nede engin deryalar…
KADIN:
Gittin…
ERKEK:
Üşüyorum şimdi…
KADIN:
Dolacak, dolduracak coşmuş varlığım.
Isıtacak üşüyen bedenini!
Aydınlatacak yalnız karanlığını.
Gitmeyecek bu can senden önce!
Bitmeyecek bu gece…
Ve sokak lambaları aydınlatacak her geceyi
Dar sokaklar genişleyecek varlığımızla.
ERKEK:
Uyandırmalı beni bu gidişler…
KADIN:
Çıkmaz sokalar sana ulaştıracak beni.
Uyutmayacağım seni, gözlerimle gözlerine dalacağım.
ERKEK:
Şimdi sen yoksun bende, yokum çıkmaz sokakların sonunda ki karanlıkta!
KADIN:
Yok oluşlar yok!
ERKEK:
Var oluşlar anlamını yitirdi!
KADIN:
Var olmak için döneceğim sana.
ERKEK:
Gittin!
KADIN:
Gitmedim!
Gönderme beni:
Karanlık dar sokaklara.
ERKEK:
Yoktun ki!
KADIN:
Sensizliği içemem ben.
Atamam ayaklarımın altına, çiğneyip geçemem içimdeki seni.
ERKEK:
Bendeki sen var bende.
Gitmedim.
KADIN:
Bir de benim aciz yüreğime sor gitmelerin yorgunluğunu.
ERKEK:
Gittin!
Üşüyorum…
KADIN:
Dokun bana sıcaklığımı hissedeceksin.
Var olduğumu anlayacak, kanayan yaralarımı ve yaralarını hissedeceksin!
Kan sımsıcak…
Isıtacak bedenini.
ERKEK:
Git!
Beni seninle; ama sensiz dağ başı yalnızlıklarımla bırak git!
Yoktun…
KADIN:
Git!
Ne kadar soğuk üşüyorum!
Isıt beni, git deme!
ERKEK:
Üşümeme izin verme!
KADIN:
Vardım! Hissetmeliydin bendeki seni…
Ben seninle varım!
Dağlar anlamaz beni…
Seslenişim yankılanır, döner bana!
Git, git… gitme der bana!
ERKEK:
Var oluşlarım, yok oluşlarım…
Ben yoktum!
Gittin!
KADIN:
Gittim artık!
ERKEK:
Dur…
KADIN:
Sende ki ben yok ve bende ki sende yok!
ERKEK:
Gitme…